Nokabiliyet

Lütfen aşağıdaki soruları “evet” ya da “hayır” şeklinde cevaplayınız.

1. Avrupa Birliği için yaptığımız tüm başvurular reddedildiyse, artık demokratik bir ülke olduğumuzdan şüphelenmeye başlamalı mıyız?

2. “Dünya beşten büyüktür” diyerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyelerine yaptığımız bütün itirazlar önemsenmiyorsa, sözümüzü iplemediklerini düşünsek yeri midir?

3. Komşularla sıfır sorun diyerek çıktığımız yolda “sıfır dost” durağına geldiysek, kendimizde kabahat arayalım mı?

4. Bize defalarca “Avrupa’ya vizesiz girdik, giriyoruz” dendikten sonra; Bakanlarımız Avrupa ülkelerinden atılıyorsa, Avrupa, cumhurbaşkanına “Gelme” ya da “Gel ama şunu bunu yapamazsın” diyerek sınır koyuyorsa, cumhurbaşkanının korumaları tutuklanacakları için ABD’ye giremiyorlarsa, artık “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” deme zamanı gelmiş de geçiyor olabilir mi?

5. Kıytırık ülkeler bize vizeyi kaldırdı diye bayram yaparken, dünyanın önde gelen ülkeleri vize için müracaat etmemizi bile kaldırıyorlarsa, stratejik derinlikte kaybolup “stratejik ortak”larımız tarafından terk edildiğimiz endişesine kapılmalı mıyız?

6. Bu başarısızlıklarımıza “monşersiz dış politika” ısrarımız neden olmuş olabilir mi?

***

Yukarıdaki bütün sorulara “Hayır” diye cevap verdiyseniz, egonuz, güveniniz veya özgüveniniz tavana vurmuş, hatta orayı da delerek göğe doğru yükselmiş durumda...

Bizi öldürmeyen şeyin bizi güçlendireceğini düşünüyorsunuz...

Goethe´nin “İstenilen bir şeyi yapmak için insan kendini olduğundan daha iyi görmelidir” sözüne yürekten inanıyorsunuz!

***

Temel, Dursun’a vermiş olduğu borcunu geri alamayınca, mahkemelik olmuşlar. Hakim Temel’e sormuş: "Nedir konu anlat bakalım!"

"Hakim Pey. Ha bu Tursun’a geçen sene 100 lira verdum bi türli geru alamadum"

Hakim bu defa Dursun’a sormuş: "Sen ne diyeceksin bu işe?"

“Valla pen oni tanımayrum Hakim Pey"

Temel bunu duyar da durur mu? Hemen Dursun’a dönmüş ve: "Haçan, sen peni tanımaysan pen seni hiç tanımayrum” deyivermiş!

***

İşte Temel ve Dursun arasındaki bu olay devletlerarasında olursa, “Mütekabiliyet esası” deniliyor ve bir devletin diğerine olan davranışına, diğer devletin aynı şekilde karşılık vermesi anlamına geliyor.

Mütekabiliyet, devletlerarası ilişkilerde şöyle uygulanıyor:

Bir devlet, bir elinin işaret ve orta parmaklarını çapraz yapıp diğerine uzatarak, “Küstüm, boz işte” işareti yaparsa...

Diğer devlet, kendisine uzatılan bu eldeki çapraz parmakları açarak, “Ben de sana küstüm, bozdum işte” diye cevap veriyor!

Mütekabiliyet, kelime anlamı olarak bir işi konuşmadan yapma yeteneği demek.

***

Goethe’nin “insanın kendisini olduğundan iyi görmesi” ve yetenekten (kabiliyet) bahsedince aklıma geldi...

David Dunning ve Justin Kruger adlı iki araştırmacı, 1999 yılında insanların yeteneklerini değerlendirdikleri bir çalışma yapmışlar...

Araştırmanın sonucunda, yetersiz (no kabiliyet) kişilerin kendilerine yetenekli kişilerden daha fazla güvendiklerini, yetenekli kişilerin özgüvenlerinin daha az olduğunu bulmuşlar.

Saptadıkları bu duruma da, kendi adlarından esinlenerek, “Dunning-Kruger etkisi” adını vermişler (Bizde “cahil cesareti” denen olay!)...

Araştırmanın bulgularına göre; Kişi bir konuda bilgisizse, bilenler ile arasındaki bilgi farkını ölçemediği için, kendini o konunun uzmanlarıyla eşit hatta daha üstün görebiliyormuş. Mesela; Kötü şarkı söylediği halde müzik sesi ve kulağı olmadığı için kendisini dünya yıldızlarıyla bir tutabiliyormuş!

Kişilerin yakın çevrelerinde bulunan insanların, yüzlerine karşı kusurlarını söyleyerek onları uyarmaması, yani “dostlarının acıyı söylememesi” de kişilerdeki cahil cesaretini arttırıyormuş!

Artmış özgüvenleri, zaman zaman bu kişilerin başarılı olmasını sağlasa da, uzun vadede başarısız olmaları muhakkakmış!

Kişilerin bir konudaki bilgi ve yetenekleri artmaya başladıktan sonra, başkalarıyla kendilerini kıyaslayabildikleri için, kendilerine olan güvenleri de azalmaya başlıyormuş!

İlginç olan, cahillerin bu “kendini abartma eğilimi” depresyona girmelerini engelleyerek, akıl sağlıklarını korumalarını sağlıyormuş!

***

Mütekabiliyet, yerinde kullanılırsa iyi ve gerekli bir şeydir...

Nokabiliyet, risklidir, tehlikelidir...

Kişiyi depresyondan korusa da, ülkeleri depresyona sokabilir!

Yayın Tarihi
11.10.2017
Bu makale 1840 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!