Kaymaklısından!

Annemin ataması dolayısıyla 1968’de Antalya’ya geldik. Tam 51 yıl, yarım asrı geçti. Bu zaman içerisinde vallahi devletin bir karış toprağına- arazisine dahi tenezzül etmedik. Amiyane tabirle göz dikmedik, konmadık, yoksa kör değildik, biz de gördük.

Allah haram yedirmesin

Siyasiler her seçimde oy kaygısıyla tapu dağıttılar, hal böyle olunca da adamlar cesaretleniyor elbette!

Arz talep meselesi belki de

Başta İslamiyet’e, aslında bütün dinlere göre, sonrasında yasalarımıza, törelerimize ve vicdanlara göre gasp-zimmet-haksız kazanç- irtikâp-çıkar-menfaat-konma, haram ve günah olduğu gibi affedilmez suçtur. Namusluların hakkını-payını, vatan denen kutsal mirasını hırsızların bölüşmesine baba dediğimiz devlet göz yummamalı! Hırsızlığın öncesi sonrası, gelmişi geçmişi, tarihi olmaz! Yoksa ona da milat mı uyduracağız!

Bu demektir ki: “Sen de gözünü açsaydın, niye aptallık-enayilik yaptın? Kendin yapmadığın gibi çocuklarına, torunlarına da engel oldun, yağmadan nemalanmasınlar diye görünmez bir set çektin!”

Bu arada da siyasi ikbal peşinde koşan köşe başı kurnazları ve makam kullarının destekleriyle akbabalar-kuzgunlar devlet arazisini parselleyip istedikleri biçimde mekân tuttular. Ha olaylar olmadı mı, kan akmadı mı? Bu leşçillerin arasında kavga da can da çıktı. Rantiyede "sen fazla aldın, ben eksik aldım, senin yerin benimkinden daha güzel, manzarası cüzdanıma daha büyük getiriyle dönecekti" falan filan vs.

Eskiden gecekonduydu, şimdi maket kondu B/2 orman arazisi, efendime söyleyeyim: imar barışı, otlakıye, bataklık-sazlık...

Adı: fırsatçılık. Kimin malı kime sunuluyor! Bu açıdan bakıldığında argoca düzgünler aptal, yamuklar akıllı herhalde.

Yetiş vatandaş yetiş hazırlop var!

Bu vatan Edirne'den Ardahan'a, Sinop'tan Mersin'e Türkler'indir. Üniversite mezunu kişi emekli olduğunda yıllardır hayalini kurduğu bir apartman dairesi, daha ötesinde yasal tefecilerden evcik bile alamazken bu kurnazlar bu ikramdan faydalanarak sülalelerini mal-mülk sahibi yapıyorlar. Ne adı altında kelepir tapu dağıtılırsa dağıtılsın, hakkımız haramdır! Kentsel dönüşüm; çevre düzeni, yol açma, park-bahçe, ark-kanal gibi düzenlemelerde kamulaştırma adına mağdur edilenler de ayrı konu tabi ki!

Ev demeye bin şahit gerektiren, penceresinde gübre torbası çakılı, toprak damlı, tipi ve rüzgârın bir yandan diğer yana ıslık çalıp ciğer delerek geçtiği: “vatan sağ olsun!” diyerek acısını binlerce kilometre içine gömen gözü gönlü tok Anadolu insanı, şehit babası: “Sen çok onurlusun, çok güzelsin, hem de çok!”