ANKARA'DAN

Kadın Cinayeti; Az Gelişmişli

Bir milenyumu bitirdik, "oh ne güzel, insanlık rahatlayacak" derken, olmayan ve başımıza gelmeyen kalmadı.

--Ha gayret, "2020" büyülü bir sayı gibi görüyor, ondan bir halt çıkar diye düşündük, anamızdan emdiğimiz süt haram oldu.

--Coronavirüslü günler bu 2020 ile gitsin, şu 2021'i evlerde de olsak bir ağız tadı ile kutlayalım derken, her gün bir ölüm haberi.

--Coronavirus, kanser, kalp krizi, trafik kazası yetmedi üstüne şimdi bir de "kadın cinayetleri".

--Tanrım ne günah işledik ki.

--İyi insan olmak ve insanlığa, ülkemize, milletimize iyi, yararlı şeyler yapmanın dışında ne yaptık ki?

--Geçtim bu boş ve hamaset dolu lafları. Bunları herkes söylüyor.

--Şimdi en son sabah Gazetesinin haberi: "Son dakika haberleri... Aylin Sözer Çapan cinayeti, Türkiye'nin gündemine oturdu. Özel bir üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapan Aylin Sözer Çapan, eski sevgilisi olduğu iddia edilen Kemal Delbe isimli şahıs tarafından İstanbul Maltepe'de bulunan evinde vahşi bir şekilde cinayete kurban gitti. / Aylin Sözer Çapan, 23 Mayıs 1972 tarihinde doğdu"

--BBC Türkçenin haberi: "İstanbul Aydın Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölüm Başkanı Dr. Aylin Sözer'i eski sevgilisi olduğu öne sürülen zanlı Kemal Delbe'nin öldürdüğü ifade edildi."

--Halk tv internet sayfasının haberi:''İnşaatlarda işçilik yapan birisi. Aylin Sözer’i tanıdığını iddia eden bir kişi. Sabah 08.00 sularında Aylin Sözer’in evine gidiyor. Sözlü ifadesine göre, Maltepe’deki evine gittim, bir süre kendisiyle sohbet ettik, daha sonra bir tartışma çıktığını söylüyor. Sonrasında ise boğazını keserek öldürdüğünü söylüyor. O arada Aylin Sözer’in yakınları ondan haber alamayınca polisi arıyorlar. Polis ekipleri o eve gidiyor. Kapıyı çalıyorlar, zorluyorlar… Polisin geldiğini anlayınca da yanıcı bir maddeyle evi yakmaya çalışıyor. Kapıyı açan polisi de yakmaya çalışıyor. Zanlı gözaltına alındı, sorgulanıyor. Zanlı 32 yaşında. Aylin Sözer’i uzun zamandır tanıdığını iddia ediyor. Gerçekler soruşturma sonunda ortaya çıkacak. "

-- Konuya neresinden bakarsak bakalım, trajikomik, acı, keder, az gelişmiş bir ülkede çok gelişmiş gibi yaşamaya çalışmak.

--Bir kere bu ülkede "KADININ ADI YOK" diyen Duygu Asena'ya ne diyor dedik mi? Yok. Peki ne yaptık.

--Duygu Asena'nın yazdığı, kadınların sorunlarına eğilen ve kadın-erkek eşitsizliği gibi konulara değinen kitap 1987 yılında basılır. Hemen ardından da, mahkeme kararıyla 1988'de yasaklanır.

--Kadının adının olmamasını vaz geçtim, olmamasının kitabına bile tahammülümüz yok.

--Ama neye tahammül ettik. Necip Fazıl Kısakürek'in GENÇLİĞE HİTABESİNE. Ne diyor:"... ..beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...

--Gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız? " diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...

--Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...

--Halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında "hakimiyet hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti hakka kölelikte bulan bir gençlik...."

--Yani "dindar ve kindar bir gençlik ve nesil.

--Atatürk'ün 1927 yılında Milletine hitaben okuduğu NUTKUNU, 20 Ekim günü, Gençliğe Hitabı ile bitirmiştir.

--Necip Fazıl da, 1975 yılında bu hitabe karşı, bu hitabeyi yazmıştır.

--Ve çok izlenen televizyon kanallarını açın izleyin, "dindar" yetiştirilecek toplum ne hale getirilmiş. Kimin eli, kimin cebinde belli değil.

--Peki, bu kadar ahlaksızlığı başka ülkelerde görmek mümkün mü? Hiç sanmıyorum. Utanıyorum.

--Independent Türkçeden Çağla Üren: Değerlendirmeye alınan 167 Ülke arasında; Kadın olmak için en iyi ve en kötü ülkeler arasında, Türkiye 114. sırada

--Listenin ilk sırasındaki Norveç'i; Finlandiya ve Danimarka gibi kuzey ülkeleri;

--Kadınlar için yaşamın en zor olduğu ülkeler (kötüden iyiye) şöyle sıralandı:Yemen, Afganistan, Suriye, Pakistan, Güney Sudan, Irak, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali

diye devam ediyor.

--Sözcü Gazetesinden Ceren Görmüş'ün haberine göre:"Her üç kadından biri her gün şiddete maruz kalıyor. Resmi rakamlara göre:

--Türkiye'de 2011 Ocak-2019 Ağustos arası 2636 kadın cinayet işlendi. 2018'de 440, 2019'un ilk 8 ayında ise 294 kadın cinayeti

--Birleşmiş Milletlerin yayınladığı rapora göre 2017 yılında dünyada 87,000 kadın cinayeti işlendi.

--Bu cinayetlerin %58'i kurbanların tanıdıkları tarafından işlendi. Yani 2017 yılında her gün 137 kadın bir tanıdığı tarafından öldürüldü."

--İŞTE "ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER BURASI!.."

--"cinayetlerin %58'i kurbanların tanıdıkları tarafından işlendi"

--İnsan denilen canlı, sosyal bir varlık olmaktır; bu onun duygusal olduğunu, insanlara güvenmek ve onları sevmek istediğini açıklar.

--Bu ise, aileden başlayarak, eğitim kurumlarından, gazete ve televizyonlara kadar uzanır. İnsan ve insanlar ile ilişki ve iletişimde biter.

--Olayın sosyolojik ve psikolojik yönlerine ilişkin yeterince bilgi var sanırım yukarılarda.

--Toplum katmanları arasında ki sosyal, kültürel, ekonomik ve duygusal uçurumlar artmaktadır. Özellikle kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları ile, toplumun yukarıda sözü edilen toplum kesimlerince farklı hedeflere yönlendirilmesi, sorunların büyümesine ve kadınların daha fazla zarar görmesine sebep olmaktadır.

--Bunlar, kişisel ya da küçük toplumsal grupların muhalif sesleri ile önlenemez. Bu Atatürk'ün çağdaş Türk kadını yaratmak için yaptığı mücadelenin, kadınlarca anlaşılması ve örgütlü soyal mücadelenin verilmesinden geçer.

--Çok üzgünüm ki, bu konular isyasetin konularıdır ve siyasi olarak çözülmesi gerekir. Örgütlü toplum olmayı gerektirir.

--Ama biz her şeyi kulağından tutup "körün fil tarifi" gibi tanımladığımızdan, işin içinden çıkılamıyor. Daha da batıyoruz.

--Eyyy kadınlar, nerede hata yapıyorsunuz, Anne, eş, akraba, sevgili, dost, öteki kadın, metres, her ne ise onu bir saptasanız iyi olacak.

--Bazılarınız ölüyorsunuz ama, biz toplumun duyarlı kesimleri, erkekler olarak, her ölüm ile bin kere ölüyoruz.

--Siz bu toprakların ANA TARRIÇALRIydınız, ne oldu size?

--Bir düşünün isterseniz.

Yayın Tarihi
30.12.2020
Bu makale 894 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!