Saldık çayıra, mevlam kayıra…

Merhaba Sevgili Okurlarım,

 

Ne demiş atalarımız, “al eline kalemi, yaz başına geleni.” Hangisinden başlayalım ki?

Felaketlerle dolu bir yaz sezonu yaşadık.

Orman yangınları yüreğimizi dağladı. Yaktı, geçti.

Sel felaketi derseniz, o ayrı bir hikaye.

 

Netice olarak şunu gördük ki, hiçbir şekilde bir KRİZ YÖNETİMİMİZ yok. Her şeyimizi Allah’a havale edip, Allah korusun deyip halimize şükrediyoruz. Bu kadar tevekkül de fazla değil mi?

 

Rahmetli babam şöyle derdi; “Oğlum eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et.” Saldık çayıra Mevlam kayıra. Rast gele…

 

Bu arada bu kadar felaket ile uğraşılırken karambolde hem Covid 19 ve hem de turizm gözden kaçtı. Yolgeçen hanına gelir gibi ne bir aşı ne bir test sorgulaması olmaksızın herkese kapımız sonuna kadar açık ve Antalya ilimiz mosmordu. Hastanelerimizde, yoğun bakımlarımızda full kapasite yoğunluk yaşanıyordu. İzindeki sağlık görevlilerimiz geriye çağrıldı. Acil olmayan ameliyatlar ileriye ötelendi.

 

Neden?

 

Nasıl olsa herkesin yüreğine orman yangınları düşmüş, Karadeniz’de yaşanan sel felaketi üstüne tuz biber olmuş. Nasıl olsa kimse farkına varmaz deyip malı götürmeye çalıştılar.

 

Hiçbir şey sağlığımızdan daha önemli değildir. Bunu daha önce de defalarca yazdım ve söyledim.

İnsanlarımız sağlığının değerini kaybedince ve sevenleri vefat edince anlıyorlar. Halbuki sağlık ne kadar önemli.

 

Otellerin bazılarında ne kadar kontrol edilebilir karantina odaları yarattık. Kim inanır? Siz alkol almış bir müşteriyi hele ki Rus misafiri nasıl zapt edebilirisiniz ki? Odada kapatıp karantinada tutacaksınız.

 

Derken Eylül geldi ve okullar açıldı… 18 ay çene suyu çorba ile vakit geçirdiğimiz ortaya çıktı.

Televizyonlara çıksınlar, endamlarını ve gerdanlarını göstersinler. Laftan başka icraat yok. Tam bir yıl işe yaramaz bir aşıyla oyaladınız. Şimdi bir başkası deneniyor. Doğru bilgilendirmediğiniz için de Avrupa Ülkeleri sizi KIRMIZI dan uzaklaştırmıyor.

 

Bu zamanlarda 2022 yaz sezonuna ait kontratlar biter, kataloglar hazırlanır ve en geç Yılbaşında da pazara sunulur idi.

 

Bence en güzeli nefesi kuvvetli bir Hoca Efendi bulup okutturmak olacaktır. Hatta bir de kurşun döktürsek, yeme de yanında yat derler. Resmen insanın beyni ile dalga geçiyorlar. Bu hafta başında bir sürü tedbir açıkladılar. Bunlardan bir tanesi yurt içi seyahatlerde 2 aşı veya seyahatten 48 saat öncesi PCR testi şart koşuldu. Günlük test sayılarına bakıyorsunuz her zamanki yerinde sayıyor. Peki, yüzlerce uçak ve otobüs hareket halinde bu yolcular nerede test oluyorlar? Havalimanında iç hat uçuşlarında bu zorunluluk sadece Türk vatandaşları için geçerliymiş. Peki yabancılar nerede uçuyorlar?

 

Bu kadar da saçmalık olmaz demeyin. Burası TÜRKİYE, her şey mümkündür.

 

Kendi sağlığınıza dikkat edin. Sizin sağlığınıza kimse önem vermiyor…

 

Sevgiyle kalın…

Yayın Tarihi
12.09.2021
Bu makale 937 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!