TÜRKOLOG

Köyümde Düğün

2016 ya iki gün kala

28 Aralık günü,

Cahit Çarkçıl’a

Köyümde yapılan bir düğüne geldim,

Erkek erkeğe…

Cahit Türkolog,

Eski TÖB- DER başkanı.

Ben Ülkü- Bir başkanı.

Bir yetmişlik rakı almıştım

Antalya’dan,

Düğünde içeriz diye.

Bizim köylerde düğünler yemekli  ve içkili olur,

Keçiler kesilir kazanlar kurulur.

Damadın arkadaşları tarafından

Ormandan odun temin edip

Düğün alanına yığılır.

Davetlilere “ Oku” tabir edilen

Davetiyeler verilmiştir önceden.

“Oku” karşılığı herkes gücünce

1 kg Tereyağ, Bulgur, Un vs. getirir

Düğüne.

Yemek içmek, davul –zurna

“Ve acı su” bedavadır,

Oğlan evince herkese.

Yalnız içkiyi herkes kendisi temin eder

Eskiden Rakılarını kendileri yapardı Köylüler.

Babamla amcam ne kadar uğraşırlardı

Rakı damıtmak için.

Hatırlarım çocukluğumdan.

Köyümde herkes de rakı içer.

Düğünde sofralar kurulur,

Öbek öbek…

Sofralarda içki içenler

Kendiliğinden diziliverir.

Dağların Ağaçların yamaçlarına

Bir kişi içki içiyorsa eğer,

Mezesini düğün evi temin eder.

Etleri, herkes için yanan ateşin

Közünde pişirip sunarlar

Rakıcılara…

Rakı mezeleri önceden oğlan evince

Temin edilmiştir.

Yanan ateş etrafında yapılır düğün…

Davul-zurna ve saz

Çınlatır ormanların hakim olduğu dağları,

Aydınlığında çıralı odunların

Çeşitli yöresel oyunlar oynanır.

En zevklisi Arap oyunudur.

Yüzüne kömür sürmüş iki erkek

Birisi kadın elbisesi giymiştir,

Eğlendirirler düğüne gelenleri.

Böyle bir havayı soluyoruz,

Bir tepe üzerinde kurulu çardağa benzeyen kapalı mekanda ki

Düğün evinde,

Cahit ÇARKÇIL ve BEN.

Havaya girmişiz- köyün ruhuyla

Hemhâl olmuşuz.

Cahit misafirim.

Kaynaştı köylülerle…

Bizim için masa temin ettiler.

Diğerleri taş ve odunlar üzerinde oturuyorlar.

Düğün sahibi beni çağırdı,

Kalktım

Masadan

Tepeden inip, kadınların oyun

Tuttuğu yere indirdi adam Beni.

Kadınlar mekanındaki problemi çözdüm.

Problem neydi unuttum şimdi.

Kadınlar erkeklerden az uzakça bir yerde,

Çullardan ihramlardan bezlerden

Çevrili bir yerde eğlence tutarlar

Erkek gözleri görmesin diyedir

Bu çuldan çuvaldan gergi.

Köyün delikanlıları ağaçların başlarına çıkar

Gizlice köyde göz koyduğu kızın oyununu seyr eder.

Kadınların oyun alanını bekleyen erkekler vardır.

O Erkekleri

İkna etmesi  lazım ağaca çıkan genç erkeğin.

Tepede erkekler mekânına çıktım.

Cahit kafayı tam bulmuş.

“Ayağı Karıncalı” adlı şiirini

Okuyordu, etrafına toplanan

Şapkalı kara bıyıklı

Eli nasırlı köylülere.

Ben masaya yaklaşınca

Tüm köylüler

Masadan ayrılıp

Yerlerine geri çekildiler.

Oturdum masaya.

Bir duble daha rakı içmek

Arzum vardı.

Şişeyi kaldırdım

Rakı bitmişti.

“Cahit sen mi içtin hepsini” dedim.

Az sinirlice,

“Masadan çekilen köylülerin içti “

Dedi. Kahırlıca…

Beyaz montlu şişmanca bir adam vardı

Masaya gelirken şişeyi onun elinde

Görmüştüm.

Herhalde Gubirik İbrahim’di.

Kızdım Adam’a.

“Düğünde rakı içmek isteyen rakısıyla gelir be adam,

Niye içtin rakımızı” diye

Ters ters baktım beyaz montlu adama.

Adam suçlumsu boynunu büktü tanımadığım bir köylüm müydü yada

Okul arkadaşım Gubirik miydi

Hatırlamıyorum.

Gubirik İbrahim benim okul arkadaşım

Can bir çocuktur.

Okula giden yol üzerindeydi evleri,

Yağmurlu karlı havalarda

Beni evinde misafir ederdi

1956’larda.

Altımızda bir keçe

Üstümüzde ihram veya çul

Anası babası hiç çehre karartmaz

Aynı sofrada ne varsa yer

Dağılırdık gündelik işlere.

İbrahim ormanda yaz aylarında

Bekçi oldu maaşlı.

Bir gün gözüne ormanlar karanlık görünmüş,

Salıvermiş ateşi,

Yandı gitti ormanlar.

Yangın söndürmede o da var

Memur ya Adam.

Tüm köylülerce ve olağan imkanlarla,

Yangın söndürülüp

Oturulmuş karşı yamaca

Orman şefine yaklaşmış

Gubirik,

Temizlik gibi var mı Şefim!

Tertemiz, termiz oluverdi

Alan…”

Çektiler Gubiriği karakola.

Meğerse oymuş yakan ormanı

Oydu heralde

Benim rakıyı içende.

Bizim köylerde düğün üç günde yapılır.

Salıda başlanır oğlan evinde,

Çarşamba kız evinde,

Perşembe gelin alması

Veya Düğün

Cumada başlar oğlan evinde,

Cumartesi kız evinde  

Pazar gelin alması

Gelin almasında al duvaklı kırmızı kuşaklı gelin adayı

Süslenmiş Ata bindirilir,

Kız babası ve ağabeyleri tarafından

Teslim edilir kız oğlan evine ağlayarak.

Davullar vurulur içten ve kinayeli

“Aldım gittim kızınızı Eşek tepsin yüzünüzü”

Oğlan evi sevinçli kız evi yaslıdır.

Oğlan evine yaklaşıldığında,

Köyün oğlan evine akraba olmayan gençlerini

Bir yarış bekler yastık yarışı

Gelin adayı bebek yastığını nakışlamıştır iğne oyası ile

O yastık,

Bir iki kilometre uzaklıkta bir yerde

Bir delikanlı tarafından elle havaya kaldırılır.

Köyün diğer erkekleri,

Ayakları yalın

Tutuşurlar yastık için koşuya.

Yastığa kim yetişip alırsa

Gelini gerdeğe o koyar

Bahşişi büyüktür.

Böyle bir yarıştan sonra

Uyanıverdim

Uykudan!

Çocukluğuma gitmişim Ben

Ezan sesi geliyordu

Karanlıkları yararak,

Sabah oluyordu

Böyle bir rüya gördüm

2016 ya girerken                                                                                  

Mutlu bir yıl olur                                                                            

Dileğim.                                                                                               

Yayın Tarihi
30.03.2016
Bu makale 2036 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!