Tarihi Çarpıtmak

Tarihi olayları çarpıtmak çok kolaydır.

 Dilin kemiği yoktur.

 Yalandan kim ölmüştür?

 Lozan’ı “hezimet” yaparsınız; padişahın İngilizlere bıraktığı Ege’deki 12 Adayı Lozan’da İsmet İnönü verdi dersiniz, okumayan, kulaktan dolma bilgilerle yaşayan milyonlar da size inanır…

 Ulusal bayramları kaldırır yerine, kendi bayramınızı icat edersiniz…

 Mustafa Kemal Atatürk’ü halkın gözünden düşürmek için her çeşit tezviratı gerçekmiş gibi yazarsınız olur biter…

 İpek Çalışlar’ın “Latife Hanım”ı da böyle bir kitap.

 Mustafa Kemal Atatürk’ü küçük düşürmek için yazılmıştır.

 Bir yandan, Latife’yi anlatırken, diğer yandan M.Kemal ile ilgili konularda bilinçli göndermeler yaparak, tarihi çarpıtmıştır.

 Bu kitap bize Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ı tanıtırken ve sevgimizi kazandırırken diğer taraftan Mustafa Kemal’i kaybettirmeyi amaçlamıştır.

 Kitabın 98. Sayfasında; sanki tüm irticanın Serbest Fırka ’da güç birliği yaptığını bilmiyormuş gibi, gerçekleri göz ardı ederek, “Seçimlerin ardından Serbest Fırka irtica suçlamasıyla yüz yüze kaldı” demiştir.

 “Yüz yüze kaldı” demek; “aslında irticai tarafı yoktu ama haksız olarak irtica suçlamasına uğradı” demektir. Bu açıkça M.Kemal Atatürk’ü keyfilikle suçlamaktır.

 Eğer böyle bir tehlike olmasaydı neden en yakın arkadaşlarını görevlendirerek çok partili bir yaşamı sağlamak için Serbest Fırka’yı kurduran insan, kapatılmasını  istesin?

 Kitabın 89. Sayfasında ise İzmir Suikastının aslı yokmuş gibi bir izlenim uyandıracak şekilde “sanıklar hukukçu olmayan bir heyet tarafından yargılandı, içlerinden bir bölümü avukat tutmalarına izin verilmeden idama gönderildi” denilmektedir.

 Bu da tıpkı Ahmet Altan’ın “İsyan Günlerinde Aşk” kitabında; 31 Mart Vakasının gerici bir ayaklanma olmadığı, İttihat ve Terakki Partisinin bir kışkırtması ve komplosu olduğu, masum insanların idam edildiği gibi tarihi çarpıtmaktan başka bir şey değildir.

 Neyse ki kitaptaki çarpıtmalara rağmen Latife’nin küçük yeğeni Mehmet Sadık Öke; kitaptaki çarpıtmalardan rahatsız olarak bir açıklama göndermiş ve İpek Çalışlar bu kez dürüst davranarak açıklamayı kitabın sonuna eklemiştir.

 Bu ekte; Mehmet Sadık Öke: “Bizce; kitapta ifade edilen mesele Latife Hanım’ın gösterdiği cesaretle ilgilidir. Bu anı, aile tarihçesinin en önemli parçalarındandır. Kaldı ki Latife Hanım, İzmir’de Vorbes Köşkü’nde yapılan suikasttan da yaralı olarak kurtulmuş, kendisini Paşa’nın önüne atıp, suikastçının dikkatini

dağıtarak hedefi şaşırmasını sağlamış ve elinden yaralanmıştır. Mustafa Kemal Paşa bu surette mutlak bir ölümden kurtulmuştur” demektedir.

 Demek ki İzmir Suikastı veya M. Kemal’in İzmir’de öldürülmek istenilmesi bir hayali senaryo değilmiş…

 Topal Osman’ın M.Kemal’i öldürmek için Çankaya Köşkünü kuşatması olayını da çarpıtarak yazan İpek Çalışlar’a yanıt yine Latife’nin ailesinden gelmiştir: “Topal Osman Vakası esnasında Paşa’nın kaçmadığını ve bir stratejik plan dâhilinde Çankaya’yı terk ettiğini, Vecihe Hanım’ın (*) bilfiil yanlarında olduğunu bir kez daha hatırlatarak necip Türk kamuoyunun bilgisine sunmayı elzem olarak görmekteyiz” …

  Karşı devrim açıktan AKP tarafından; gizli şekilde de satır aralarına konularak, 2. Cumhuriyetçi yandaş yazarlar tarafından sürdürülmektedir. 

  İpek Çalışlar kaşıkla vermiş sapıyla da gözümüzü oymuştur…

(*)Latife’nin ablası (G.A’ın notu) 

Yayın Tarihi
17.11.2016
Bu makale 1219 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!