Şirketlerde Genel Kurullar

(CORANA VİRSÜS DÖNEMİNDE )

Anonim şirketlerde genel kurul/lar kanunun 407 ila 451 maddesinde düzenlenmektedir. Ayrıca kanunun 407 maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen genel kurul fiziki olarak yapılan genel kuruldur ve istisna olarak bildirilen husus “Elektronik ortamda kurullar “ kenar başlıklı 1527/5 madde fıkrasının mevcut bulunduğunu bilgi olarak vermekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Şirketin faaliyet dönemini farklı tarihler olarak düzenlemek mümkün olmakla birlikte genel olarak her yılın 01 Ocak tarihinden başlar ve 31 Aralık tarihinde sona ermektedir. Böyle bir tarihi içeren faaliyet dönemi olan şirket için genel kurulun en geç yapılması gereken tarih ilke olarak bir sonraki yılın  31 Mart tarihidir. Ancak genel kurul gerek Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin” 28 maddesine göre “toplantı başlamadan önce, Kanun ve esas sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının sağlanamaması veya toplantı sırasında yapılan yoklama sonucunda toplantı açılmadan önceki hazır bulunan pay listesine göre hesaplanan karar nisabı kadar payın temsil edilmediğinin anlaşılması 418,421, 473 vd, Kanun ve esas sözleşmeye uygun olarak çağırılmış genel kurul toplantısı ancak gündeme geçilmeden önce ve genel kurul tarafından alınacak bir karar ile, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular sermayenin en az onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip azlık pay sahiplerinin istemi üzerine genel kurul kararına gerek olmaksızın, toplantı başkanı tarafından bir ay sonraya 420 md, kolluk güçlerinin ve varsa Bakanlık temsilcisinin görüşü alınmak suretiyle toplantının güvenlik açısından sağlıklı bir şekilde yapılamayacağının anlaşılması üzerine genel kurul, toplantı başkanlığı tarafından, Kanunun 1527 nci maddesi uyarınca genel kurul toplantılarına elektronik ortamda katılma sistemini uygulayan şirketlerin genel kurul toplantılarında Elektronik Genel Kurul Sisteminin çalışması için Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun şartların sağlanmadığının tespiti üzerine genel kurul, Bakanlık temsilcisinin görüşü alınmak kaydıyla toplantı başkanlığı tarafından, mahkeme kararı ile ve toplantının yapılamayacağının anlaşılması üzerine halinde toplantı ertelenir. Bu sayılan hallerin varlığı halinde somut olaya göre 31 Mart’ta genel kurul toplantısı yapılamayabilir. Bu gibi hususlar istisnai durumlardır. Gerektiği takdirde genel kurul olağanüstü de toplantıya çağrılabilir.

YETKİLİ ve GÖREVLİ ORGANLAR

Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler. Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Ayrıca şartların varlığı halinde azlık ile şirketin iflası halinde iflas idaresi de genel kurulu toplantıya çağırabilir. Tabi ki 412 madde uyarınca mahkeme kararı ile atanacak kayyım da genel kurulu toplantıya çağırabilir.

PAY SAHİBİNİN KİŞİSEL HAKLARI

Pay sahibinin kişisel hakları Kanunun 425 ila 444 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre 425 madde ile “ Genel kurula katılma”, 433 madde ile “ Yetkisiz katılma” 434 madde ile “ Oy Hakkı” 437 madde ile “  Bilgi alma ve inceleme hakkı” 438 ve 439 madde ile “Özel denetim isteme hakkı”  ve şartları düzenlenmiştir.

KORONAVİRÜS, MÜCBİR SEBEP ve YAŞAMA ETKİSİ

Kısa adı DSÖ olan Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi (küresel salgın) ilan edilmiş ve 29 Nisan 2020 tarihi itibariyle dünyada 2.500.000 den fazla kişide görülen, toplam 220.000 den fazla kişinin ölümüne yol açan yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınının doğan yaşamın her alanını etkilediği gibi hukuki ilişkileri de etkilemektedir.

Mücbir sebep hukuk sözlüğünde, zorlayıcı nedenler, önceden göz önüne alınmasına ve bunun sonucu olarak ortadan kaldırılmasına olanak bulunmayan ve dış bir etkiden ileri gelen olaylar olarak tanımlanmaktadır. Mücbir sebep, (i) önceden öngörülemeyen, (ii) tarafların kontrolü dışında meydana gelen, (iii) ifa imkansızlığı oluşturan ve (iv) bu nedenle taraflara sözleşmeyi feshetme, kısmen veya tamamen ifadan kaçınma, askıya alma veya ifa için ek süre talebi öne sürme, sözleşmeden dönme gibi çeşitli haklar tanıyan sebeptir.

Covid-19 salgınını, objektif olarak mücbir sebep kabul edilebilirse de, her somut olay bakımından salgının tek başına mücbir sebep sayılacağı hükmüne varmak olanaklı değildir. 

Mücbir sebep iddiasında bulunan sözleşme tarafı bakımından, edimin ifası ile salgın hastalık arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının ortaya konulması gerekecektir. İlliyet bağı, borçlunun, Covid-19 salgın hastalık sebebiyle veya bu gerekçe ile alınan tedbirler nedeniyle borcunu ifa etmesinin imkansız hale gelmesini ifade eder. Bu bağlamda, Covid-19 salgının mücbir sebep teşkil edip etmediği her somut olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Salgın hastalık objektif olarak mücbir sebep teşkil etmekle birlikte, sözleşme ile üstlenilen her bir yükümlülüğe etkisi farklı olabilir.

Sözleşme Hukukunun en önemli ilkesi olan sözleşmede ye bağlılık esas olmakla birlikte, sözleşmesinin kurulmasından sonra ortaya çıkan değişiklikler sözleşmeden doğan borcun ifasını o derece katlanılmaz kılabilir ki, değişiklik aleyhine gerçekleşmiş ve bu nedenle aşırı ifa güçlüğüne, ifa imkansızlığına  düşmüş tarafa sözleşmenin aynen ifasında ısrarcı olmak, yargı kararıyla dayatmak dürüstlük kurallarına ve hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabilir.

Sora içeriğinden de anlaşılacağı üzere 0 ila 20 yaş altı ile 65 yaş ve üstünün 21 Mart 2020 tarihinden itibaren sokağa çıkma yasağı bulunmaktadır. Diğer yaş grubu insanlar ise 30 Büyükşehir ile Zonguldak ilimizde sokağa çıkma yasağı olan zamanlarda istisnalar hariç sokağa çıkamamaktadırlar. Bir başka ifade ile insanların doğal yaşamında kamu sağlığı nedeniyle haklı olarak seyahat etmesinde,  sosyal mesafe, ağızlarda maske, açık bir şekilde tükürme gibi bir çok sınırlamalar bulunmaktadır. Hele hele seyahat kısıtlamasına çok dikkat edilmekte, istisna kapsamına girmeyen kişilerin yurt dışından gelmesi veya  izin almış olsa dahi bir başka şehre gitmesi halinde 14 günlük karantina sürecine tabi tutulduğu bilinen bir gerçektir. Tek tek saymaya gerek yoktur bir çok ticari ve esnaf işletmesi halen kapalı bulunmaktadır. Olağanüstü bir süreçten geçtiğimiz bir gerçektir.

Hatta adliyelerin dahi 15.06.2020 tarihine kadar duruşma yamadığı, çeklerin ibraz sürelerinin durdurulduğu, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin işlemediği yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu hususta daha fazla yazmanın gerekli olmadığı kanasındayım

YÖNETİM KURULUNUN BATIL KARARLARI

İlke olarak yönetim kurulunun kararlarının iptalinin dava edilemeyeceği ancak iptal  edilebilir yönetim kurulu kararlarının istisnai olarak var olduğu sabittir. Bunlara birkaç örnek vermek gerekir ise TTK 192, 460, 481 vd, 500,1524/2 fıkra bunlara birer örnek olabilir. Ancak yukarıda izah edildiği üzere TTK 425 madde de Pay Sahibinin Kişisel haklarından “ Genel Kurula Katılma” hakkı düzenlenmiştir. Keza genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkilileri belirlerken görev süresi sona erse dahi yönetim kurulu genel kurul toplantıya çağırabilir. Ancak TTK madde 391 uyarınca yönetim kurulunun “  Batıl kararlar” üst başlıklı maddesinin  Özellikle; denilerek örnekseme yapılmış ve sadece bunlara bağlılık ilkesi kabul edilmemiştir.

1 fıkranın c- bendi ile “ Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,” kararların batıl olduğu düzenlenmiştir.

1-Yukarıda da açıklandığı üzere seyahat özgürlüğünün kamu sağlığı nedeniyle sınırlandırıldığı, sosyal mesafe kuralının var olduğu gerçeğinden hareketle yaşamın normalleşmesine kadar kanuni bir zorunluluk bulunmadıkça yönetim kurulunun genel kurulu, olağan veya olağanüstü davet yapmamasının gerektiği, görüş ve kanaatte olduğumu, aksi taktirde TMK 2 madde de düzenlenen genel kurulu çağrı hakkının dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve yine 391/1 c bendi uyarınca da “Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren” karar olacağından batıl olacağı görüş ve kanaatindeyim.

2- Kanunun 1527/5 maddesine göre “ Elektronik ortamda kurullar” başlıklı maddesi uyarınca böylesine bir alt yapıya sahip şirketler ile pay senetleri borsaya kote şirketlerde zorunluluk bulunduğundan bu imkana sahip şirketler de her türlü tedbire dikkat ederek yapabilecekleri görüş ve kanaatindeyim.

3-Böylesi bir aşamada genel kurulun yapılmaması/ yapılamaması gibi hallerde şirkette kusur ile kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan bir zararın varlığı halinde zararın giderilmesi dava edilebilir ise de burada kusur söz konusu olmayacağından zarar olsa dahi tazmininin TTK 553 madde uyarınca gerekmediği   görüşündeyim.

PAY SAHİBİNİN DENETÇİ SEÇİMİ İSTEMİNİN KABUL EDİLMEMESİ

Bağımsız denetime tabi bir sermaye şirketi olan anonim şirketlerde denetçinin “Seçim, görevden alma ve sözleşmenin feshi” üst başlıklı 399 maddesi mevcuttur. Bu maddeye göre “denetçi, şirket genel kurulunca; topluluk denetçisi, ana şirketin genel kurulunca seçilecektir. Ayrıca denetçinin, her faaliyet dönemi ve her halde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şart olduğu genel olarak düzenlenmiş olmakla birlikte, maddenin 6 fıkrasına göre, faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar ( 01 Nisan tarihi) denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, ticaret mahkemesinde atanacaktır. Aynı hükmün, seçilen denetçinin görevi red veya sözleşmeyi feshetmesi, görevlendirme kararının iptal olunması, butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hallerinde de uygulanacağı düzenlenmiştir.

Bu düzenleme uyarınca, yukarıda anlatılan koşullar nedeniyle genel kurul yapılamamış veya ertelenmek suretiyle 31 mart tarihine kadar yapılamamış olmakla denetçinin görev yapacağı faaliyet dönemi için 31 Mart saat 24 itibariyle seçilememesi halinde 399/4 fıkra uyarınca yönetim kurulunun, yönetim kurulu üyelerinden her hangi birisinin üyelerinin bu davayı açmayacağı düşüncesi ile dava açma hakkı bulunan “ herhangi bir pay sahibinin” böylesi bir davayı bu nedenle açması halinde mahkemece TMK 2 madde uyarınca isteminin reddi gerektiği görüşündeyim.

YÖNETİM KURULUNUN BATIL KARARLARI

İlke olarak yönetim kurulunun kararlarının iptalinin dava edilemeyeceği ancak iptal  edilebilir yönetim kurulu kararlarının istisnai olarak var olduğu sabittir. Bunlara birkaç örnek vermek gerekir ise TTK 192, 460, 481 vd, 500,1524/2 fıkra bunlara birer örnek olabilir. Ancak yukarıda izah edildiği üzere TTK 425 madde de Pay Sahibinin Kişisel haklarından “ Genel Kurula Katılma” hakkı düzenlenmiştir. Keza genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkilileri belirlerken görev süresi sona erse dahi yönetim kurulu genel kurul toplantıya çağırabilir. Ancak TTK madde 391 uyarınca yönetim kurulunun “  Batıl kararlar” üst başlıklı maddesinin  Özellikle; denilerek örnekseme yapılmış ve sadece bunlara bağlılık ilkesi kabul edilmemiştir.

1 fıkranın c- bendi ile “ Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,” kararların batıl olduğu düzenlenmiştir.

GÖRÜŞLERİMİZ

1-Yukarıda da açıklandığı üzere seyahat özgürlüğünün kamu sağlığı nedeniyle sınırlandırıldığı, sosyal mesafe kuralının var olduğu gerçeğinden hareketle yaşamın normalleşmesine kadar kanuni bir zorunluluk bulunmadıkça yönetim kurulunun genel kurulu, olağan veya olağanüstü davet yapmamasının gerektiği, görüş ve kanaatte olduğumu, aksi taktirde TMK 2 madde de düzenlenen genel kurulu çağrı hakkının dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve yine 391/1 c bendi uyarınca da “Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren karar olacağından batıl olacağı görüş ve kanaatindeyim.

2- Kanunun 1527/5 maddesine göre “ Elektronik ortamda kurullar” başlıklı maddesi uyarınca böylesine bir alt yapıya sahip şirketler ile pay senetleri borsaya kote şirketlerde zorunluluk bulunduğundan bu imkana sahip şirketler de her türlü tedbire dikkat ederek yapabilecekleri görüş ve kanaatindeyim.

3-Böylesi bir aşamada genel kurulun yapılmaması/ yapılamaması gibi hallerde şirkette kusur ile kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan bir zararın varlığı halinde zararın giderilmesi dava edilebilir ise de burada kusur söz konusu olmayacağından zarar olsa dahi tazmininin TTK 553 madde uyarınca gerekmediği   görüşündeyim.

Ticaret hayatı içinde bulunan pay sahibi, şirket ortağı, hukukçu, avukat, mali müşavir, yeminli mali müşavir olmak üzere herkese katkı sağlaması dileği ile, 29.04.2020

Av. Ömer Buyrukçu- Av. Eylem Ülgen – Av. Burcu Çavlı- Av. Duran Çiftçi

Yayın Tarihi
29.04.2020
Bu makale 1621 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!