ANKARA'DAN

Namus gazlı burun sıkışması

Dün 6 temmuz idi, Aziz Nesin'i( 20 Aralık 1915/Heybeliada-6 Temmuz 1995/Çeşme) sonsuzluğa uğurlayışımızın yıl dönümü.

--O, hep bizde yaşadığı için ya da bizimle yaşadığı için, onu sonsuzluğa uğurlamış saymıyorum.

--Siyasi görüşü, kültürü, ekonomik düzeyi ne olur ise olsun, mutlaka yaşamının bir yerinde herkes Aziz Nesin'i, "Aziz Nesinlik oldu/k" diye anar.

--Öykülerinin yansıması ile, ene çok da halkın "zeka seviyesi" saptaması ile.

--Geçenlerde bir televizyon programında değerli Dostum Tolga Çandar, Aziz Nesin ile bir Japon yazar arasında geçen bir olay/öykü anlamıştı.

--Japon yazar Aziz Nesin'in öykülerini oyunca, onun dahi olduğuna karar verir ve bu kadar gülmece konusunu nereden bulduğunu yerinde görmek, öğrenmek üzere, İstanbul'a gelir.

--İlk Aziz Nesin'i yerlere serilerek, saygı ile selamlar.

--Sonra İstanbul ve gittiği diğer şehirlerde insanları, yaşamları gözler ve bir kaç günlüğüne geldiği tatilini uzatır.

--En sonundan ülkesine dönmeye karar verir ve Aziz Nesin'e "Hoşça kal" demek üzere, kimsesiz çocukları için İstanbul-Çatalca'da açtığı "NESİN VAKFI"na gelir.

--Gelişinde yerlere kapanarak selamladığı Aziz Nesin'den bu kez, sıradan bir vedalaşma ile ayrılır.

--Japon yazarın kendisine rehberlik yapmasını istediği arkadaşı olanları şaşkınlık ile izler ve yolda konuğuna sorar.

--"Geldiğinde, yerlere kapanarak selamladığın Aziz Nesin ile, sıradan, uzaktan soğuk bir vedalaşma yaptınız, neden?", der.

--Yazar, "ya ben Aziz Nesin'in kitaplarını okurken, onun dahi olduğuna inanmıştım. Hayranlığım da o yüzdendi. Ama ülkenizde sokaklarda gördüklerimin yanında, Aziz'in anlattıklarının değeri bile olmaz".

--Ortaokul yılları, Türkçe Öğretmenimiz bu dünlerin Avukatı Mahmut Akıncı, biz Aziz Nesin, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Ömer Seyfettin, Yaşar Kemal, aklınıza kim gelir ise okutuyordu. Kitapları da, sınıftan topladığımız öğrenci harçlıklarından alıyorduk.

--Nedense bizim sınıf beni her sene sınıf başkanı seçerdi. Sanmayın "şapkadan tavşan çıkardığımı", konuşanları nöbetçi öğretmene söylemez, dayağı da kendim yediğimden.

--Bahar gelmişti. Hani Anadolu'da derler ya, "Nisan, Mayıs ayları, gevşer gönül yayları" diye. Gönül olmasa da, bizim yayların gevşediği bir zaman olduğu kesin.

--Sınıf mevcudu az olduğundan, öğretmenler odasının yanında küçük bir odaydı sınıfımız. "Çıt" çıksa, öğretmenler odasındaydı.

--Kaymakamın eşi fen bilgisi öğretmenimiz çok ciddi bir bayandı ama beni çok severdi. "Sarı oğlum" diye kırmızı yanaklarımı okşardı. Dersler çok programlı gittiğinden, son haftalar bize "serbest çalışma" uygular, biz de ya ders kitaplarına bir göz atar ya da başka bir şeyler okurduk.

--Benim elimde de sınıfın ortak yapıtı Aziz Nesin'in "Namus Gazı" vardı. Okurken, "Burnum sıkıştı" öyküsüne sıra gelince, bende ip koptu. O zamanlar sıra arkadaşım, dostum sevgili Hasan'a da fısıltı ile öylesine okuyayım istemiştim.

--Ne fısıltısı, bir kükreme gülüşü ile bende ip koptu. Sınıf şaşkın, öğretmenimiz hayretler içinde. Hiç kimse, sınıf başkanından, böyle bir şey bekler mi?

--Öğretmenim şaşkın şaşkın soruyor, "Oğlun ne oldu, Neden" dese de, bende ip koptu, frenler boşaldı. Cümlenin il sözcüğünü söylüyorum, sonrası gülmekten gelmiyor.

--Bir yaz dönemi ataması ile bir başka yer giden Öğretmenimin yanında tüm karizmam gitmişti.

--Sanırım bir iki kere daha derslere girmişti ama, o eski sevecenlik gitmişti. Öğretmenimin yanında da benim karizma da yerlerdeydi.

--Gördüğünüz gibi, öğrencilik yaşamımda, Aziz Nesin'in ettiğini bana kimse etmemişti.

--Bir imza gününde kendisine "Efendim, sizin yüzünüzden, bütün karizmam gitmişti" dediğim zaman o bile kahkahayı basmıştı.

--Sivas Madımak'ın 2 temmuz 1993 Cehenneminde yenilmemişti yaşama ama O, gerici, faşist güçlerin bu saldırısından kurtulduğuna sevinememişti.

--Bir yaz günü ‎6 Temmuz 1995'de 79 yaşında, ömrünün baharında, üretkenliğinin doruğunda iken onu sonsuzluğa uğurlamıştık.

--Ben de ne seni, ne yapıtlarını, ne sınıfta "burum sıkıştı" öyküsü gülmesini, siz anlattığımda sizin o kahkahanızı unutmuyorum üstat.

--Umarım, sen de yukarılarda, yıldızların arasında bana "sen de çok gülünesi olmuşsun be çocuk" diyerek gülüyorsundur.

Yayın Tarihi
07.07.2021
Bu makale 947 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!