Genel seçimlere sayılı günler kala rengimi belli ettim: Antalya’nın evladı/ ne Harami/ne asi/ ilkesi demokrasi”
Kusura bakmayın ama Vekilim Subaşı.
26 Mart 1989 ile 27 Mart 1994 tarihleri arasında Antalya’ya Belediye Başkanı olarak hizmet veren şuan Bağımsız Milletvekili adayı Hasan Subaşı, kentimizin gelişmesinde-çağdaşlaşmasında çok büyük rol oynadı. Hukukçu olan Hasan Subaşı, 1989 yılında Antalya Belediye Başkanı seçildi. Döneminde, Antalya'da 3030 Sayılı Kanuna göre Muratpaşa, Kepez ve Konyaaltı alt belediyeleri oluşturularak "Büyükşehir Belediyesi" kuruldu. Büyükşehir belediyesi statüsü ile 1994 yılında yapılan ilk seçimde yeniden seçildi ve 1999 yılına kadar görev yaptı. Bu süre içerisinde Entegre ET Tesisi-Kültür Park- Antalya Kültür Merkezi- Otogar- Kalekapısı Projesi- Toptancı Hali-İçme Suyu ve Drenaj Altyapısı-Karakaş Camisi Projesi-Cam Piramit Kongre Merkezi-Konyaaltı-Lara Sahil Projeleri-Uncalı Kent Mezarlığı ve sayısız projelere imza attı.
“Hizmete ekledi hizmet/Hizmet bekliyor millet/Köylü kentli istiyor/Dağılımda adalet”
Sanata sanatçıya sahip çıktı
En önemli girişimlerinden birisi de Ansan(Antalya Sanatçılar Derneği)’ne amiyane tabirle kentin göbeğinde, saat Kulesi’nin dibinde, içinde kapalı sergi salonu olarak kullanılmaya uygun mekânı tahsis etti. 22 yıl, dile kolay, sanatçının malı gibiydi burası ama belediyeler geldi, belediyeler gitti, iktidarlarla birlikte başkanlar değişti. Hasan Subaşı’nın sanatçılara sunduğu bu nimeti dernek yönetimi ne yazık ki yeterince değerlendiremedi. Tam hatırlayamıyorum, sanırım beş yıl öncesi filan tahsis yasasının kalkmasıyla uygulama başlatıldı ve sonuncunda günümüzün yerel yönetimi mekânı kendi tasarrufunda değerlendi.
Yiğidi öldür hakkını yeme
Hasan Şubaşı, katıksız Antalya’nın evladı olarak kentin A-Z’ ye her şeyine vakıf. Çiftçinin-işçinin-denizcinin-şoförün-kısacası doğusundan batısına Antalya’nın hizmet elçisidir o!
Çakma adaylar
Bakıldığında kentimizin sorunlarını bir yana bırakın, Antalya’yı neredeyse haritada bile bulmakta zorluk çekenler milletin vekilliğine kalkışıyorlar. Kentte yaşayıp da yerel radyo dinlemeyen, yerel televizyon izlemeyen, yerel gazete okumayıp da kentten şikâyet edenlere benzetiyorum bu türleri.
Tarımsal üretimden vazgeçmiyor
“Elmalı Konak Hasan Subaşı Çiftliği” ilkin bodur elma-armut bahçeleriyle üzüm bağlarıyla üretime başladı, ardından küçükbaş hayvanlardan keçilerden elde ettiği sütten şekersiz(şeker otu)’undan özellikle diyabetlilerin tercih ettiği dondurmayı seçkin gıda mühendislerinin (Olur!)’yla yaşama geçirdi.
“Doğallığı Dondurduk” sloganıyla vatandaşın damak tadına ve sağlığına katkıda bulundu. GDO’suz, doğal yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen amatörce yapılan günlük peynirler ilgi gördü ve mandıra kurmaya karar kılındı. Sürüler çoğaldı, Merinos Koyunlarının da beslenmesiyle bir marka böyle doğdu: HASAN SUBAŞI.
İş bilenin kılıç kuşananıdır, yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.
Kısacası: “Çalışmaktır muradı/Halkına can adadı/Sizden yetki istiyor/Antalya’nın evladı”