EĞİTİMCİ GÖZÜYLE

Üç ayrı konu ve düşüncelerim.

1-Eleştiri ve hakaret

Kişiliklere ve kimliklere saldırmadan sadece davranış ve icraat ile ilgili olumlu ve olumsuz duygu ve düşüncelerin nezaketle dile gelmesidir eleştiri.

Kurulan cümlelerin sonu "m" harfi ile biter.

Ör." Bu konuda hatalı davrandığınızı düşünüyorum/ikna olamadım/üzüldüm/sevindim." gibi.

Hakaret ise eleştirinin tersidir. Kişiliğe ve kimliğe saldırıdır; küfürdür. İnsanlıktan uzaklaşmadır; hayvanlaşmadır.

Az gelişmiş olan ak ya da kara, dost ya da düşman, benden olan ya da benden olmayan gibi bir bakışa sahiptir

Av olmamak ve avlanmak dürtüsüyle davranan kurnazlık yapar, pusu kurar yerine göre saldırır, bazen kaçar bazen de donar kalır; ölü taklidi yapar. Bu doğal yön insan dahil tüm memelilerde ortaktır.

Tüm insanlar dünyaya hayvan yönü ile gelirken insan olma potansiyellerini sonradan medenileşerek ve üst akıllarını (neo korteks) geliştirerek gerçekleştirirler.

İnsan ömür boyu var olacak, beslenme, üreme, elde etme, vurup kırma, şiddet uygulama, tehdit etme ve bağırıp çağırma doğal olan yönünü yani hayvan yönünü kontrol edecek olan yönü sonradan geliştirdiği insan olma yönüdür.

İnsanlaşamazsak hayvanca davranmamız kaçınılmazdır. İnsanlaşma potansiyelimizin gelişmesi ile hayvan yönümüzü kontrol eder, medeni insan oluruz.

Bir insan gelişim sorunlu ise hayvan yön daha çok yer bulur.

Zamanla düzelme ancak akıl çapını geliştirecek sistematik düşünme ve anlayarak öğrenme, sanat, bilim ve felsefe ile mümkündür.

Ancak

Siz sürekli övülen, alkışlanan, el etek öpülen bir kişiyseniz ve gerçeklik duygusundan uzaklaştıysanız, narsistik kişilik bozukluğu içindeyseniz, empati özürlüyseniz bir de üstüne üstlük kültürel sefaletinizin farkında değilseniz o zaman nezaketle eleştirme bir tarafa, sizi sürekli alkışlayanları bile günde beş vakit azarlayabilirsiniz.

Unutmayalım ki, gelişimin temeli eleştirel düşünmedir.

Az gelişmişliğin en temel kriteri kayıtsız şartsız alkıştır; övgüdür ya da sövgüdür, şiddetin her türüdür.

Halbuki bilge kişiler kendilerinin eleştirilmesini farklı duygu düşünce ve davranışların dile gelmesi için gayret sarf ederler.

Eleştiriye tahammülsüzlük yetersizliğe, özgüven ve az gelişmişlik sorununa işaret eder.

Tüm bilimsel gelişmelerin temeli eleştiridir.

Kişisel gelişimim temeli önce bir öz eleştiridir

Toplumsal gelişimin temeli eleştirel düşünmedir.

Akıl çapının gelişmesi ancak aklın yönetiminde zihnin ürettiği düşüncelerin sistematik olması, eleştirel olması sayesindedir.

İlerleme, gelişim, keşifler ve patentli buluşlar uygarlık insanca olmanın temeli eleştirel düşüncedir.

Eleştiri insanca olmanın koşuludur; hakaret ise insan olamamanın sonucudur.

2-Kurnaz fesat ve de kıskanç mısınız?

Kurnazlığınız fesatlığınız kıskançlığınız tam olarak anlaşılır ama dile gelmeyebilir.

Bir adamın ne olduğu ya da olmadığı aslında vasat zekalılar tarafından dahi anlaşılır.

Ancak anlayan kişi çoğunlukla ya gülümser veya nezaketinden dolayı onaylar gibide görünebilir. Çok az kişi bozma eğilimindedir.

İnsan zihninin bilinçli kısmı saniyede ancak üç-beş verinin farkına varabilirken, bilinçaltı üç milyon veriyi değerlendirir.

Özellikle duygu ve düşünceleri tam olarak ortaya koyan saniyenin onda bir süresinde belirip kaybolan mikro mimiklerin, göz bebeği küçülmelerinin farkına varır.

Ancak farkına vardığını bilinçli zihnin üretebileceği düşüncelerle dile getiremez. Sezgiler devreye girer.

En fazla "bu adamı neden bilmem gözüm pek tutmadı" diyebilir. Onun sözlerine inanmaz ve kontrol etme ihtiyacı duyar.

İnsanların vasat zekalısı da olsa güçlü sezgilerimiz hayatta kalmamızı sağlayan en uyanık yönümüzdür.

 

3-Uygar toplumlar var olmaya devam ederler…

En güçlü uygarlıklar sanata bilime felsefeye yönelen uygarlıklardır...

5 bin yıl öncesi Sümerler, 2400 yıl önceci antik Yunanlılar MS 8. yy ve 13.yy arası orta doğu uygarlığı (İslam’ın Altın Çağı) ve 16. yy sonrası yükselen ve halen devam eden batı uygarlığı.

Uygarlıkların temeli bilimdir, akıldır ve fendir. Aklı hür, vicdanı hür bireylerin var edilmesidir.

Avrupa, orta çağcıları sanat, bilim ve felsefe sayesinde gelişen aydınlanma ile tarihe gömdü.

Türkiye’de ise bugün suyu tersine çevirmeye çalışan orta çağcılar sanat bilim felsefeye sırt döndüler.

Avrupa'ya göç eden 500 bine yaklaşan bilim adamlarımız doktorlarımız, mühendislerimiz, akademisyenlerimiz ve lise düzeyine kadar inen Avrupa'ya gitme hayali artarak devam etmektedir.

Bilinmelidir ki gelişim yoksa, yıkım vardır

Akıl ve vicdan özgürse felsefe vardır, sanat vardır ve bu sayede gelişen sistematik düşüncenin ürettiği bilim vardır.

Bilim varsa, teknoloji vardır.

Teknoloji varsa, sanayi vardır.

Sanayi varsa finans kapital vardır; zenginlik vardır; refah artışı ve eğitime, sağlığa, spora, araştırma geliştirmeye daha çok pay ayırabilme vardır.

Gelişim vardır; uygarlık vardır.

Tarihte şaşmaz bir şekilde hep görülmüştür ki, binlerce yıldır filozoflarını, sanatçılarını ve aykırı düşünenleri dışlayan lanetleyen, yok eden uygarlıkların hepsi yıkılmışlardır.

Kendi tarihimizde Fatih Sultan Mehmet sonrası akla bilime sanata sırt dönerek evrensel olan üniversite eğitiminden, medreselere yönelen yönetim aydınlanma ve sanayi devrimini ıskalayarak gerileme dönemi ve yıkılışa sürüklenmiştir.

1923-1945 arası 2. sanayi devrimini yapan dünyanın en gelişmiş ve ekonomisi en güçlü ilk beş ülke arasına giren Türkiye 1950'lerden beri devam edegelen karşı devrim süreciyle Osmanlının akıldan bilimden sanattan üniversiteden medreseye geriye dönüşünü taklit etmeye devam etmektedir.

1854’te ilk dış borcunu alan Osmanlı 1875’te Moratoryum ilan eder. 1881’de ise iflas ettiğinden maliyesine el konulur ve bu nedenle sömürge devlet haline gelen Osmanlı 1918’de Mondros ile teslim olur.

Bu geri gidiş süreci durdurulamazsa önce ekonomik çöküş yaşanması, sonra sosyal, siyasal çöküntü kaos ve yıkım süreci kaçınılmazdır.

Müneccimlik yapmıyoruz.

Tümü de aynı başlıkla çıkan “gazeteleri” okumuyor aynı kişilerin her konuda “uzman” edasıyla esip gürlediği programları seyretmiyoruz. Sadece tarihe bakıyoruz.

Tarihten ders almayanlar için tekerrür etme gibi bir özelliğinin olduğundan bahsediyoruz.

Yayın Tarihi
22.01.2022
Bu makale 1330 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!