Halk Ekmeğe Yapılan yüzde 50 Zammı Kabul Etmiyoruz

Antalya Halkevi yönetimi ekmeğe son yapılan zammı kınayarak, ‘’Halk ekmeğe yapılan zammı kabul etmiyor, halktan yana bir belediyecilik istiyoruz’’ dediler.

Yazılı bir açıklama yaparak Halk Ekmeğe yapılan zammı diğer büyükşehirlerle mukayese eden Halkevi yöneticilerinin açıklaması aynen şöyle:

‘’20 yıllık AKP yönetiminde yıllara yayılan bir imha süreci yaşayan ekonomi, bugün ağır bir kriz içinde. Gittikçe yoksullaşan halk, bugün en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Kira, elektrik, su, ulaşım gibi ihtiyaçların neden olduğu giderler hane gelirlerini neredeyse aşmaya başladı.

Nüfusunun önemli bir bölümünü turizm işçisi, emekli, yoksul köylülerin oluşturduğu Antalya’da da halk yoksulluk ve hayat pahalılığı ile boğuşmaktadır. 

Bu koşullar altıdayken Antalya’da, Halk Ekmek’e yüzde elli zam yapıldı. Daha önce 1,5 TL olan 210 gramlık normal Halk Ekmek bugün itibari ile yüzde elli oranında zamlanarak 2,25 TL oldu. Fırın ekmeği de bir süre önce zamlanarak 2,5 TL’ye gelmişti. Halka ucuz ekmek temini için açılan Halk Ekmek ile piyasada kar için iş yapan fırın arasında bir fark kalmadı. Şu anki un, nakliye, maya vs. artışlarıyla bile maliyeti 1.5 TL yi geçmeyecek olan 210 gramlık somun ekmek, 75 kuruş zamla piyasa mantığı ile 2.25 TL yapılmıştır.

Antalya için asıl sorun kentte belediyeye ait bir Halk Ekmek olmamasıdır. Halk Ekmek, uzun yıllardır Büyükşehir Belediyesi ile anlaşmalı özel bir işletme tarafından üretilmekte ve tamamen piyasa mantığı ile çalışmaktadır. Ekonomik krizle beraber, özel işletmecilikle sürdürülen Halk Ekmek üretilmesi garabetinin, halkın bir işine yaramadığı böylece görülmüş oldu.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait olması gereken ve kamu hizmeti sayılan şehir içi ulaşımın yüzde yetmişi de özel otobüs sahiplerince görülmektedir. Ne otobüsçüye ne şoföre ne yurttaşlara hayrı olmayan bu sistem Antalya’nın kanayan yarasıdır. Su fiyatları ise Büyükşehir Belediyesi-ASAT tarafından 2019 yılında aylık ÜFE oranında düzenli artışa bağlandı. Bu yüzden Antalya, yılsonunda en az yüzde elli zam gelmiş olarak Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanan kent olacak.

2019 seçimleri sonrası yönetimin AKP’den CHP’ye değiştiği Büyükşehir Belediyesi’nde bir paradigma değişimi olmamıştır. Böyle gelmiş böyle gider anlayışı ile piyasacı belediyecilik uygulamaları en ufak sorgulamaya tabi tutulmadan devam etmiştir. Oysa halkın bir şeyler değişsin ümidiyle yerine getirdiklerinin bir farkı olması beklenirdi.

Halkın uzun yıllar hayat pahalılığı altında ezileceği bir süreç başlamıştır.

Yapılması gereken bellidir. Kamucu ve halktan yana, piyasa mantığı ve kar beklentisiyle çalışmayan bir belediyecilik politikası hayata geçirilmeli, merkezi iktidar tarafından yıkıma uğratılan halkın derdine yerel düzeyde de olsa nasıl derman olunacağının yolları aranmalıdır.

Ulaşım ve Halk Ekmek derhal kamulaştırılmalı, su fiyatlarında piyasa mantığı terk edilmelidir. Kamu hizmetleri ya maliyetine ya da sübvanse edilerek maliyet altında halka ulaştırılmalıdır. Su gibi temel yaşamsal bir ihtiyacın belli bölümü ücretsiz olarak verilmelidir. İhtiyacı geçen bölümü ise yüksek oranlı fiyatlandırılmalı böylece kıt olan su kaynaklarımızın dikkatli kullanımı da özendirilmelidir.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kamucu ve halkçı bir belediyecilik anlayışını yaşama geçirmeye çağırıyoruz.