Münazaracı!..

Toplumumuzda bana göre bütün sorunlarımıza kaynaklık ettiğini düşündüğüm, öğrenmeye karşı büyük bir direnç var. Öğrenmeme kolaycılığı, düşünmeme kolaycılığı. Zihinlerimiz bu konfora o denli alışmış ki tüm başarısızlıkların, mutsuzluklarının nedenini adeta görmek istemiyor. Uzmanlaşmış insana bağımlı, öğretmene bağımlı, güce bağımlı, iktidara bağımlı, kurtarıcılara bağımlı.

 Öğrenmenin, bilgi ve beceri edinmenin tek yolunun okullardan geçtiği sanılıyor. Aslında öğrenmelerimizin çoğunu okul dışında, sokakta, pazarda, ilişkilerde, tartışmalarda, evlilikte ediniriz. Ama ders almaya niyetimiz varsa tabi. Yaşam okulu inatçıdır, sen o dersi alıncaya kadar konuyu tekrar tekrar önüne getirir. Üstelik not da vermez. Öğrenmek isteyene her yer sınıftır, her yer kütüphanedir. Bence asıl sorun, zihni etkinliği, düşünmeyi sevmiyor oluşumuz. Bunu herhangi bir tartışmada rahatlıkla görebiliriz. Her tartışmayı kendimize uygun hale getirmek için en kolay yolu seçerek sabote etmeye çalışırız. Tartışmalarda galip gelmenin zafer olduğunu düşünürüz. 

Akşamları TV lerde yer alan tartışmaları izleyin, bırakın bir şeyler öğrenmeyi, sinirleriniz bozulur. Tartışmak bir sanattır, tüm sanatlar gibi tasarımı, mimarisi vardır. Tartışma bir soru sorma ve gerçeği öğrenme biçimidir. Üretilen her düşünce bir soruya karşılık zihinde beliren, teşekkül eden yanıtlardır. Amaç ayrışma değil, doğruda, gerçekte birleşmektir.O anda birlikte düşünerek birleşme oluşmasa da, gerçekler her zaman beklemeyi bilir. Düşünceler alan kazanır tartışmalarda. Tartışma ortamını yoğunlaşmış düşünce alanı olarak görürüm.Bu alanda söz düşüncenindir. Amaç hep birlikte düşünce ahengine ulaşmaktır. Kaybeden yoktur. Her tartışmaya, her kavgaya, her anlaşmazlığa bir de bu gözle bakın derim.

Düşüncenizin sağlamlılığını test etmek istiyorsanız, onu aydınlığa çıkarıp gün ışığında başka düşüncelerin aynasına tutmalısınız. Kendine dışarıdan bakan bilinçtir bu. Bu geliştirici tartışmalarda kişilik arka plandadır. Düşüncesini ortaya koyan değil, onun düşüncesi önemlidir. Böylelikle insan diğerlerinin düşüncelerine bakıp kendi düşüncesine eklemeler yapıp sağlamlaştırdığı gibi, bir kısım düşüncesini de eleyebilir. Tartışma bu bağlamda bilinç yönünden zenginleştirici bir deneyimdir. 

Tartışmayı güdüleyen şey doğrulara ve gerçekliğe ulaşmadır. Tartışmada önceden stoklanmış yanıtlar ve inançlar etkisiz hale gelir.Tartışma enerjisini felsefi, bilimsel yaklaşım ve sorgulamadan alır. Tartışmanın temel amacı düşünce üretmektir. Birbirinin düşüncesini tartma, atışma, sataşma ve atma asla değildir. Başkalarının düşüncesine temas etme, dokunma, uyarma ve bağ kurmaktır. Tartışma yeri düşünce alanı olduğundan egemenlik düşüncenindir. Düşüncen kadar var olursun orada.

 Bazen de böylesi ortamlarda kelimeleri, kavramları,olguları eğip bükerek, lastik gibi esneterek amacı gerçeğe ulaşmak olmayan, tam tersi gerçeği tahrif ederek güç kazanma derdinde olan kişiler vardır. Laf kalabalığına, sözcük cambazlığına başvurur böyleleri.Hoplayıp zıplarlar

 Düşüncelerini değil kişiliklerini ortaya koyarlar. Onların maskesi sağlam düşüncelerle yerle bir olur. Ben bunlara münazaracı diyorum. Düşünce kırıntılarını allayıp, pullayıp satmak isterler. Tribüne oynayıp taraftar edinmek, göz boyamaktır amaçları. Münazara bölücü, tartışma ise birleştiricidir.

Yayın Tarihi
27.02.2021
Bu makale 2295 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!