İnsan, akıl, yaşlanma...
İnsan hangi yaşta olursa olsun, hayatı anlamak için geriye, yaşamak için ileriye bakar. Özellikle yaşlılar sık sık maziye bakma gereğini duyar. Çünkü hayatın anlamını değerlendirmek için en uygun yaşam dönemidir. Gençken uzun bir gelecek vardır. Mazi kısadır. Henüz hayat yolunun başında olanlar için maziden çıkarılacak dersler azdır. Yaşlı insanın yürümesi gereken yolu kısaldıkça, hayatı anlamak için incelemesi, karşılaştırması, değerlendirilmesi gereken mazisi uzar.
Herkesin mazisi farklıdır, ama hayatın anlamı konusunda sorular hep aynıdır. Dünyaya neden geldim? Nereye gideceğim? Dünyada bana düşen sorumluluk ve görevler nelerdir? İyi bir yaşam nasıl olmalıdır? Bunlar binlerce yıldır sorulmuş ve cevaplanmıştır. Fakat cevaplar nihai olmadığı için, tekrar tekrar sorulmalı ve yeni cevaplar aranmalıdır.
Neden hayatı anlamak istiyoruz? Belki avunmak için. Dünyaya gelmiş olmamızın bir tesadüf olmasını istemediğimiz, derin bir anlamı olmasını arzu ettiğimiz için. Gerçekten derin anlamı var mıdır? Bu önemli değildir. Önemli olan insanın onda bir anlam görmesidir. Hayata anlam katan insanın kendisidir. Bunu yapmazsa, hayvandan farkının kalmayacağını düşünür.
Hayvan olmak fena bir şey midir? Hayvanlara sormak lazım, ama dışarıdan bakıldığında sanki insandan daha mutlu gibi görünüyorlar. Sanki hayvanlar hayatın anlamını insandan daha iyi anlamış gibi davranıyorlar. Kimseye zararları yok, savaşmıyor, karnı doyunca diğer hayvanların rızkına göz dikmiyor. İnsan tam tersi. Karnı tok bile olsa gözü aç. Gözü doymadığı için gönlü huzur bulmuyor. İnsan sadece ömür boyu yaşlanan ve ömür boyu öğrenen bir varlık değil, aynı zamanda ömür boyu gözü doymayan bir varlık. Tabiatındaki hazımsızlık binlerce yıldan beri aradığı mutluluğu bulmasına engel oluyor.
İnsanın en önemli özelliği nedir? Bunu kime sorsak hep “akıllıdır” cevabını alıyoruz. Akıl nedir? Bunu tam olarak kimse bilmiyor. İnsan kendini akıllı olarak gördüğünü söylerken, aynı anda diğer canlıların akılsız olduklarını söylüyor. Fakat hem bitkilerin, hem de hayvanların akıllı olduklarına işaret eden bulgular var. Sadece akıl dediğimiz, insanın kullanmayı ender hallerde becerdiği özellik, bitkide ve hayvanda farklı bir şekilde kendini gösteriyor. Yüzbinlerce yıldır 30-40 yaşlarında ölen insan mı daha akıllıdır, yoksa Hz. İsa’dan 1000 yıl önce toprağa düşen bir tohumdan ortaya çıkan ve bugün hâlâ hayatta olan yaşlı zeytin ağacı mı? 100 yaşına erişen insanların çoğalmasını başarı ve zafer olarak anlamlandıran insan mı daha akıllıdır, yoksa 30000 (otuz bin) yaşındaki Antarktikte yaşayan sünger mi? Genç görünmek için bedenine zehir şırıngalayan insan mı daha akıllıdır, yoksa bir günlüğüne dünyaya gelip işlevini tamamladıktan sonra ölen sinek mi? Ülkesine sokmamak için insanların denizde boğulmasına göz yuman insan mı daha akıllıdır, yoksa zürafalar yapraklarını yerken salgıladığı kokuyla tehlikeyi diğerlerine haber veren ağaç mı?
Hayatın anlamı var mı? diye sorunca, aslında “insanın” hayatının anlamını sormakla yetiniriz. Hâlbuki her canlının hayatı anlamlıdır. Akıllı ama aklını kullanmayan insan, diğer canlıların hayatına değer vermemekle kendi hayatının değersiz olduğunu göstermiyor mu? Doğanın bize ihtiyacı yok, ama bizim ona ihtiyacımız var. Şehirlerimize bakın. Beton yığını, çirkinlik akıyor. Şehirleşme dediğimiz şey doğayı katletmektir ve aslında kendimizi katlediyoruz.
Şimdi hayatı geriye doğru anlamaya çalışan ve önündeki yürümesi gereken yolu kısalanların çoğaldığı bir süreçteyiz. Nüfusun yaşlanması, demografik yaşlanma; yani yaşlılar çoğalıyor, ama bilgelik artmıyor. İnsan kıt aklıyla yaşlandığında kendini bilge olarak görmeyi arzu ediyor. Onun bu isteğini anlamak kolay, ama neden istediğini anlamak çok zor. Çünkü kendinde olmayanı var gibi görmek de akıl kıtlığına işaret ediyor.
Beynimiz düşünürken hiçbir şey düşünmez. Beyin protein, yağ, karbonhidrat ve sudan ibarettir. Düşünmek için sahibine ihtiyaç duyar. Fakat sahiplerin aklı yoksa beynin suçu ne?
PROF. DR. phil. habil. İSMAİL TUFAN
GERONTOLOJİK BAKIŞ
mail_outline : itufan05@yahoo.com
Diğer Makaleler
- Yaşlılık: Duyu ve duygu arasında sıkışan yaşam dönemi
- İnsan, akıl, yaşlanma...
- Yaşlı eğitimi neden gherekli?
- Usta Gerontolog İbrahim Şencan’ı Andık
- “Hararet sacda değil nardadır”
- Öğrenmenin yaşı yok, ama öğrenende başa ihtiyaç var
- Aklı ve Yüreği Yumuşatan Bir İmkân!..
- Yaşlı eğitimi ve amaçları
- Öğren ki, geri kalmayasın!
- Ekstrem Duru
- Yılan, Kurt, Eş ve Yaşlı
- Para ve İnsan
- Boşanmalar ve Yaşlanan Toplum
- Bizim ve onların yaşlıları
- Söylemlerin Fay Hattı
- Gerontolojinin Bakış Açısından “Yaşlı Hizmeti”
- Yaşlılık Politikası mı?
- Eski yaşlılar
- Pilot-Proje İken…
- Pilot-Proje İken…
- Boş Çekmeceler
- Yaşlılar...
- Piyangodan Amorti Çıktı
- Yaşlı Bakımında “İnsan” Kavramı
- Adalet, Vicdan ve Yaşlılık
- Telomer; Biyolojik yaşın göstergesi mi
- Epigenetik
- Vicdansızlar...
- Yaşlılık Sosyal Rolü ve Anımsattıkları
- İnsan
- İstikbal Öğrenmededir...
- Tedavisi olmayan hastalık...
- Siz de yaşlanamayabileceklerden misiniz?
- İdmanlı Beyinler...
- Yaşlıların Ürkütücü Geleceği
- Bakımevleri “Gözaltı Kurumu” Olmamalıdır!
- Yaşlandığınızı nereden anlarsınız?
- Gerontolojide Yeni Mezunlar
- Bir Yaşlının Düşünceleri
- Atıcılar Kulübü
- Yaşlılıkla Yüzleşmek
- Balta!..
- Yaşlılık ve Sosyal Dönüşüm
- Söz, Şiddet ve Sorumluluk
- Demografik Yaşlanmanın İş Dünyasına Etkileri
- Planlar
- Yaşlıların Sosyal Entegrasyonu
- Kulağımıza küpe olmalıdır
- Aşı ve yaşlılık imajı
- Namus Temizleyicileri
- Hastasıyız Biz Onun
- Yaşlanan Dünyada Su ve Ekmek Sorunu
- Sabun, Su ve Gerontoloji
- Dünya Kadınlar Günü
- Sosyal Bilimsel Açıdan Yaşlanma ve Yaşlılık Olgularında Sorunumuz
- Yaşlılık Politikaları Devlet Politikası Olmalıdır
- Dedenin Telefonu
- Yaşlılık İzleri
- Yaşlanmak ve İhtiyarlamak
- Yaşlılık ve Kişilik
- Kıyamet ne zaman kopacak?
- İnsan, insanlık ve yaşlanmak
- Balta, İnsan, Uzun Ömürlülük
- Veda Pastası
- Her Yerde Yaşlı Var, Hiçbir Yerde Gerontolog Yok
- Gerontologların Bilgisinden Niçin Yararlanmalıyız?
- “Antiaging” Kavramının Düşündürdükleri
- Hangi Gerontolojiye İhtiyacımız Var?
- Yaşlı Bakımı: Teknikerlik mi, bakıcılık mı?
- İleri Yaşlılıkta Psişik Değişim Sorunu, Sebepleri ve Çözümleri
- Eğitim ve Yetişkinlikte Eğitim
- 97 Yıl
- Öğrenerek Tazelenme
- Gerontolojide Teori Kavramının Anlamı
- Diğerleri öğretir, ama yalnızca kendi kendimizi eğitebiliriz!
- Trans!..
- Yaşlılık ve Yaşam Biçimi
- Dünya Alzheimer Günü’nde Yalnız Bırakılan Alzheimer Hastaları
- Taciz-Tecavüz-Canavarı
- Umut ve Umutsuzluk Arasındaki Yaşlılık
- Maske, Mesafe, Maganda, Maymun
- Orta yaş ve üzeri erkek
- Alzheimer Hastaları ve Diğer Bakıma Muhtaç Yaşlılar
- Kerizlik Yaşta Değil Başta
- Katır Suçsuz!
- Hedonist Toplumun Şiddete Eğilimi
- Yaşlanan Toplumumuz ve Geleceği
- Hayatın Geri Vitesi
- Üstatlar Toplum
- Kızgınlık
- Korontina ve Felaket…
- Modern Tıbbın Doğuşu – Ufak Bir Kesit
- Ahlaki Gelişim ve Ahlaki Duraksama
- Değişim
- Sistem, Seçenek ve Seçeneksizlik
- Önemli Üç Konu
EN ÇOK OKUNAN
- TRT Antalya Radyosu'ndan 60. Yıl Özel Konseri
- İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Başaran: Peşkeş iddiaları araştırılsın
- Vekil Özer'den Bakan Özer'e Antalya Lisesi soruları
- Plaj işletmesi dakikalar içinde küle döndü
- Engelli adamın darp edilerek gözünü kaybetmesi olayına 3 gözaltı
- “Söylemler ile eylemler farklı”
- Kent Konseyi’nden yüzme havuzlarıyla ilgili kritik uyarı
- Gazetecilerin gücü, yasayı erteletti
- Mahalleliden Esen’e ‘HayatPark’ teşekkürü
- Gelin ile damada düğünlerinde cenaze töreni sürprizi
- Bedri Rahmi Eyüboğlu/ ve Çağdaşlarından Mektuplar/ALİ TUR
- Geliyor Gelmekte OlanDR. ALİ YILMAZ
- SADAT Üzerine İddialar ve EleştirilerDR. ALİ YILMAZ
- Macaristan Seçimleri ve Alınacak DerslerDR. ALİ YILMAZ
- Hindistan (1)MUHARREM YELLİCE
- Turizm; mevsimlik bir çiçek midir?iBRAHİM UYSAL
- Çevre Kirliliğine…..TURGAY ALP
- Ülkemizde Yaşanan Terör Olayları…KEMAL KARAKUZEY
- YKS-TYT-AYT Sınav mı?iBRAHİM UYSAL
- Hindistan Tarihi Üzerine Bir AnalizMUHARREM YELLİCE
