"Yalnızlık" üzerine...

Garip bir ironiyle, böyle zamanlarda daha çok uğruyor bu düşünce zihnime. Böyle temassız, kimsesiz, yalıtılmış zamanlarda. Bir yılı aşkındır paranoyak bir yalnızlıktayız ve ne yazık ki bu yalnızlık aslında güvensiz bir yabancılaşmanın başlangıcı. "Yalnızlık" deyince, dört duvar arasında  bir başına yaşamayı kastetmiyorum asla; daha çok, özgürlüğü andıran bir kaçış gibi bu hissettiğim şey. Taa çocukluğumuzdan başlayan, yavaş yavaş örülen ve fakat asla farkına varamadığımız bir tutsaklığın içindeyiz aslında hepimiz. Toplumda nasıl davranmalıyız, kimlerle nasıl konuşmalıyız, nelerden sakınmalı nelere güvenmeliyiz? Bu yaşadığımız distopik yalnızlıktan kaçan, ütopik bir yalnızlık benim kucağımı açtığım.

Bu çoğaltılabilecek örnekleri, daha da özele inerek anlatmaya çalışayım. Ben, İç Anadolu görünümlü bir Ege kentindenim (hemşerilerim kızmasın ama yaşadıklarımdan verebilirim en güzel örneği); bizi yetiştiren büyüklerimiz "Doğu'daki herkesi Kürt, İçanadolu'nun doğusuna doğru herkesi Alevi, Karadeniz'in hepsininin Laz olduğunu ve güney ve batıda bulunan deniz kıyılarına doğru da dinle imanla pek alakası olmayan insanların yaşadığını." anlatırlardı genelde. İşin ilginç yanı (yalnızca Lazlara pek dokunmadan) Alevilerin "Mum Söndü" yaptığını, Kürtlerin "Kuyruklu" olduğunu ve Çingelerle asla yakınlaşılmaması gerektiğini büyük bir ciddiyetle uyararak anlatmalarıydı; bu tanımlamalar "Diğerleri"nin bizim açımızdan insan olarak bile görülmemeleri anlamına geliyordu. Böyle davranmalarının ve anlatmalarının mutlaka pek çok etkeni vardı; geçmişte yaşanan sıkıntılar, anlaşmazlıklar gibi. Ama yurdun dört bir yanını gezip gördükçe ve merak edip araştırdıkça gördüm ki birbirimizden hiçbir farkımız yoktu ve az önce söylemiş olduğum etkenler de fazlasıyla yüzeyseldi. Asıl etkenler, yıllarca bu canım memleketin sırtına kene gibi yapışmış (taraftar anlayışlı) siyaset, mezhep, tarikat ve okumama sorunlarıydı. Hamasetle oy ve para dertlerini gideriyorlar ama arası kapanmaz uçurumlar yaratıyorlardı. Bugün kahvelerde, sokaklarda, dükkan önlerinde, açlıkla sınandığı halde körü körüne bağlı olduğu inanç ve politik anlayışı savunan düşman kardeşleriz artık ne yazık ki. Bu nedenle, bir kaçıp gitmek isteği kaşıyor içimi sürekli. İyi de nereye? Yıllar önce okuduğum bir röportajda, küçücük bir adaya kaçmış, saç sakal karışık pejmürde bir ihtiyara "Nasıl yaşıyorsunuz, yemek su, yalnızlık sorun olmuyor mu?" diye sormuşlardı; "Yalnızlık için kaçtım zaten, yemek su sorun değil, azla doyuyorum da bir tek rakı sorun oluyor, onu da balıkçılar hallediyor arada sağ olsunlar." diye yanıtlamıştı. Çok çekici gelse de aradığım yalnızlık bu da değil. Yine insanlar, küçük bir şehir, deniz, hayvanlar, ormanlık alanlar olmalı ama tanınmamalıyım, istediğimi duyup istemediğimi kendiliğimden duymamalıyım; yalnızca mevsimlerin döngüsüyle zamanın ayırdına varabilmeliyim. Pejmürde ihtiyarın dediği gibi, karın kuru ekmekle de doyar (rakı konusuna da katılmadan edemiyorum). Her kökenden ve inanıştan benim gibi kaçıp gelmiş insanlar da olmalı ve yalnızca şarkı türkü söylemek, şiir okumak derdine düşmeliyiz; bolca çocuk olmalı ve istedikleri gibi davranmalı. 

Uykularımda yalnız kalıyorum bazen, o yalnızlık şehrini (ironik olarak) bu güzel ülkede aramak boşuna bir iş, bunu da çok iyi biliyorum. Bu benim cenin pozisyonum, benim Bohemya'm ve benim gibi düşünen çok fazla insan olduğunu da biliyorum; ama Doğu'da, Batı'da, Kuzey ve Güney'de geçirilmiş çocuklukları var bu insanların; farkına varamadan düştükleri tutsaklıkları bir de; düşünceleri, dilleri, gülümsemeleri ölene kadar erteleniyor ve milyonlarca kaçış kentinde birbirlerinden habersiz aynı "Yalnızlık"ı yaşıyor. Dileğim o ki, “ötekisiz”likle bir cennet olan bu güzel ülkede, her birey ötekinde kaybolup yalnızlaşsın.

Yayın Tarihi
01.09.2021
Bu makale 644 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!