EĞİTİMCİ GÖZÜYLE

Giderilmeyen ihtiyaçlar ve oluşan şemalar

Doğuştan getirdiğimiz ve doğuştan gidermemiz gereken bazı temel ruhsal, duygusal ihtiyaçlarımız var. En temel ihtiyaçlardan birisi yakın ilişkiler kurma, sevgi ve ait olma hissi ile birbirimize bağlanma.

Dünyaya gelen bebeğin en temel ihtiyacına yönelik ilk sorusu “içinde doğduğum ortamda seviliyor muyum, güvende miyim?” sorusudur. Annenin şefkat dolu içten bir gülümsemesi bebeği rahatlatır.

 Ve çocuk içinde bulunduğu aile ortamında sevilmek, ilgi görmek, değer verilmek, kendisini ifade edebilmek ve ait olmak ihtiyacındadır.      

Bu ihtiyaçları giderebildiği ölçüde çocuk mutlu, huzurlu ve sağlıklı olabilir.

Gideremeyen ihtiyaçlar ve maruz kalınan olumsuz koşullar, olumsuz düşünce kalıpları (şemalar) oluşturuyor. Bilinçaltında zor fark edilen inançlara dönüşüyor.

Şema Nedir?

Bebeklik dönemi başlayan yaşam boyu süren duygu ve davranışı içeren düşünce kalıplarıdır.

Olumsuz şemalar kişinin kendisi, başkaları ve dünya konusunda sahip olduğu gerçekçi olmayan duygusal ve ruhsal sorunlar yaratan duygu, düşünce varsayımlarıdır.

Kişilik bozuklukları, depresyon, takıntılar, ilişki sorunları, katı düşünme ve davranışları gerçekçi olmayan düşünce kalıplarımız nedeniyle oluşurlar. 

Şema kendisini devam ettirir; değişime dirençlidir. “Fikri sabit” dediğimiz durumu açıklar. 

Çocukluk dönemi sevgisiz, ilgisiz kalmış, değer verilmemiş, şiddete uğramış, terk edilmiş, aşağılanmış “sen beceremezsin, akılsızsın, yapamazsın” denilerek  yetişmiş insanların bilinçaltlarında oluşan olumsuz düşünce kalıpları (şemaları) onların bir ömür sorunlu davranışlar sergilemelerine neden olacaktır. 

Şemaları bir filtre gibi düşünebiliriz. Dış dünyadan edindiğimiz bilgiler filtreden geçerek zihnimizde bir anlama dönüşüyor ve düşünce kalıplarımızı ve inançlarımızı biçimlendiriyor. 

Eğer sorunlarımızın ve sıkıntılarımızın sistematiğini çözebilirsek kontrolü daha kolay hale gelir.

Doğumumuzdan ölüme kadar oluşan ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarımız çocukluk dönemlerinde engellendiğinde olumsuz düşünce kalıplarımız, şemalarımız oluşuyor.

Şema terapi ise çocukluk dönemi yaşantılarının yetişkinlik dönemindeki etkilerinin bulunmasına ve değişimine odaklanır.

18 Olumsuz şemadan bahsedebiliriz. Bu şemalardan  en sık rastlanan terk edilme şeması, duygusal yoksunluk şeması, kusurluluk ve utanç şeması, başarısızlık şeması ve kuşkuculuk ve kötüye kullanılma şeması gibidir.

Şema terapinin uygulandığı hastalıklar kişilik bozuklukları, depresyon, takıntılar, ilişki sorunları, katı düşünme ve davranışlardır.

Ör: Çocukluk döneminizde anne, baba ve aileden ayrılıklar yaşadınız, aile içinde yeterince değer verilmediniz, eleştirel bir ailede büyüdünüz ve doğal olarak utanç ve kusurluluk ve utanç şeması gelişti ve şimdi yetişkinsiniz.

 Kendinizi sürekli yetersiz ve değersiz hissedebilirsiniz. İnsanlar ne yaparlarsa yapsınlar ne söylerse söylesinler içinizdeki bu yetersizlik inancı, derinlerde bilinçaltında olduğu için bilinç düzeyinde farkına varmak bunları değiştirmek çok kolay olmaz.

Terapistlerin bilinçaltınızdaki var olan bilgiyi ortaya çıkarması ve o yanlış bilgiyi değiştirmesi gerekiyor. Terapistlerinde çalışma prensipleri buna dayanır. Olumsuz durumlara maruz kaldığımız sürenin ve yoğunluğunun ne olduğu, şemanın derinliği ve büyüklüğünü gösterir.

O yüzden örneğin bir kusurluluk şeması her insanda farklı derinliklerdedir. Bu nedenle yaşanacak sorunlar kişiden kişiye göre değişebilir.

18 olumsuz şemanın kişiye göre farklı kombinasyonları olabilmektedir çünkü bizim genetiğimizden gelen yapımızla birlikte harmanlanmış şemalarımız bize özgü durumlar oluşturacaktır.

Ör: “Bir insanın altta yatan çocukluk dönemi aşağılanması, değersiz ve yetersiz olduğuna inanması, sonucunda gelişen kusurluluk şemasına bağlı olarak değersizlik/yetersizlik hissi oluşur.

Ve oluşan değersizlik yetersizlik hissi o insanın davranışlarında dışarıya verdiği görüntü, üst tarafta mükemmeliyetçi bir insan görüntüsüdür.

Yani genelde gözlemlenen o yetersizlik hissini bastırmak için bir insan mükemmel olma davranışı sergileyebilir.

Mükemmel görünme çabasına girersem, içimden geldiği gibi davranmadığımdan kendimi engellerim, kendim olamam. Girdiğim bir ortamda hata yapabilirim, gülünç duruma düşebilirim kaygısına düşerim. Kendim olamadığım yere uygun davranma çabasıyla bir süre sonrada “mış” gibi yaşamlar içinde strese girer yorulurum, yıpranırım ve tükenmişlik sendromu yaşayabilirim.

Yani bu yapıda bir insanın sağlıklı ve mutlu ilişkiler kurması beklenemez.   Kim bu şemaya sahipse bu sorunların benzerlerini yaşar.

Genellikle insanlar bir terapiste gitmek ihtiyacını ancak mükemmeliyetçi yaklaşımlardan dolayı bitmiş, tükenmiş ve depresyona girmiş halde iken gidebiliyorlar.

Bu durum, acı artık katlanamaz duruma geldiğinde ancak o zaman diş hekimine gidenleri hatırlatır.

Duygu Anı Defteriniz Olsun!

Duygularınızın günlüğünü tutun, kendinizi tanıdıkça hem başkalarını hem dünyayı daha iyi tanıyacaksınız.

Yapılacak olan bizi kendimizle tanıştıracak bize rehberlik edecek duygularımızı anlamaktır.  

Her gün kendimizle baş başa kalabileceğimiz 15-20 dakikalık sürede duygularınızın günlüğünü tutun.

İlk soru, “bugün hayatımda olup biten gördüğüm şeylerle ilgili içinde hangi duygular oluştu?”

            “Öfkeleriniz alınganlıklarınız kıskançlıklarınız, kaygı ve coşkunluklarınız var mıydı?”

O an öfkelendiğim şeye birçok kişi oralı bile olmayabilir, hatta gülüp geçebilir. Demek ki bende hassaslaşmış bir yön var. O olay beni öfkelendiriyor. Geçmiş dönemlerde benzer olaylar da öfkelenebiliyordum.”

            Duygu günlüğümüz sayesinde farkındalığımızın bilinçli hale gelmeye ve yavaş kendimizi anlamaya başlayacağız.

Biz okuyup araştırdıkça, kendimize yöneldikçe gelişim içinde olabileceğiz.

İnsanlar var olan olumsuz düşünce kalıplarının (şemalarının) % 80’lerden % 50’lere düşmesi onda büyük rahatlama yaratacaktır.

Bazen bir psikologda kendi şeması üzerinden, kendisi üzerinde devam eden bir çalışma içinde olabilir.

Şemalar Psikolojik Miraslardır.

Anne babalarımızdan miras aldığımız bizlerde oluşan şemalar çocuklarımıza da geçecektir.

Ancak bu döngünün kırılması, şemalarımızın fark edilerek üzerinde çalışılması ile mümkündür.  

Ve bu çalışma sayesinde biz rahatlarken yetiştirdiğimiz nesil duygusal ve ruhsal yönden daha sağlıklı olabilecektir.

Çok küçük yaşlarda bu olumsuz şemaya neden olan koşullara maruz kaldıysanız, oluşan olumsuz düşünce kalıplarınız o derece pekişmiştir ve yol alınması zor ve uzun süreç gerektirebilecektir. Ancak sabır ve çaba ile aşılamayacak durum yoktur.

Yayın Tarihi
16.11.2021
Bu makale 1230 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!