BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Japonya'da Diyanet, Tarikatlar Var mı?

Bilimsel bir toplantıya katılmak üzere gittiğim Japonya’da dikkatimi çeken görselliklerin gizemli taraflarını düşünürken, sorguladığım konulara aldığım cevapları, sizlerle paylaşmak istedim bu yazımda.

Coğrafi olarak irili ufaklı ada ve adacıklardan meydana gelmiş olan Japonya, ülkenin güneyinden kuzeyine kadar giderken bu coğrafyanın tamamen yeşilliklerle kaplı olduğunu, ada ve adacıkların farklı hızlardaki trenlerin üzerinde düzenli kaydığı demir yolu ağlarla örüldüğünü gördüm.

Şehir içinde ya da şehirlerarası bir yere taksi ile gitmek istediğinizde yani kara yoluyla seyahat edeceğiniz zaman, sizi karşılayan tertemiz siyah takım elbiseli, özgün şapkalı taksi sürücüsünün eğilerek selam verdiğini ve kapıyı açtığını görürsünüz.

Ellerinde beyaz eldivenler hemen dikkatinizi çeker, eğer yaz mevsiminde iseniz taksiye biner binmez soğutulmuş yumak haline getirilmiş beyaz mendil/havlu elinize verilir, sıcaktan bunalmışsanız ferahlarsınız. Gideceğiniz yerin sadece ismini ve adresini söylemeniz yeterli olur. Japonca ya da İngilizce bilmiyorsanız adresi yazılı olarak vermeniz en geçerli yöntemdir.

Yolu uzatarak fazla para alması mümkün değil, verdiğiniz adresi anında bilgisayara girer, yol tarifiyle sizin de göreceğiniz bir ekran önünüze gelir. Gideceğiniz yerin kaç km olduğu, ne kadar zamanda gidileceğini gösterir size.

Taksiye binerken ya da taksiden inerken sürücü sizi dışarıda tekrar selamlayarak karşılar ve uğurlar.

***

Bazı havaalanları ülkenin belli bölgelerinden toplanan çöpler sıkıştırılarak denize yerleştirilen ve çöpten oluşturulan adanın üzerine inşa edildiğini duyunca şaşırmadım dersem yalan olur. Zira böyle bir şeyin mümkün olamayacağını düşündüm, yanılmışım, gerçekmiş, havalanın binaları çelik iskeletlerle örülmüş, beton ve tuğla adına bir nesne kullanılmamıştı... Osaka havaalanı bunlardan biridir.

***

Tüm bunları görürken merakımı gidermek ve gerçekten bilgilenmek için çok üst düzey rehberlik eğitimi almış kişiye bazı sorular sordum.

İlk merak ettiğim konu şuydu; bu ülkede enerji kaynağı olarak petrol ve doğalgaz kaynakları var mıydı?

Yeraltı kaynakları dediğimiz altın, gümüş, bakır, krom, toryum, uranyum vs değerli madenler çok muydu?

Bu ülkenin zenginliği bu kaynaklardan mı ileri geliyordu?

Kendimce kurguladığım bu hususları sordum rehbere.

Aldığım yanıt tamamen olumsuzdu.

***

Yukarıdan/uçaktan bakıldığında kır-bayır, taş-topraklı arazi neredeyse yok denecek kadar az, madencilik sektörü bu ülkede yok mu ki bir yerler deşilmemiş, dinamitlenmemiş, en azından taş ocakları neden açılmamış?

Enerjiyi nereden sağlıyorlar?

Ada ve adacıklardan oluşmuş, neredeyse saat başı depremin olduğu bu ülkede doğru dürüst tarım alanları da görünmüyordu.

Sonuçta Japonların ne yeraltından altın, bakır, kurşun, demir, gümüş, uranyum çıkarılan maden ocakları ne bunları çıkarmak için tahrip edilen yeşil ne de temel gıda maddelerini oluşturan tahıl ekimi için yeterli tarım arazileri vardı!

Nitekim açlık gidermek için gittiğiniz bir restoranda ekmeğin çok az verilmesi bundan dolayı idi fakat yosun da dahil olmak üzere deniz orijinli her ne kadar yenebilecek organik obje varsa temel gıdayı oluşturuyordu bu restoranlarda...

Tüm bunlara rağmen bu ülke dünyanın en zengin ülkesi...

Her yıl bütçe açığı değil bütçe fazlası veren bir ülke...

Halkını zorunlu olarak tatile yollayan bir ülke...

Peki, bu nasıl başarılmış, başarılıyordu?

***

Bazı ek sorgulamaları da yaparak merakımı gidermeye çalıştım.

Örneğin Japonya'da belli bir din, diyanet, tarikat, cemaat var mıydı?

Politikacıları, bürokratları bizdekiler gibi yalan söyleyip halkını sömürüyorlar mıydı?

Toplumun bir kesimini oluşturan orta tabaka şikâyetçi miydi ya da tepedekilere örneğin kral ve ailesine taparcasına bağlı mıydılar?

Hayır! Yalan, yolsuzluk, hile, hırsızlık adına bir eylem yoktu. Hiç öyle şeyle tanışmamıştı halkın büyük kesimi, sadece herkes çok saygılıydı birbirine, hak ve hukuk temel kuraldı, devletin başındaki kral da halkına saygılıydı, onlara yalan söylemiyordu, halkı da ona karşı öyleydi çünkü kralın kendisi de ailesi de çok saygın insanlardı.

Peki, cami, tapınak, cemaat, tarikat var mıydı?

Bazı kabilelerin tapınakları var elbette fakat o tapınaklarda günah çıkaran ne rahip ne papaz ne keşiş ne de buda vardır. Bireysel olarak kültürel temelli inancını yapmak istiyorsa oraya gidebiliyorlardı.

***

Peki, alt tabakadaki fukara halk bizdeki gibi yokluğa şükredip Tanrı'ya sığınıyorlar mıydı?

O soruya da olumsuz cevap gelince, ister istemez şu soruyu sorma gereği duydum rehbere.

Bu Japonların ağası, şeyhi, imamı, hacısı, hocası yoksa bunlar neye inanıyor, tarikat şeyleri de yoksa ölenlerine "cennete" gitmeleri için kimden dua istiyorlar?

Tabii ki bu son soruyu bu kadar açıktan sormadım işin ehli olan rehbere, fakat o ne demek ve öğrenmek istediğimi anladı ve ona göre cevap verdi.

Aldığım cevap karşısında ülkem adına utandım.

***

Bir gerçeği yüzüme söyle sertçe sayılabilecek bir ifade ile haykırdı rehber, "...Japonya'da önce ahlak vardır. Toplumu yöneten ve yönlendiren din değil, ahlaktır. Ahlakın ilk şartı doğru ve dürüst olmak, işini en iyi şekilde yapmak ve başarmaktır. Hile ve yalan toplumun nefret kaynağıdır."

Tüm bunları dinledikten sonra 'peki dedim, tüm bu kaynak fukaralığına karşın nasıl oluyor da Japonya, dünyanın en güçlü ekonomilerden biri olabiliyor?'

Verdiği yanıt tam da Türkiye'yi hatırlatıyordu (!).

"...Japonlar ne diyanete ne tarikata ne cemaate ne şeyhe ne ağaya inanır. Her bireyin vicdan terazisi onun dini, imanı, Tanrısıdır. Toplumda ne yolsuzluk ne rüşvet ne devleti soymak ne yalan ne lafazanlık vardır! Japonlar töreye bağlıdır. Temel ilkeleri dürüstlük ve ahlaktır. Bunu da aldıkları eğitimle sağlarlar. Her birey çocukluğundan itibaren bilim ve teknolojinin üstün gücüne inanarak yetişir. Toplumun değişmeyen ilkesi ahlaklı, adaletli olmak vardır. İşin ehli olmayan asla bir işin sorumlusu olamaz. Yani dillere pelesenk olan "liyakat" temel ölçüttür bir işin sorumluluğunu almak için..."

***

Bu seyahatimde şunu gördüm ve öğrendim ki Japonya'da ne idareciler ne için sorumluluğunu üstlenen bürokratla hiçbir zaman bilimi inanca karıştırmazlar.

Her şeyin temeli bilime dayandığını bilirler ve bu ilke doğrultusunda eğitilirler. Japonlar, dogmaların ele geçirdiği beyinlere bilimin ışığının süzülemeyeceğini bildikleri için çocuklarını ve genç kuşaklarını bilimin ışığı altında ve doğrultusunda eğitirler.

Bunu yaparken milli töreye, kültüre bağlı kalırlar. Onlarda tarikat, diyanet, cemaat sistemi yoktur. Devleti idare edenler soyu belli olan gerçek Japonlardır. Onun içindir ki bugünkü Japonya sıradan bir devlet değildir.

Devleti idare eden kadrolar hem eğitimsiz hem de cahil olunca, iş daha da vahimdir. Böyle bir durumda cehalet örgütlenir, devletin mahrem birimlerine kadar nüfuz eder. Cehalet prim yapar, teşvik bulur, tarikat ve cemaatler aracılığıyla örgütlü cehalet en üst düzeye devletin kurumlarını felç ederler.

***

Son olarak iki ünlü düşünürden alıntı yaparak bitirmek isterim.

Frierdrich Nietzche: "Toplumları cehaletten modern bir eğitim kurtarır. Eğitim düzeyi düşük milletler, cehalet tuzağına düşer. Cahil milletlerde demokrasinin olmasının hiç bir faydası yoktur. Çünkü cahil halklar, genellikle kendilerini para, iş, vatan ve din gibi unsurlarla kandıranlara oy verirler."

Mahatma Gandi: "Bizi yok edecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı zorlayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar; ahlaktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini arka plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışıdır."

Bu ifadelerin altına imzamı atıyorum.

Esen kalınız.

Yayın Tarihi
25.07.2021
Bu makale 1244 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Japonyada tonla tarikat ve din adamı var ve Japonya geleneklerine saygılıdır. Japonyada neden din adamları halkı somurnez çünkü Japonyada ordu darbe yapmaz japonya 28 şubat yaşamadi ve dinsiz bürokratlar ve medya halkın inancına saygılıdır.

Serhat Bolca 18.02.2023

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!