YARINA YOLCULUK

Suskunluk

Olup bitenler yüreğini bu kadar acıtırken. Uzun zamandır yazı yazmak içimden gelmiyor. Ama sessiz bir çığlık olsun diye iki şiirimi paylaşmak istiyorum sizinle. İlki 2004 yılında yayımlanan Kırlangıç Göçü isimli kitabımda yer alan “Acemi Ormancı” isimli şiir, bir diğeri de 4 Ağustos 2013 akşamı yazdığım “Ecmelin Pınarı” isimli şiir.

 

Acemi Ormancı

 

Hepimiz fidandık,  ağaçtık, ormandık,

yurdun içinde

acemi ormancının elinde .

 

Hepimiz ayrı ayrı güzeldik,

Kimimiz selvi,

Kimimiz nazım,

Kimimiz kayın,

Kimimiz pir sultandık .

 

Birer birer budandık,

Dallarımız koparıldı gövdemizden,

Ayaklarımız koparıldı geçmişimizden,

Yolumuz köprüsüz,

Irmağımız susuz,

Yerimiz aysız, güneşimiz ışıksız,

Sen bensiz,  ben yarınsız,

Yarınım sevdasız kaldı,

Baltanın her değişinde.

 

Acemi ormancı; ALANLARDI, ONLARDI.

Kimi zaman başkan,

         Kimi zaman başbakandı,

         Kimi zaman maaşımızı kesen,

         Kimi zaman aşımıza kan katanlardı.

 

Tüm orman kesilmişti, tüm dallar budanmıştı,

En son ayakta yüreğimiz, inancımız, sevdamız vardı.

Kaldırdı, yüreğimize,  inancımıza, sevdamıza, vurdu hırsını ormancı .

 

İşte o an büyük bir çığlık attı gökyüzü,

Yağmur ağladı,

Gökyüzü ağladı, ağaçlar, taşlar, çimenler ağladı,

Ben ağladım, sen ağladın, o ağladı

Biz ağladık, siz ağladınız,

ONLAR GÜLDÜLER..

 

 

 

Ecmelin Pınarı

 

 

denizim çok tuzlu benim yakar tenini

tuzlu deniz içindeki kiri aklar teni yaksa da

çok tuzlu denize balıklama dalma derdi babaannem

haklıymış

unutma denize dalanların teni denizden yanar

güneşten değil

 

 

salomeye ithaf…

 

 

ne zaman ay düşse denize uzaklar gelir yanıma

hadi dizlerim

hadi yüreğim

götür beni

yar’a,

nara,

yere

ve o mavi kutsal öyküye.

 

yerinde sayanlar yorulur der bir yanım

yorulmaktansa adımla yarını der diğer yarım

ne zaman denize nar düşse,

yar düşse

içimdedir o narın, o yarin şerbeti

çağırır en kuytu mavilikte isyan gecelere

 

gün batımları hep mi güzel olur yarin gözünde?
hep mi üşütür poyraz insanın ruhunu?
hadi önceki kırkı da tesadüftü avucuma düşerken kuru yapraklar

yanarken insanın canı sivas’ta


ki sevda en büyük isyan

ki aşk en büyük direniş

adımları adının peşinden giderken sevdanın

 

bir şarkı kaç kere dinlenir?
bir fotoğrafa kaç kere bakılır?
bir insan en fazla kaç kere özlenir?
bir insan aynı yokuşta kaç kere yorulur?

her zaman aynı dönemeçte ayağı burkulur mu insanın?
birini kaybettiğinde nerde bulur insan?
bir insan en çok ne zaman insandır?

 

illa gerçek mi yanmak lazım

kül olmak için

benim kaç kere külüm savruldu asi’ye, çoruh’a

kaç kere yüreğim dağlandı bir çocuğun ölmüş gözlerinde

daha dün eskişehirde, hatay’da, halep’de, şam’da...

silivri’de, van’da

 

bu umut kaç kere kırıldı

adım kaç kere yok

adım kaç kere yoruldu

 

ben sustum anne

sen susamadın

en derin ağıtı yaktığın gecede

 

Yayın Tarihi
05.08.2013
Bu makale 9787 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
bugünün acılarını ve yaşananlarını yıllar önce görmek ve yazabilmek için çok derin olmak gerektirir muhteşemsin abim

nilay savaş 07.08.2013

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!