En son yazım “Nokta” idi ve bu yazıyı Can Yücel’e ait olduğunu internetteki sitelerden de teyit ettiğim fakat Kerem Engin isimli Can baba hayranı bir okurumun bana yazdığı uyarı mailine istinaden bu yazıyı yazma zorunluluğu hissettim. Kerem Engin beyin mailini olduğu gibi sizlerle paylaşmak istiyorum;
“Sayın Ardahan; www.antalyabugun.com'daki yazınızı üzülerek okudum. Siz de o yanlışa düşmüşsünüz. O metin Can Yücel'in değil. Böyle metinler dolaşıp duruyor internette, ben de bunu kendime görev edindim, itiraz ediyorum. Siz hiç Can Baba'nın içinde hiciv, ironi, küfür olmayan şiirini gördünüz mü? Bu sade suya tirit metinler Can Baba'ya hakarettir. Lütfen araştırın, bakın hiç bir kitabında bunu bulamayacaksınız. Google tuzağına düşmüşsünüz. Lütfen düzeltelim bunu. Konu ile ilgili:
http://kemaloncu.blogcu.com/sahte-can-yucel-siirleri-guler-yucel-ile-soylesi/5860890
http://www.olhayat.com/biyografi/can-yucel%E2%80%99in-ardindan-1-murat-ozhan/
Selamlar. Kerem Engin”
Kerem beye bu uyarası için teşekkür ediyorum. Tam Zamanında isimli şiirin gerçekten Can Yücel’e ait olup olmadığını sorgulamayacağım. Bu ayrıca benim görevim de değil. Bana düşen tek bir görev var bundan sonraki yazılarımda başkasına ait olan yazıları kullanırken daha dikkatli olmak. Bu şiirin Can Yücel’e ait olup olmadığını sorgulamak için onun yazdığı yayınlanan ve yayınlanmayan bütün eserlerini taramak gerekecek. Bunun için benim ne zamanım var ne de isteğim. Fakat madem kendisi bunu iş edinmiş bunu takip ediyor o halde bu yazının Can Yücel’e ait olup olmadığını sorgular ve bana bir yazı gönderirse bende onu yayınlamak konusunda aracılık ederim.
İnternet hayatımızın her yerini doldurur hale geldi. Yemek tarifinden, ders malzemesi bulmaya kadar tüm alanlarda “Google Amcanın” bilgeliğine başvuruyoruz. Açık yayıncılık ilkesine uygun olarak isteyen herkes istediği bilgiyi istediği gibi yayınlama şansına sahip. Kimse bunu neden böyle yayınladın diye peşine düşmüyor. Bir şekilde arama motorlarıyla o bilgiye ulaştığınızda siz de doğal olarak eksik ya da yanlış bilgiyi işleme dahil etmiş oluyorsunuz.
İnternette bilgi kirliliğinin önüne geçebilmenin şuan imkanı yok gibi. Bunun için veri güvenliğini onaylayan bağımsız bir kurumun vereceği onay bunu sağlayabilir. Fakat bu bilgi yayıncıları için hem zahmetli hem de oldukça maliyetli. İkinci yolu; bilgi kullanıcısı olarak güvenilir sitelerden alınacak bilgilere güvenmek olacaktır.
İnternette bir şeyler aramak ve gezinmek denildiğinde akla ilk gelen arama motorları oluyor.
Arama motorları içinde en çok kullanılanı Google ve ben ona her şeyi bilen Google Amca diyorum. Başka bir çok arama motorları var. Onlardan bir başkası da Yahoo. Bizde çok bilinmeyen fakat yurtdışında tercih edilen arama motorlarının bazıları şunlar; Excite Arama Motoru, Infoseek Arama Motoru, HotBot Arama Motoru, Lycos Arama Motoru, Magellan Arama Motoru, MegaCrawler Arama Motoru, Windows Live Arama Motoru, Northern Light Arama Motoru, Planet Search Arama Motoru, Snap.Com Arama Motoru, Starting Point Arama Motoru.
Aslında arama motorları da bu kirliliğin bir parçası ve bu kirliliğin oluşmasında büyük rol oynuyorlar. Kullanıcının arama motorlarını kullanırken dikkatli olması ve neyi, nerede arayacağını bilmesi gerekir. Zaten bir süredir internet kullananlar yavaş yavaş nerede ne olduğunu öğrenmeye başlarlar ve oradan sorgulama yaparlar.
Yanlış bilgi ile alınacak karar mutlaka yanlış olacaktır. Yanlış bilginin girdiği her işin sonucu da doğal olarak yanlış olacaktır. Eğer internette sorgulama yapıyorsanız mutlaka bilgiyi nereden aldığınıza dikkat etmek gerekir. Eğer bilgi güvenliğinden emin iseniz onu kullanmak gerekir. Aksi halde bilgi kirliliğine sizde destek olmuş kirliliği yaymış da olursunuz.
Sözün özü internet artık çok kirli. Ama buna rağmen güvenli sorgulamalar yapılarak dünyanın gelişmişliğini takip de edebilirsiniz.
Herkes benim kadar benim gibi şanslı olmaya bilir. Beni yanlışımda uyaran bir çok dostlarım var. Ya uyaranınız olmazsa ne olacak. Yanlışı doğru diye sürdürüp duracaksınız.