BİLİMSEL DÜŞÜNCE

MHP'ye Suikast!..

PROF. DR. RAMAZAN DEMİR

MHP'ye Suikast!..

1967- 2017...
Tamı tamına 50 yıldır "Ülkü" adındaki nazlı kızın peşinde koşan bir insan tanırım; ovadan ovaya, yayladan yaylaya, dağdan dağa savrulup durdu...
Dile kolay, tam 50 yıl...
Önce "Ülkü" kızı atadan, dededen dinledi, anlatıldı o nazlı güzelin hikâyesi... Sonra buluğ çağından itibaren tebessüm etti tutkulu yüreğine...
Biriler sahiplendi mevki için, ikbal için...
Birileri de can verdi, kan verdi, ömür verdi o nazlı "Ülkü" kızan için...
Çoğu çakma zevat yok oldu ama "Ülkü" kız gerçek sahiplerinden hiç ayrılmadı!.. Aslında hiç bir şey tesadüf değildi!
***
İkbal peşinde olan "milli bilinç fukarası" çakma lafazanlar çamur attılar "Ülkü" kıza ve onun has ve özden bağlı "Ülkücü Hareket" mensuplarına. Ülküsüzlük fena şey, baş belası bir hastalık...
Kriptoluk yapmak varken kolayca nemalanmak fosil hanedanlığında vatanın bağrına dayanan hançerin ne önemi vardı ki!
Doğruları haykıran mı oldu, bas yaygarayı, unut dün söylediklerini yap yanaşmalığı en katmerlisinden, at iftiraları, otur buzdan köşkte! Sandılar ki tırsacak "Ülkü" nazlı kızın gerçek sahipleri, onların lafazanlıklarına kanıp dışarıda kalacaklarını!
Milli bilinç fukarası pişmiş kelleler; hem beceriksizdi, hem de korkak! Fakat bir özellikte öndeydiler, cehalet... Onun için bu denli derin ihanet ancak cahil cesareti ile mümkündü ki onu başardılar.
Şimdilerde düştükleri bataklıktan çıkamazlar, debelendikçe batacaklar, stepne oldukları sahibe karşı sahte görüntü içinde maskeleri taktılar, fakat çabuk aktı boyaları, erken düştü takke...
Artık kral çıplak!
Bu feryada bile tepkisiz kaldılar!
Zira taktıkları renkli "at gözlükleri" onlara farklı şey gösteriyordu.
Sonuç ise hüsran!
Deniz bitti, yol bitti...
Duvara toslama an meselesi...
***
Son 15 yıldan beri can çekişen MHP'nin yoğun bakımda tutularak, kalp masajı yapılarak bugünlere taşınabildi. Artık muhterem Balgat yönetimi cenaze merasimini kendi başlarına kılacaklar. Ülkücü hareketin gerçek sahipleri "ülküsüz kafalara" ders vermeye hazırdır.
Tamı tamına 50 yıldan beri sırf Türk Milliyetçiliğine hizmet edecek umuduyla yüzleri aşan oy kapasitesiyle oy verdiği MHP artık bu yönetimle yok hükmündedir artık.
Birileri yok edip kapatmak isterken, kapısına kilit vurmak isterken, vefalı ülkücüler yoğun bakımdaki canlı cenazeyi oylarıyla yaşatmaya çalıştılar! Keser sap hikayesi gibi; "Kapı bizim, kilit bizim" diyerek hep canlı tutmaya çalıştılar, fakat başaramadılar. Kin ve nefret yüklü zihniyetin kafa yapısı bir türlü değişmedi...
***
Cenazesi kılınmaya hazırlanan MHP'nin kadim sahipleri olan ülkücü kardeşlere "baş sağlığı" diliyor insanlar. Bu nazlı "Ülkü" kız uğruna akan kanın ötesinde hala başındaki 8 dikişli yaranın izleri sızlıyor bu yetmişlik "Ülkü" sevdalısının...
Susmalı mı ülkücüler?
Asla! Şimdi vatan için ayağa kalkma zamanıdır. Tek kişi ülkücü bile kalsa, tıpkı Bozkurt Başbuğ Mustafa Kemal gibi mavzerini sırtlayıp vatan sathında demokratik hak mücadelesini yapacaktır.
Hakkını helal etmesi için "Ülkü" nazlı kız uğruna şehit olmuş yiğitlerin emanetine sahip çıkmaya mecburdurlar.
Başbuğ'un ömrünü verdiği "Ülkü" sevdası şimdilerde lafazanların kapısında "sığıntı" konumuna getirilmiştir.
***
"Ülkü" nazlı kız, elbette ki algı kapasitesi sınırlı bazı milli bilinç fukarası sözde çok yüzlü insanlara mal edilemeyecek kadar kutsaldır. Ülkücülerin "ülküsü", artık siyasi bir menfaat grubundan ibaret olan MHP merkez yönetimi ile ne bir bağlantısı, ne de bir beklentisi vardır.
Vatanını, bayrağını, egemenliğini sevmek, ona sevdalanmak siyasi partiler üstü bir kavramdır.
Siyasi kuruluşlar, "vatanından, bayrağından vazgeç" diyecek olsa, ülkücüler buna evet mi diyecekler?
Elbette ki bu imkânsız...
MHP'ye suikast yapılıyor, bunun farkına varılmalıdır.
Ülkücü hareketin yiğitleri canından vazgeçer fakat ne vatanından ne de ülküsünden asla vazgeçmezler...
İşte şimdi tüm vatan sathında #HAYIR deme zamanıdır...