Öyle görünüyor

 

Atamızın Ey Türk Gençliği diye hitap ederek geleceğimizi bıraktığı gençler maalesef hiç güven vermiyor. Üzülerek görüyoruz. Aileyi dişi kuş yapacak olan kızlarımız, erkekleri aratmayacak şekilde ağza alınmayacak küfürler savuruyorlar ortalığa. Toplum küçüğünden büyüğüne sorumsuzlaştı, duygusuzlaştı. Yanlarında adam kesseler bile oralı olmayacaklar ne yazık ki! Emperyalistler microsoftu tanıtarak oyunlarla pornografiyle gençlerimizi düşünemez, üretemez, politika yapamaz duruma getirdiler. Birey kendi kendine yabancılaştı. İstedikleri buydu başardılar. Toplum inanılmaz bozuldu  Araştırma, okuma, sorgulama: Sıfır. 

Genel kültür: Sıfır!

Muazzez İlmiye Çığ'ın Sümer Tabletlerinde "bu gençlik nereye gidiyor" yazısını daha önce okumasam bütün suçu Z kuşağına yükleyecektim ama geçmişe de mazi derler. Demek ki her devirde o günün koşullarına göre çeşitli ahlaki yozlaşmalar değişikler olmuş mutlaka. Ki Lut Kavmini biliyoruz.

Aileyi örf -adet- töre diye adlandırdığımız geleneklerimiz belirler. O halde uygarlık kuralları bilmek ve uygulamaktır.

Yansız baktığımızda günümüzdeki gençlerin çoğunluğu raydan çıktı. Konuşma, sofra adabı, giyim kuşam, saç sakal bir yana yetişkinlere karşı aşırı saygısızlar. Ebeveynlerini beğenmiyorlar. Öğretmenlerini dinlemiyor, kaba davranıyorlar. Lüksü seviyor, yoksulluğu asla kabul etmiyorlar ve ulaşmak için ellerinden gelen kötü alışkanlıkları ediniyorlar. Otoriteye başkaldırıyorlar. Çalışmak, okumak, eğitim alıp başarılı olmak yerine aylak dolaşıp anne baba parasıyla caka satıp herşeye hazırca ulaşıyorlar. Ekmek elden su gölden ya da Armut piş ağzıma düş atasözleri tam onları anlatıyor.

İtaatsizler.

Sözde ümidimiz, geleceğimiz gençlerimiz öyle umursamazlar ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe ateş basıyor,  ter döküyor, umutsuzluğa kapılıyorum. Bırakın ülke yönetimini kendilerini, ailelelerini yönetemeyecekler bu gidişle, öyle görünüyor.

Ümitsizim!

Çağ teknoloji çağı. Kabul. Televizyon, internet sektörü hiçbir sınırlama olmaksızın alabildiğine özgür, isteyen herkes herşeye ulaşabiliyor. Bebekler mamalarını televizyon seyrederek yiyor. Daha emzikte bilgisayar oyunlarını öğreniyorlar. Velhasılı çocuklar ana-baba, dede-nine tedrisatından değil tv-pc öğretisinden geçiyor artık.

Televizyon dizilerindeki karakterleri kendilerine örnek alıyorlar. Dizilerin neredeyse yüzde doksanı; aşk, ihanet, intikam aile değerlerini bilhassa temelinden sarsacak nitelikte yapılmış sanki. Ayrıca silahsız, kansız, kavgasız, dövüşsüz, kazasız, ölümsüz dizi yok denecek kadar az.

Tvde sadece alkol ile sigara filitreleniyor- perdeleniyor. En önemlisi bu ve benzeri şiddet içerikli yayınlara kesinlikle izin verilmemeli. Sabah ve öğle kuşağı kadın programları üç dört çocuğunu bırakıp evli adamlara kaçanlar, çocuklarını parka, cami avlusuna, sokağa terk eden annelerin hikâyeleriyle dolu. Eh gençleri eleştirmek en kolayı tabi ya annelere babalara ne demeli. Hele hele bu programları izledikçe:  "vah vah, tüh tüh, nereye gidiyoruz?" demekten kendimi alamıyorum.  Balık baştan kokar, ön teker nereye arkası oraya gider boşuna söylenmemiş elbette ki.
 

Yayın Tarihi
24.03.2022
Bu makale 504 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!