Serik Belediyesi bu kez Haciz Şoku ile karıştı.

CHP Antalya Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Rafet Zeybek, Serik Belediyesi’ne alacakları nedeniyle haciz işlemi başlatan Sistemli Dağıtım Hizmetleri A.Ş. adlı şirketin Serik Belediye Başkanını hedef alan ve Belediye Meclis Üyelerine gönderdiği mevcut Belediye Başkanı’nın istifa etmesine yönelik notunu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi ile Meclis gündemine taşıdı.

500 bin Türk Lirası rüşvet alınması iddiaları ile daha önce gündeme gelen AKP’li Serik Belediyesinde, Belediye Meclisi toplantısında, belediye ile geçmiş dönemde iş yapan bir firmanın alacaklarını alamadığı iddiasıyla haciz işlemi başlatması süreci ve şirketin Meclis Üyelerine “…şirketimize karşı sergilemiş olduğu hasmane tutumları nedeniyle özür dilemesi ve istifa etmesi halinde satış talebimizden vazgeçeceğimizi, yeni başkan ile belediyeniz ve Serik halkının menfaatleri göz önünde bulundurularak ödeme görüşmeleri sonuçlanıncaya kadar haciz işlemlerine devam etmeyeceğimizi, belediyeniz ve Serik halkı için fedakârlık yapmaya hazır olduğumuzu siz değerli meclis üyelerine bildiririz.” ifadelerinin bulunduğu notu göndermesi gündemini soru önergesi ile TBMM’ye taşıyan CHP’li Rafet Zeybek yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

ŞİRKETTEN BELEDİYE’YE MUHTIRA

“Serik Belediyesinde alındığı iddia edilen 500 bin Türk Lirası rüşvete dair verdiğimiz önergelere cevap beklediğimiz günlerde, Serik Belediyesinin bir şirket tarafından adeta tehdit edildiği bilgisi Belediye Meclisinde gündeme geldi. Sistemli Dağıtım Hizmetleri A.Ş. adlı bir şirketin, AKP’li Serik Belediye Başkanı’nı alacakları konusunda telefonla adeta tehdit etmesi ve Meclis Üyelerine muhtıra niteliğinde Belediye Başkanının istifa etmesi ve yeni gelen başkanla çalışma isteklerini içeren bir yazı göndermesi, demokrasilerde kabul edilemez bir durumdur. Halkın oyları ile seçilen ve partisi ne olursa olsun bir Belediye Başkanının görevi nasıl bırakacağı bellidir, yargı kararı yoksa aksi bir durum anti-demokratiktir. AKP döneminde bir şirketin, bir kamu kurumu olan belediyeye müdahale etme hakkını görmesi, AKP’nin “ileri demokrasi” anlayışının geldiği son noktadır.

Bahse konu olan şirketin bağlı bulunduğu holdingin yönetim kurulu üyelerinden Nuri Albayrak’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın biri olduğu da iddia edilmektedir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın cevaplaması istemiyle verdiğimiz soru önergesinde, bahse konu şirketin AKP’li Serik Belediye Başkanı’nı tehdit edip etmediği, şirketin hangi hakla ve yetkiyle Meclis Üyelerine gönderdiği nottaki ifadeleri kullandığı ve bu ifadelere karşı Cumhurbaşkanlığı’nın gerekli mercileri göreve davet edip etmeyeceği ile şirketin sahiplerinin kimler olduğu ve yerel yönetimlerden aldığı işleri sorduk.  AKP’li bir Belediyenin hakkını da savunmak CHP Milletvekili olarak bizlere düşüyorsa, tarihsel sorumluluğumuz, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye olan inancımızdan dolayı savunacağız. Adalet herkes için gereklidir.

ERDOĞAN TÜRKİYE’Yİ ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK İSTİYORDU, TÜRKİYE’Yİ ŞİRKETLERE TESLİM ETTİ

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte çok defa Türkiye’yi şirket gibi yöneteceğine dair söylemlerde bulundu ancak gelinen noktada, Türkiye’yi şirketlere teslim ettiler. Bir şirket Belediye Başkanı’nı değiştirmek için açıkça Meclis Üyelerine ve kamuoyuna mesaj gönderebiliyor. Bir başka şirket, ki bu şirket kamu vakıflarının kurduğu MUÇEV adıyla hizmet verip Antalya’nın, Edirne’nin ve Muğla’nın sahillerini işletiyor. Hazine garantisi ile başka şirketlere köprü, havalimanı, HES ve daha birçok ihale veriliyor. Bunlar yetmezmiş gibi bu şirketlere vergi affı yapılabiliyor. Türkiye iktidara yakın şirketlerin kar amacına göre değil, halkın refahına göre yönetilmelidir.”