BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Seküler Toplum ve Arap Zihniyeti-1

Toplumun sosyolojik yapısını analiz edip sorunlarını çözemeye yönelik her türlü programları (eğitim, sosyal, siyasal ve ekonomik) geliştirmeyen "devletler" başka ideolojilerin "marabası" olmaya mahkûm olurlar. Toplularda sosyal olayların oluşmasında etken olan değerlerin başında şüphesiz ki inanç sistemlerinden "din" gelir. Doğru algılanıp bireysel temelde uygulanan dini anlayışlar toplumu olumlu yönden etkileyebilir, aksi durumda din sömürü aracı olarak kalır. Tanrı adına insanlara "kutsanmış" yeni figüranlar öne çıkarılır. Her sarıklı, cüppeli, kıl suratlı "din adamı" sanılır! Tam da bu noktada Türkiye'nin sorunu var. Şimdi Türk Milletini yakından ilgilendiren bu konuyu tartışmaya başlayalım, *** Türk Milletinin çoğunluğunun kabullendiği inanç sistemi İslam olduğunu düşünerek bu dinin kutsal kelamı olan Kur'an'ın geldiği elçinin, Hz. Muhammed'in aidiyetiyle başlayalım. Peygamber bir Arap'tı. Kur'an da, sırf Arap olan peygamber anlasın ve yine sapkın Arap toplumu anlasın diye onun anadilinden yani Arapça dilinden gönderildi. Genel kabul böyledir. Şayet peygamber Japon olsaydı ya da İngiliz olsaydı hiç şüphe yok ki Kur'an da ya Japonca ya da İngilizce olacaktı. Tanrı'nın dil sıkıntısı olabilir mı? Peygamber bir tebliğciydi, yapılan tebliğlerle Arap halkını Müslüman yapmaya çalıştı. Kabul edenlerle etmeyenler ekonomik ve güç kullanımı paylaşımındaki anlaşmazlık nedeniyle savaştılar. Daha sonra da güya din adına Araplar toplumlara savaşlar açarak onların ülkelerini işgal ve talan ederek güya dini yaymaya çalıştılar. Buna da fetih dediler! Peki, mükemmel din olarak kabul edilen İslam dini ilk kabul eden Araplar olduğuna göre, onlardan Kur'an'ın ruhuna uygun bir gelişme beklenmez mi, beklenir. Beklenti, insanlık yararına olan bir uygarlık modeli ya da insanlık yararına bir icat, insanca yaşama barış modeli, çok olumlu bir şeyin olmasını, yapılması beklenir, beklendi de!.. İşte tam kırılma noktası buradan başlıyor; hem en mükemmel Tanrı buyruğunu kabul edeceksin hem onun mensubu olmakla kendini ayrı tutacaksın, üstünlük taslayacaksın hem de onun ruhuna uygun bir gelişme göstermeyeceksin! Nasıl olur bu Tanrıdan bolluk? Sorgulama; Araplar bu kabulden sonra neden insanlık yararına bir medeniyet modeli geliştiremediler? İnsanlık adına huzur ve mutluluk kaynağı bir idare sistemi kurmadılar? Çünkü dini metinler bir Arap olan Peygamber Hz. Muhammed'e gönderilirken ve sonra Araplara ve diğer kavimlere tebliğ edilirken onların kültürlerine ve çevrelerine uygun gelecek bir şekilde gönderildi, tebliğ edildi. Arap bedevisinin anlayacağı basitlikte dini metinlerin gönderilmesi doğaldır. Tanrı da bunu biliyordu ona göre tebliğ edilecek ifadeleri, toplumun kültür, bilgi, sosyal anlayışına ve çevre şartlarına uygun gelecek şekilde hazırlayıp yolladı. Vahiy böyle anlaşılmalıdır. Çok basit bir örnek vermeliyim; oruç ayında sahur vaktinin sonlandığı anı ufukta görülen "...beyaz çizgi fark edilince imsak vakti..." olarak belirlemiş. Bu doğru bir tespit, çünkü çöl bedevisinde ne saat var ne bilgisayar ne saatli zaman takvimi ne de uzay bilgisi... Cahili toplumun anlayacağı, şafak sökerken oluşan ufuktaki beyaz çizgisi zaman belirteciydi. Peki, şimdilerde imsak vaktini "beyaz çizgiye" göre mi tayin edelim? *** Dini metinler kesin olduğuna göre onların üzerinde oynamak, değiştirmek, ilave etmek yanlıştır. Ancak bu noktada bazı şüphelere yer bırakmamak için bir konuyu doğru zeminde doğru ve yetkin insanların irdelemesi gerekir. Kur'an metni son halini alıncaya kadar bazı işlemler-işler yapıldı. Bunlar da peygamberin ölümünden sonra yapılan çalışmalardı kutsal kitabımızın bir seri işlemden sonra son halini aldığını biliyoruz. İşte bu aşamada Kur'an metnine ilavelerin olup olmadığını ya da çıkarmaların yapılıp yapılmadığını ya da bazı ayetlerin değiştirilip değiştirilmediğinin net bir şekilde anlaşılması ve anlatılması gerekir. Bu son derece ciddi ve çok boyutlu akademik bir çalışmayı gerektirir. Bunun Müslüman ülkelerdeki yetkin teoloji ve diğer alanların yetkin bilim insanlarının önderliğinde gerçekleşmesi gerekir. Bunun politikaya bulaşmamış, vicdan namusunu koruyan, aklını ve ruhunu kiraya vermemiş, menfaat ve ikbal için yanaşmalık olmayan gerçek anlamda dürüst ve ehil teologlarca yapılmalıdır. *** Dini metinler dışında toplumlar sosyal hayatlarını düzenlemek, korumak ve geliştirmek için kurallar yaratır ve koyar. Toplumun bireyleri de onlara uyar ya da uymaz ama o kurallar Tanrı'nın gönderdiği dini metinlerden farklıdır. İnsan tarafından oluşturulmuş kurallardır. Bu kurallar kesin değildir, değişkendir çünkü insanın doğası gereği olarak dinamiktir. Dün doğru sanılan bugün yanlış olabilir ya da tersi... Dini metinlere bağlı olduğunu sanan/söyleyen ülkelerle bunun tersini yapan ülkelerin gelişimi ve değişimi farklıdır. Çünkü statik ile dinamik eylemler çatışır. Dinamizm her zaman değişime ve gelişime açıktır fakat statiksim olduğu yerde sayar. Toplumu tembelleştirir. Statiksim sağlayan dini inanç sadece birey ile yaratan arasındaki bir muhabbettir. Bu bireysel tasarrufu topluma uygulamaya kalkarsanız yanlış olur. O takdirde seküler ve demokratik toplumlar gündeme gelir. *** Bu dinamizmin yansıdığı toplumlar seküler (Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel halinin göz önünde tutulması demektir. Detay bilgi notunda verilecektir) ve demokratiktir. Anayasalarını ve diğer yasalarını bu dinamizmin gereği olarak oluştururlar. Dolayısıyla seküler ve demokratik anayasalara sahip olan ülkeler, hayatın her alanında daha ileridir. Çünkü birey ile Tanrı arasında bir sözleşme olan inanç sistemini toplum hayatının merkezine koyup her eylemi Tanrı kelamına endekslemez. Tanrının gönderdiği tebliğ bireyi kendi vicdan terazisinde bağlar. Ne kadar dindar ne kadar değil sorgusu toplumsal sorun değildir. (Devamı var)

Yayın Tarihi
05.03.2020
Bu makale 1401 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!