YARINA YOLCULUK

Sahiller Kimin Denetiminde

Antalya Türkiye’nin turizm başkenti olarak bilinir ama gerçekten bu başkent olma durumunu hak edip etmediğini sorgulamak gerek.

 

Kuşkusuz coğrafyası, kültürel dokusu, tarihi mirası, doğası gereği Antalya’nın bu sıfatı kesinlikle almasını gerektiriyor. Ama bunun iyi yönetilip yönetilmediği açısından bakıldığında hem kamusal uygulamaların hem de halkın üstüne düşen görevler gereği iyi yönetilmediğini görüyoruz.

 

Ben bugünkü yazımda iki probleme değinmek istiyorum. İlki Tourism Information Office ile ilgili ikincisi Lara ve Konyaaltı Plajlarıyla ilgili.

 

Antalya şehir merkezinde günün her saatinde turlarla veya bireysel olarak gelen bir çok yerli ve yabancı turistleri görmek mümkün. Ama bu turistlere danışmanlık yapacak Information Office’in yetersizliği ortada. Öncelikle orada bir Information Office olduğu belli değil, ikincisi mesai bitince ofis kapalı. Halbuki özellikle yaz aylarında yabancılar Antalya sıcağından kaçmak için özellikle bireysel turistler mümkünse akşam 18 den sonra şehri gezmeyi istemekte. Ama Turism Information Office kapalı. Bu konuda ciddi bir duyarlılığa ihtiyaç var. Konunun muhatapları üstüne düşen görevi mutlaka yerine getirmelidir. 

 

İkincisi Konyaaltı Plajları ve Lara Plajları son derece denetimsiz ve işletmecilerin inisiyatifine terk edilmiş durumda. Gerçi son yıllarla karşılaştırıldığında güvenlik açısından ciddi yollar alındı fakat sahil işletmecilerin şemsiye ve şezlonglar tarafından işgal edilmiş durumda. Adım atacak ve yürüyecek yer yok. Bunun yanında halkın kullanımına açık yerlerin temizliği işletmelerin sorumluluğunda olsa da bu konuda işletmeciler sorumluluklarını yerine getirmemektedirler.

 

Bir başka problem de plajlarda cankurtaranların yokluğudur. Her işletmenin bu konuda bir cankurtaran istihdam etme zorunluluğu varken denetimsizlikten dolayı bu durum yine işletmeciler tarafından suistimal edilmekte.

 

Üzerinde durmak istediğim son problem ise özellikle gündüz denize gelemeyen ailelerin akşamları sahile gelmeleri ve sahilde akşam yemeklerini de yiyip denizi ve sahili kullanmalarıdır. Elbette bu kişiler ailecek sahili kullanmalıdırlar. Ancak bu durumda bazı problemler oluşmakta. Örneğin sahiller ciddi olarak kirletilmekte, ikincisi gece karanlığı güvenlik riskini beraberinde getirmekte, çok daha önemlisi gündüz dahi cankurtaranın olmadığı plajlarda gece karanlığında denizin kullanılması sebebiyle oluşacak kaza risklerin arttığıdır.

 

Kamunun tüm bu bahsettiğim konuları çözebilecek, yönetebilecek hem gücü hem de yetkisi vardır. Yeter ki bu durum bir problem olarak algılansın.

 

Bu durumlar ciddiyetle ele alınmalıdır. Yerel ve merkezi yöneticiler kendi üzerlerine düşen görevleri yerine getirmelidirler. Mutluluk kuralların varlığı ve kuralların uygulanması ile mümkün olacaktır. Antalya Valisi sayın Dr. Ahmet Altıparmak'ın bu konudaki hassasiyetini bilmekteyim. Ben yine de hatırlatma gereğini hissettim. Hatta benim bir önerim var. Aynen kayak merkezleri gibi plajlar da akşamları aydınlatılsın. Hem güvenlik artırılmış olur, hem sahiller daha fala canlanır hem de gece denize girmelerden kaynaklı denetim ve müdahale güçlüğü ortadan kalkar. Bu aynı zamanda Lara Caddesindeki evlere muazzam güzel bir deniz manzarası da oluşturacaktır.

Yayın Tarihi
11.08.2011
Bu makale 19258 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
sahiller kimin denetiminde olmali baslikli makalen iyi noktalara parmak basmis, kutlarim,.. gordugum kadari ile siz ve dostlariniz antalya da epey genis bir kitleyi olusturuyorsunuz..benim size onerim var..uzun yillardan beri yasadigim kazakistan da ,sovyet donemlerinde kalma bir imece var.. her bahar ve her sonbahar tum okul ogrencilerinin ve apartman sakinlerinin katildigi sehir temizleme kamanyasi var..baslangicta cok yadirgatici gelse de isin ozunde etrafina duyarli insanlar yetistirmenin en basta kosulu o insanlari surecin icine katmaktir..nasil sistem kurulursa kurulsun cop atanlari surece dahil etmedikten sonra copu toplamaya hic bir ekip , kurum yetisemez. bu gorusten hareketle ya mevcut bir gruba katilarak yada yeni bir grup kururak yilda iki defa genel temizlik harekati ile gencinden yaslisina bu surece dahil ederek cop atmanin onune bir miktar gecebilirsiniz..ustelik universite gibi elinizin altinda bir hazine var,, davranis bilimciler , endustri ve tasarim muhendisleri. cevre muhendisleri,,sizin gibi aydin ve etrafina kitleleri cekebilen kanaat onderleri;bir fikri, olumlu yada olumsuz davranis akimini farkindalik yaratarak eyleme dokecek gucleri ve yetenekleri olduguna kalpten inaniyorum.. sevgi ve selamlarimla..

M. İhsan Ugur 17.08.2011

Hocam ben bu sene denize hiç giremedim neden çünkü çok pis.Bildiğiniz gibi Alanya'da yaşıyorum ve burası deniziyle, kumuyla, güneşiyle meşhur, geçiminide turizmden sağlıyor.Ama biz napıyoruz (ben yapmıyorum genel olarak Alanya olarak biz)ye...diğimiz karpuzun kabuğunu kuma, bebeğin pis bezini denize, kırılan cam parçalarınıda kayaların arasına bırakıyoruz.Resmen bindiğimiz dalı kesiyoruz.Denetim lazım ama denetimden önce duyarlılık lazım.Size de sonsuz teşekkür ediyorum duyarlılığınız ve cesaretiniz için..

Havva Kuloğlu 16.08.2011

slm antalyanın sivrisinekten çektiği nedir. belediye neden küçücük sineklerle başedemiyor.günlerdir uyuyamıyoruz.

mehtap sönmez 15.08.2011

slm SAHİL konusunu gündeme getirmissiniz teşekkürler. gündeme taşırsanız.

mehtap sönmez 15.08.2011

valla hocam önce kendimizden başalamak lazım demek sanırım ....ama dediğiniz gibi şeçerek yönetime getirdiğimiz insanlara bunu anlatmamız gerekiyor gerek yazı gerek söz anlamında ...bu işi görev addedenlere hatırlatmamız gerekiyor görevlerini...bunun yanı sıra daha çoğul sesle bu işin üzerine gitmemiz gerek haklısınız .....neler yapılabilir bunu içinde ayrıca bir platform oluşturmamız gerekiyor sanırım ...saygılar

Yıldız Reis 13.08.2011

Faik hacam farkındalıklarına ve emeğine sağlık yine tam onikiden vurdun, çok haklısın bu başı boşluğu herkes kanıksar durumda bir şeyler yapmalı. Tamda bu kirlilik sorunu için öncelikle çalba deresi( geyikbayırı) için bir kaç girişimde bulunmuşken senin bu yazıyı gördüm, en kısa zamanda görüşmek ve bir çözüm arayışına girmek üzere... sevgilerimle Cumhur ŞENGÜL

CUMHUR 12.08.2011

Faik Hocam, böyle bir konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkürler.yerel ve ulusal basında konyaaltı sahili mavi bayraklı, çok temiz, güvenlikli ve tüm halka açık diye yazı üstüne yazı yazılıyor. bunu yazan basın acaba kaynağı neresi gösteriyor, bu bilgileri kaynak göstermeden vede araştırmadan böyle bir şey var diye bizim koyun gibi insanlarımıza sunuyor. inanan insanlar çok oluyor. sahilin sonundan başına kadar gidip temizliğine bakın bir.işletmeler halka açık yerlere girmiş, teknelerden atılan yağ, mazot ve zift gibi kimyasal atıklar denizin üzerini kaplamış berbat bir tabaka oluşmuştur. bunu görmek isteyenler suyun içindeki taşlardaki balçık ve yosunlaşmayı görebilir. Sayın Vali böyle yerlere mavi bayrak verilirken sanırım bu belgelerin altında imzası var . bir zahmet gidip bakabilir mi? ve denize gelen insanlar bir sonra ki gelişini hesaplamadan artıklarını çöplerini kuma saklayıp ortalığa bırakıp gidiyorlar. milletin namus bekçiliğine getirilmiş olan görevlileri bunlara neden tepki göstermiyor.

gökhan güney 12.08.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!