ANKARA'DAN

Masalımsı yıllara bin umutla...

MASALIMSI YILLARA BİN UMUTLA

Küçükken masalımsı yaşamlar, "Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken" diye başlardı.

Ya yastığa ya da dize konulmuş bir baş, sımsıcak bir ses ve güven duygusu içinde dalıp gidilen uykular. Rüyalar bile sımsıcak. Sabah uyanınca çarşaf dağılmış, yorganın başı sonuna, sonu başına gelmiş ne gam, huzur içinde uyanılan uykular.

Ve bize öğretilenler, hep iyi ve güzel şeyler. Örnekler de öyle.

Doğduğun ev? Kocaman, küçücük kutu gibi, saray, dam, fark etmez, ama hepsi sımsıcaktı. Yaşayanı da, yaşanılanı da ısıtan, sarıp sarmalayıp kucaklayan, sevgi dolu, şefkat yüklü yürekler, gönüllerdi.

Tamam taşlı tarlalar, yapılan damlar her şey elleri nasırlarken, bu gün ellerde eldiven, direksiyonuna oturulan araçlar ile işler kolaylaştı, eller de pamuk gibi oldu.

"Eller pamuk gibi oldu" ama, bazılarına "pamuk eller cebe" iken, bazılarına bal, kaymak oldu. Önlerinden geçen, "abi, abla, dayı, hala bir ekmek parası, açım" diyenleri görmezlikten gelerek.

Elbette ki unutuldu o türkü de, "Anan/Baban/Ninen/Deden çarık giyerdi, bunları unuttun mu?" diyen.

Eskiden ölçü "Karun" idi, şimdi artık dolar milyoneri, milyarderi.

Benzinsizlikten, aküsü bitmişlikten, kayışı kopmuş araçlar, "haydi birader bir el ver bakalım" denilerek el birliği ile iteklenir iken, bu gün "draft yapan" densizler ile yolları, yaşamı paylaşır olduk.

Elbette ki zaman her şeyi değiştiriyor diye düşünürüz. Oysa bir şeyleri ya da her şeyi değiştiren biz, bizleriz.

Yüzyıllar önceki filozoflar, "insanlık, iyilik ve güzellikten yana akar" demişlerdi. Yanlış değil, ama sanıyorum bizler insan, insanlık olarak bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Bir şeyleri yanlış yapıp değiştirdiğimiz için bazı şeyler çirkin, iyi ve güzel değil.

Oysa hiç bir şey yapmasak, doğa da, yaşam da kendi olağan seyrinde akar gider. Ama bu da kendini yinelemektir ki, bir süre sonra kendisinden yemeye, erozyona başlar. Entropi yaşar, tükeniriz.

Bakın yeni bir yıla giriyoruz, başka bir deyişle, bir şeyi, bir şeyleri daha tükettik. Bitirdik. Kirlettik. Eskittik.

İnsanın diğer canlılardan ayıran en önemli ayrıcalığı, kolay ya da zor, öğrenmesidir. Öğrendiğini doğru, yanlış uygulamasıdır.

O halde, gelin kendimizden başlayalım bu yıl biterken, yeni bir yılı kendimizi, çevremizi, düşüncelerimiz sorgulayarak, olumsuzluklardan arındırarak başlayalım.

Kendimizden başladığımız şey, farkındalık ile evimize, çevremize de yansıyacaktır. Hani "her şey güzel olacak" diye umutlanıyor ve bekliyoruz ya, gelin umutlanmayı ateşleyelim, ama beklemeyi bir kenara bırakıp artık koşalım.

Uzay, teknoloji, bilgi çağında yaşıyoruz artık, miskinlik bir işe yaramaz. Koşmak, uçmak, uçurmak gerek.

Hani ilkokulda eğlenirken öğretmenlerimiz bizleri eğitirken el çırptırarak öğretirlerdi, "bir elin nesi var, iki elin sesi var" diye.

Keşke, en kötü günlerde birlik ve beraberlik, dayanışma için balkonlardan, pencerelerden, yollarda yaptığımız el çırpmayı, yeni yılı karşılarken de yapsak, yapabilsek.

Biz, bize, kendimize bir umut aydınlık olsak güzel yarınlar için;

Sabır değil, umut ve çabalar dağları deler, yolları aşar.

Yapsak, yapabilsek, ne güzel olurdu!..

Kim bilir belki de olur. Umut bu ya!..

Yapacağınız, yaratacağınız ile güzel bir yılınız olsun. Komşuda pişer, bize de düşer diyerek!..

Yayın Tarihi
31.12.2021
Bu makale 718 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!