İçinden geçtiğimiz süreçte bunalımlı günler yaşıyoruz demek yerinde bir tesbit olur zannımca. Dünya üzere taşlar yerinden oynuyor. Ülkemde tüm bunlardan pekâlâ nasibini alıyor almasına ancak bu nasip nasıl bir nasip sorusu geliyordur her düşünen bireyin aklına.
Emperyal A.B.D yine sözde büyük ağabeyliğe soyundu topraklarımız içinde. Kanada yeraltı kaynaklarımıza gözünü dikti son zamanlarda. Zamların ardı arkası kesilmiyor, orman katliamı, insan katliamı hat safhada. Farkında isek kadın, çocuk, doğa yine katlediliyor egemen güçler tarafından. Sınırlarımızdaki savaş hali ise cabası.
Sözün özeti; Kapitalizm ağlarını yine örüyor dünya üzere. Leş kargaları çöreklenmiş ülkeme. Hem içeriden hem dışarıdan. Canım ülkem zor günler yaşıyor. Ülkem insanı ise hem tüm bu olumsuzlukları yaşıyor hem de gününü kurtarmaya çalışıyor canhıraş.
Oysa insan evladı iyi şeylere lâyıktir lâyık olmasına ancak rufailer mâni oluyor güzellikler yaşamasına.
Hiç akla gelmiyor mu insanlar aç kalırsa neler olur?
Hiç akla gelmiyor mu insanlar eğitime ulaşamayınca neler olur?
Hiç akla gelmiyor mu insanlar sağlığa erişemeyince neler olur?
Hiç akla gelmiyor mu devlet kamucu ve sosyal olmayınca neler olur?
Hiç akla gelmiyor mu huzura kavuşamayınca neler olur?
Hiç akla gelmiyor mu refaha ulaşamayınca neler olur?
Hiç akla gelmiyor mu kurda kuşa teslim edilmiş olur.
Oysa değil mi ki jeopolitik önemi bir yana, bereketli topraklar üzerindeki ülkem, değişen dünya düzeninde hak ettiği yerini alsın ve bu yoldaki hamlelerle insanına gün ve gelecek refahı inşa etsin.
Yazık değil mi?
Anlatmak, anlatmak, anlatmak gerek.
Sağlıcakla..