Açık bir teklifim var

Kurumsallaşmış demokrasilerde sivil toplum kuruluşları (STK’lar) değişim yaratmayı ve çözüm üretmeyi hedeflerler. Toplumun içinden, toplumun sorunlarına çözüm arayan, toplumla kopmaz bağları olan veya olması gereken olan kurumlardır. On beş yaşından buyana bir çok STK içinde görev aldım ve bazı STK ‘ların kuruluşlarında da birebir adanmışlık ruhuyla çalıştım. Bu nedenle STK’ların gücüne daima inandım.

Belki demokrasimizi kurumsallaştırma aşamasına getirmemiz epey zaman alacak ancak  STK’larımızın niceliksel ve niteliksel olarak toplumsal yaşamda önemlerini arttırmış olduklarını ve yaygınlaşmaya başladıklarını gözlemleyebiliyoruz. Buna karşın ülkemizde sivil toplum örgütlerine katılım  %12 de kalırken, İspanya’da %35, Japonya’da %50, A.B.D.’de bu oran yaklaşık %70 civarındadır.

Türkiye’nin ekonomik gelişmişlik açısından dördüncü̈, toplam STK sayısı açısından beşinci büyük kenti olan Antalya’mızda sivil toplum örgütlerinin kentimize katkıları ve  sonuç odaklı faaliyetleri istatistiki veri altında bir sepette toplanıyor mu bilmiyorum ancak böyle bir çalışma yapılıyorsa çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Zira içişleri bakanlığı verilerine göre Antalya’mızda güncel 11.825 adet  faliyet gösteren dernek bulunuyor.

Herhangi bir sorun hakkında yada ihmal edilen bir konu üzerinde çalışmayı kendine görev edinen bunca sivil toplum örgütü maalesef bir çok alanda birbirlerine katacaklarını sinerjiden yoksun kalarak emek, zaman ve maddi kayıplar ile birbirinden bağımsız fayda değer terazisinde eksik faaliyetler yürütüyorlar.

STK’LARA ARZ EDERİM

Pandemi sonrası şekillenecek yeni dünya düzeninde sivil toplum örgütlerinin işlevleri ve özellikleri de yepyeni boyutlar kazanacaktır. Hedef kitlesine ulaşmak ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşebilmek için çok yönlü projeleri el birliği ile ele alma zorunlulukları oluşacaktır.

 

STK’ların toplumsal yaşamda artan önemlerini, bölgelerinin ve şehirlerin kalkınmasında  önemli işlevler üstlenerek, topluma katkılarını artıracakları iki ayrı projeden bahsetmek istiyorum.

 

ELEKTRONIK MAHALLE TAKİP SİSTEMLERİ

Los Angeles’ta STK’lar tarafından geliştirilen California Eyaletinde uygulanan Bölgesel Bilgi ve Takip Sistemi.

Buradaki amaç bölgelerdeki sosyal problemlerin çözümüne katkıda bulunmak. Bu problemlerin başında fakirlik, yüksek suç oranları ve madde bağımlılığı geliyor. Sitemde tüm bölgesel ve yerel kurumların (hastane, üniversite, STK’lar, gazete, belediye, devlet kurumları ve şirketler) veri havuzları sisteme entegre edilmiş. Böylece bölgeniz ve mahallenizle ilgili her türlü sağlık, çevre, eğitim, ulaşım, alt yapı, mimari, kültür, spor, ekonomi bilgisi, bu sitemde, bir tıklama ile elinizin altında bulunuyor.

Sistemde bölgesel problemler ile ilgili ayrıntılı bilgiler, istatistikler, raporlar, çözüm yolları ve projelerde yer alıyor. Sağlık haritalarında bölgelerin sağlık problemlerine, eğitim haritalarında ise eğitim problemlerine tıklıyor ve bilgi sahibi oluyorsunuz. Bölgenizdeki spor gruplarını, gençlik gruplarını, dini cemaatleri, yeni yatırımları, araştırma projelerini, düzenlenen etkinlikleri görebiliyorsunuz. STK iseniz, seçtiğiniz bölgesel bir problemle ilgili çözüm sunabiliyor, proje hazırlayabiliyorsunuz. Şirket iseniz bu problemlerin çözümü için ortak olabiliyorsunuz. Farklı kurumlar ile işbirliği yaparak ortak proje üretebiliyorsunuz.

Bölgesel Bilgi ve Takip Sistemi ile bölgenin yerel problemlerini anında takip ve tespit edebiliyor, büyümeden kontrol edebiliyorsunuz. Kurumlar birbirine çamur atmak ve önünü tıkamak  yerine ortak bir paydada buluşuyorlar, beraberce çalışıyorlar ve problemlere çözüm buluyorlar.

Belediye, STK, Üniversite, medya ve iş dünyası arasında güçlü ve yenlikçi işbirliği networkleri kuruluyor. Ortada yüzbinlerce dolarlık yatırımlar, işbirliği bütçeleri, konsorsiyumlar, ARGE, think – thank projeleri dönüyor.

Herkes hem bölgeden, hem birbirinden, hem problemlerden hem de çözüm çabalarından haberdar olduğu için kurumlar arası inanılmaz bir sinerji ve iş bilirliği modeli ortaya çıkıyor.

Kurumlar arası işbirliği sayesinde çözümü zor toplumsal problemler tespit ediliyor ve bunlara yönelik sosyal yenilik modelleri geliştiriliyor.

 

SCORECARD PROJESİ

Yine ABD’de sivil toplum örgütleri tarafından geliştirilmiş ayrıca çok da büyük yaptırım gücüne sahip olan başka bir proje.

Projenin asıl amacı çevreyi kirleten kuruluşları takip etmek, deşifre etmek, engellemek, aktivitelerini kamuoyuna bildirmek. Ayrıca çevreyi iyi koruyan şirketleri de ödüllendirmek. Böylece toplum önünde çevreyi koruyan ile kirleten, elmas ile kömür  ayırt edilebiliyor ve kolektif bir çevre bilinci ortaya çıkıyor.

Scorecard Sistemine zip kodlarını girenler, bölgeleri ile ilgili her türlü ekolojik bilgiye, rapora, çevre problemlerine ve çözüm projelerine anında ulaşabiliyor.

Örneğin siz internette yerel bölge haritaları üzerinde mahalleniz veya caddeniz üzerinde  mause ile  gezerken o mekanın ekolojik bilgileri anında beliriyor. Merak ederseniz detaylara tıklıyorsunuz. Şehirde hangi fabrika en çok hayayı kirletiyor, hangi işletme çevreye ne kadar toksit madde atıyor. Örneğin ev mi almak istiyorsunuz kentinizde en temiz semt ve mekanlar nerede?

Scorecard sayesinde tüketiciler çevreyi kirleten şirketlerin tüm aktivitelerini tüm ayrıntıları ile görebiliyorlar ve onlara online tepki gösterebiliyorlar, yöneticililere veya gerekli mercilere anında e-mail ile şikayetlerini bildirebiliyorlar. Benzer problemleri yaşayan vatandaşlar birbirlerini bulabiliyor, çözüm için beraber hareket edebiliyorlar.

Scorecard’u belediyeler, çevre kuruluşları, emlak şirketleri, medya kurumları ve şirketler kullanıyor. Scorecard sayesinde Uğur Dündar’a gerek kalmıyor çünkü kamuoyu çevre ve oturdukları yer konusunda ayrıntılı bilgi edinebiliyor. Hatta STK’lar ile çevre skandallarını bizzat önlüyor, engelliyor ve cezalandırıyor.

 

ABD’de başarı ile uygulanan, yaptırım gücü olan bir çok alanda da istihdam yaratan bu iki proje, Akdeniz çanağında ve kim bilir ülke genelinde hayata geçirilebilir. Toplumun sorunlarına çare arayan, bir derdi ve tasası olan STK’lar bir çatı altında  bu meşaleleri korkusuzca yakabilirler yeter ki yola çıkılsın.

Önce, haydi Antalya’m, sonra haydi Akdeniz, sonra haydi Türkiye’m.

Yayın Tarihi
08.05.2021
Bu makale 1772 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!