Yaşamın Anlamı
“….bunu tanmlayacak sözcükler yok, bir şeylerin ötesine geçmeyi,
Saatleri ve çağları aşmayı,
Ve tüm zamanlar boyunca her şey olmayı…
…bulduğum bu mükemmellliği nasıl ifade edebilirim?
Bu renksiz açıklığı;
Balı değil ama coşkuyu…
…yalnızca gerçekleşen arzuyu, yalnızca huzur tutkusunu…”Robinson Jeffers
Yaşam iki temel değer üzerine kuruludur. Bunlardan biri sağkalma, diğeri zevk almadır.
İnsanların daha uzun yaşamasının yanı sıra ruhsal sıkıntılarını ve kendilerine zarar verici davranışları en aza indirmelerine, daha doyumlu ve daha mutlu birer varlık olarak kendilerini gerçekleştirmelerine yardımcı olunmaya çalışılması gerekir.
Birey olurken birkaç benlik aşamasından geçmek gerektiği tespit edilmiş;
*MASUMİYET EVRESİ: Bebeğin benliğe dair bilinç oluşmadan önceki süreçtir.
*İSYAN EVRESİ: Kişinin kendi çabasıyla bir içsel güç oluşturmak üzere özgür olamaya çalıştığı sürecidir.2-3 yaş ve ergenlik dönemidir. Kişi eski bağlarını koparıp yenilerini oluşturmaya çabalarken savunma ve saldırganlık hali içerebilir.
*SIRADAN BENLİK BİLİNCİ: Kişi bir ölçüye kadar kendi hatalarını görebillir, önyargılarına müsamaha gösterebilir, suçluluk duygularıyla kaygılarını birşeyler öğrenebileceği deneyimler olarak kullanabilir. Kararlarını belli bir sorumlulukla verebilir. Sağlıklı olan budur.
*YARATICI BİLİNÇ (İLHAM ,FİKRİN GELMESİ) :Çoğu kişi tarafından nadiren deneyimlendiği için sıradışıdır. Bir anda durup dururken üzerinde günlerdir kafa patlatılan bir sorunun yanıtı bulunuverir. Bir çeşit aydınlanmadır. Her durumda yanıtların kişinin bilinçaltından geldiği bilinir. Bu bilinç düzeyi tüm yaratıcı faaliyetlerde mevcuttur. Bilimsel, dini ya da sanatsal faaliyetlerde ortaya çıkabilir.
SAĞLIKLI KENDİLİK GELİŞTİREBİLMEK
Bir diğer kişinin ise buraya kadar yazılanları okurken aklından “iyi gibi görünüyor, ama ben yapamam, ben de işe yaramaz” şeklinde düşünceler geçmişse bu kişi de kendisini karamsar ve isteksiz hissedecektir.
Bu satırları okuyan her insan kendine göre bir değerlendirme ve yorumlama yapar, sonuçta ortaya çıkan duygu ve davranış bundan etkilenir.
Yani kişinin duygusal tepkisi doğrudan durumdan (örneğin burada yazıyı okuma) değil, durumla ilgili düşüncelerinden etkilenir.
Boş bir levha gibi doğarız, çevremizden bize üç tür mesaj gelir;
-Kendimizin ne olup olmadığıyla ilgili bilgi
-Diğer insanların ne olup olmadığıyla ilgili bilgi
-Yaşadığımız dünyanın ne olup olmadığıyla ilgili bilgi
Biz bunlara TEMEL İNANÇLAR diyoruz. Hiç birimiz normalde bunların farkında değiliz. Sadece bunların etkileri olayları değerlendirmemizde ve olaylara verdiğimiz tepkilerde ortaya çıkar. Bir bebeğe “ sen bir tanesin, özelsin, akıllısın, beceriklisin, değerlisin…” iletileri gelse bebek kendisine giydirilen giysiyi yaşamı boyunca taşıyacaktır.
Çocuk ilk 1,5 yaşa kadar sürekli çevreden sözdışı mesajlarla kendisinin ve çevresinin nasıl olduğunu anlar.”BEN BANA VERİLENİM”.Ağladığında yumuşak ses tonuyla kucakta tutulup göz teması kurulan davranışla bunların yapılmadığı bir tutumda çocuk kendini nasıl hisseder? Diğerlerini nasıl hisseder? Besleyen, tehlikeli, değer vermeyen, acılarla dolu yaşam….
Çok küçük yaşlardan itibaren olumlu olumsuz inançların her birinin bir çekirdeği olur içimizde. Yaşımızın ilerlemesiyle kurduğumuz ilişkilerle, çekirdeklerin kimisi çok küçük kalırken kimisi büyümeye başlar. Sunum yapacağında özgüveni olan, sevilen, önemsenen kişi bile yetersiz kalabilir. Başaramayacağım çekirdeği büyük olan kişi her işte kendisini başarısız hisseder.
TRAVMALARA DAYANIKLI HALE GELEBİLMEK
1.İnsanlar kendilerine, başkalarına ve dünya ya akılcı, yeğleyici, esnek ve katlanılabilir olarak gördükleri bir pencereden bakarlar ya da akılcı olmayan zorluklar taşıyan, katı ve katlanılmaz olarak gördükleri bir pencereden bakarlar.
2.Varoluşçu insancıl bir bakış açısına sahip olmak gerekir. Dolasıyla insanlar bütüncül, amaca yönelik davranışları olan ve yalnızca canlı ve insan oldukları için dünyada önemleri olan varlıklardır, onları koşulsuz olarak kabul etmek gerekir ve özellikle onların yaşantıları değerleri ve kendilerini gerçekleştirme gizilgüçleri üzerine odaklanılması gerekir.
3.Kişide ortaya çıkmış olan ruhsal belirtilerin değişmesinden çok, kapsamlı ve uzun süreli bir değişimden daha doğrusu bir bakış açısı değişikliğinden yana olunması gerekir.
4.İnsanların, kendilerini koşulsuz olarak kabul etmeleri gerekir. İnsanlar kendilerini derecelendirmelerinin, kendilerine başkalarının gözüyle bakmaya çalışmalarının önüne geçmeli ve kendileri için koşullu ve görece değerlendirmeler yapmalarını önlemeye çalışmalıdırlar.
5.Ruhsal rahatsızlıkların, bir ölçüde yaşamı gereğinden fazla ciddiye almanın bir sonucu olduğu düşünülür. Akılcı olmayan yerleşik düşüncelere mizahi bir yaklaşımla dile getirilmesi gerekilebilir.
6.Ruhsal rahatsızlıkların temelinde yatan bakış açılarının üzerine gidilmesi gerekir. İnsanların yalnızca kendiliğinden ortaya çıkan çıkarımların üzerine gitmekten çok akılcı olmayan kökleşmiş yerleşik düşüncelerinin, akılcı olmayan olmazsa olmazlarının üzerine gitmeleri gerekir.
7.İnsanların akılcı olmayan yerleşik düşüncelerini anlamaları, bunlara ilişkin bir içgörü geliştirmeleri ve bunları değiştirmelerinin yanı sıra birtakım sorun çözme becerileri kazanmaları gerekir. Ancak bu tür girişimler akılcı olmayan yerleşik düşünceleri değiştirme çabalarının yerini alamaz.
8.Rahatsızlık kaygısı kavramı da çok önemlifir. Rahatsızlık kaygısı insanlar yaşamları ya da rahatları bozulacakmış gibi olduğunda rahatsız olmamaları ve dingin kalmaları gerektiğini ve bu sağlanamazsa bunun korkunç birşey olacağını düşündükleri zaman ortaya çıkan duygusal aşırı gerginlik durumu olarak tanımlanır.
9.Sağlıklı ve sağlıklı olmayan olumsuz duyguların birbirinden ayırt edilmesi gerekir. Sağlıklı olumsuz duygular istenmedik durumlar karşısında oluşan yapıcı duygusal tepkilerdir ve kişiyi amaçlarına ulaşma yolundan alıkoymaz. Oysa sağlıklı olmayan duygular istenmedik durumlar karşısında duyulan dayatmacı, olmazsa olmaz isteklere dayanan yapıcı olmayan duygulardır. Ruhsal rahatsızlıkların çoğunlukla kaynağı olan bu duygular kişileri amaçlarına ulaşmaktan alıkoyarlar.
10.İnsanlara koşulsuz bir kabul gösterilmesi gerekir. Böylece insanların da kendilerini koşulsuz kabul etmeleri için iyi bir örnek olunmuş olur.
11.Akılcı olmayan yerleşik düşüncelerin değiştirilmesi için yoğun bir çaba harcanması gerekir. Çünkü insanların akılcı olmayan yerleşik düşüncelere inanmaya yatkınlıkları vardır ve bunları değiştirmek hiçte kolay değildir.
12.Değişmeye dirençli insanları yüreklendirmek gerekir. İNSANLARIN HERKESİN BEKLENTİSİNE UYGUN DAVRANMAK ZORUNDA OLMAYAN BAĞIMSIZ VE BİREYSEL DAVRANABİLEN İNSANLAR OLMASI AMAÇLANMALIDIR.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
facebook.com/antalyaterapipsikiyatri
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99
- Kendiyle ilgilenme:Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler,kendi ilgilerini,başkalarının ilgilerinden bir ölçüde yukarıda tutma eğilimi gösterirler.
- Toplumla ilgilenme:Çoğu insan,toplumsal bir yapı içinde yaşamayı seçer,böylece kendini daha rahat ve mutlu olarak duyumsar;toplumsal ahlaki değerlere göre davranacak,başkalarının haklarını koruyacak ve yaşadığı toplumun sürekliliğini korumasına yardımcı olacak biçimde akıllıca davranır.
- Kendini yönlendirme:Kendi yaşamlarımızın birincil sorumluluğunu yine kendimizin taşıdığını bilmemiz gerekir.
- Hoşgörü:Kendimizin ya da başkalarının yanlışlar yapabilmesine izin vermemiz ruh sağlığımız açısından yararlı olur.
- Esneklik:Katı,önyargılı ve değişmez kurallara bağlı olmak mutlu olmayı güçleştirir.
- Belirsizlikleri kabullenebilme:Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler,her şeyin öngörülebilir olduğu beklentisi içinde değildirler.
- Katılım:Çoğu insan,kendisinin dışında bir şeye etkin katılımda bulunduğunda,kendinden geçercesine yoğun bir katılım yaşadığı zaman çok daha mutlu olur.Kişinin yaratıcı bir etkinliğinin olması ve kişilerarası bir katılımda bulunması,daha mutlu bir yaşam kurmasını sağlar.
- Kendini olduğu gibi kabul etme:Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler,kendilerini koşulsuz olarak kabul ederler;bu kişiler,kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırma,başkalarına göre değerlendirme,derecelendirme ya da sürekli olarak kendilerini kanıtlama çabası içinde değillerdir.
- Risk alma:Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler,risk alma konusunda isteklidirler ve yapmak istediklerini yapma çabası içinde oldukları sırada kendilerini delicesine bir yüreklilik gösteriyormuş gibi değil,anlamlı bir serüven içindeymiş gibi duyumsarlar.
- Gerçekçi beklentiler içinde olma:Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler,ulaşılabilir olmayan amaçlar için zaman harcamazlar ya da gerçekçi olmayan bir yetkincilik peşinde koşmazlar.
- Engellenme eşiğini yüksek tutma: Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler değiştirebilecekleri koşulları değiştirmeye çalışırlar, değiştiremeyeceklerine yakınmaksızın katlanabilmeyi ve bunlara ister istemez dayanabilmeyi öğrenmişlerdir. Çünkü zorluklara göğüs germenin iki yolu vardır. Ya zorluğu değiştirirsiniz ya da onu göğüslemek için kendinizi.
- Kendi sorumluluğunu taşıma: Ruhsal açıdan sağlıklı bireyler,kendi düşünceleri, duyguları ya da davranışlarnın sorumluluğunu, başkalarını, dünyayı ya da yazgılarını suçlamaksızın kabul ederler.
MAKALE Yorumları
DR. SEVİLAY ZORLU
PSİKİYATRİST
mail_outline : drsevilayzorlu@gmail.com
Diğer Makaleler
- Eş Sisteminin Gelişimi Yaşam Dönemleri
- Tek Başınalık mı? Yalnızlık mı
- Duyarlı
- Hastalıklı Evlilikler ve Cinsellik
- Corona Günlerinde Kim Olmak İstiyorum?
- Acı mı Çekiyorsunuz?
- İyi İnsan Olmayı Öğrenebilecek miyiz ?
- Çizik Bir Elmas mı, Çizik Olmayan Bir Çakıltaşı mı?
- “Bu da Geçer Ya Hû” Sözünün Sahibi…
- Umutsuzluğa Düşenler, Rehavete Kapılanlar Bu da Geçer Ya Hû
- Eleştirel İç Sesinizin Farkında mısınız ?
- Kendinize Şefkat Gösteriyor musunuz?
- Farkındalık
- Belirsizlik
- Kendimizi ve Sevdiklerimizi Virüsten ve Kaygıdan Korumalıyız
- Kendimi Kötü Hissediyorum Acil Ne Yapmalıyım?
- Kendi İçsel Yolculuğunuzun Neresindesiniz?
- Psikolojik Hijyenim İçin Neler Yapabilirim?
- Kederin Halleri
- COVİD-19 Pandemisi Psikolojik Etkileri Araştırmaları
- Uyan
- Covıd-19 Koronavirüs Hastalığı
- Sorunlu İlişkilerdeki Ortak Özellikler
- Zayıflama İlaçları Psikolojimizi Nasıl Etkiliyor?
- Saldırganlık
- İlişkilerde ’’ Doyum’’ ve “İstikrar ‘’
- Çocuklarda Çalma Davranışı
- Şizoid Kişilik Bozukluğu
- Çocuklarda Korku
- Kadınlar Neden Duygusal Olarak Daha Zedelenebiliyor?
- Çocukluk Çağı Mastürbasyonları
- Narsisistik (Benmerkezcil) Kişilik Bozukluğu
- Stres Ve Diyabet (Şeker Hastalığı) İlişkisi
- Kalp Hastalıkları ve Psikiyatrik Bozukluk Birlikteliği
- “En Pahalı” Bağımlılık; Alışveriş Çılgınlığı
- Davranım Bozukluğu
- Kardeş Kıskançlığı
- Rezonans Terapileri İle Sağlıklı Zayıflamak Mümkün mü ?
- izotipal (Şizotürü) Kişilik Bozukluğu
- Diyet Yapıyor Hissi Yaşamadan Kilo Vermek İster Misiniz?
- Koşulsuz İnsan Değeri
- Rezonans Terapi ve sorular
- Sizde Hangi Şemalar Var?
- Rezonans Terapileri
- Rüyalarımız
- Yaşamınızda Tepkilerinizin Temelinde...
- Nasıl Gamsız İnsan Olunur?
- Rezonans Terapileri ile Alkol Nasıl Bırakılır?
- Geçmiş; Sadece Şimdinin..
- Peter Pan Sendromu
- Peter Pan Sendromu
- Rezonans Terapileri İle Sigara Nasıl Bırakılır?
- Yüz Kızarması Önlenebilir mi?
- Saldırgan Kişinin Bilinçaltı Zihin Anatomisi
- Sorumluluk Bilinci Gelişimi
- Rezonans Terapilerinin Gelişimi...
- Çocuk İstismarı
- İlişkide Ayrılık Çanları Ne Zaman Çalar?
- Sorumluluk Bilinci Gelişimi
- Çift İlişkisinde ’’ Doyum’’ ve “İstikrar ‘’
- Yeni Bir Yıla Başlarken Önemli Bir Soru
- Geleceğin Tıpı Rezonans Terapileri
- Tamamlayıcı Tıp Yöntemi Bach Çiçekleri…
- Anı Yaşamak mı Anda Kalabilmek mi?
- Sosyal Fobi Nasil Tedavi Edilebilir ?
- Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir?
- Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete Bozukluğu) Nedir ?
- Ergenlerle İletişim Nasıl Kurulur?
- Sınav Kaygısı
- Ergenlik Döneminde Duygusal Değişmeler
- Depresyon Tedavi Edilebilir Bir Hastalık mıdır?
- Anne Olmak …
- Neden Gülemiyoruz?
- Panik Ataklari Nasil Oluşur?
- Sanat Terapisi
- İlişkilerimizde Etkili İletişim Kurabiliyor muyuz?
- Psikiyatri Deyince İnsanlar Neden Çekimser Davranıyor?
- İçinizdeki Mucizenin Farkında Mısınız?
- Çocuk Sahibi Olmak Evli Çiftlerin Cinsel Yaşamını Nasıl Etkiler?
- Evlilikte Cinsel Yaşam
- Kaybeden Olmak Sizin Şeçiminiz mi?
- Ertelemeden Şimdi Harekete Geçin
- Kadın Olmak, Anne Olmak …
- Kaygılarla Başetme Yöntemleri
- Kenevir Türevleriyle İlişkili Psikiyatrik Bozukluklar
- Kolay İnciniyor musunuz?
- Sindirim Sistemiyle İlgili Psikosomatik Bozukluklar
- Aşkın Renkleri
- Yaşlılarda Psikoterapiler
- İşyerinde Depresyon
- Kas/İskelet Sistemi ile İlgili Psikolojik Etkiler
- Ruhun Bedene Yansımaları
- Cilt Hastalıklarında Psikiyatrik Bozukluklar
- Ağrı Fiziksel mi, Psikolojik mi?
- Trikotilomani (Saç Yolma Bozukluğu)
- Şizotipal (Şizotürü) Kişilik Bozukluğu
- Koşulsuz Sevme/Sevebilme
- Travmalarımız ve Maskelerimiz
- Yaşamın Akışı İçinde Ne Kadar İyimser Olabiliyor sunuz?
- Bağımlı Kişilik Bozukluğu
EN ÇOK OKUNAN
- Sigara içmek için çıktığı balkondan düşen adam hayatını kaybetti
- TALYA’da Mahkeme İtirazları Redetti, yapım yolu açıldı
- İki Otomobil çarpıştı, 3 ölü, 4 yaralı
- Rektör Prof. Dr. Özkan: "Türkiye'de uygulanan aşının çok güvenli olduğunu düşünüyorum"
- Baba da Veda etti
- Binlerce balığın ölümüyle ilgili 4 tesise ceza
- 4 milyonluk TL'lik otomobil kısıtlama saatinde ortalığı savaş alanına çevirdi
- İşitme engelli ÇEK milli bisikletçinin çarptığı kadın yaşam mücadelesini kaybetti
- Ağabeyini av tüfeğiyle vurup öldüren zanlı tutuklandı
- Ersun Yanal: "Hedefimize yaklaşmaya devam ediyoruz"
- Yeni bir yıla girerken...DR. ALİ YILMAZ
- Dine Karşı Özgür DüşünceALİ TUR
- Vitrin MankeniDR. ALİ YILMAZ
- Çekin ellerinizi Konyaaltı\'ndan !..İBRAHİM AKKAYA
- Konyaaltı mı? Lara mı?PROF. DR. TUNCAY NEYİŞÇİ
- Çuvaşistan’da İlk GeceMUHARREM YELLİCE
- İnsanların Kafası….TURGAY ALP
- Sömürgenler ve Sömürülenler-1PROF. DR. RAMAZAN DEMİR
- İYİ Parti\'de yaprak dökümü..İBRAHİM AKKAYA
- Hiçliği Öğrenmek...iBRAHİM UYSAL
