İnsan kalabilmek ve İnsan Ölebilmek

TEBRİKLER AKTOB

Geçtiğimiz günlerde AKTOB tarafından organize edilen, 7.Uluslararası Resort Turizm Kongresi’ni takip ettim. Programın, planlanandan yaklaşık iki saat geriden gelmesine, gerçekleşen panellerde daha önce anons edilen kişilerin bulunmamasına rağmen büyük bir keyif ve dikkatle sonuna kadar izledim.

Kongrenin başarıya ulaşmasında başta sevgili Başkan Erkan Yağcı ve AKTOB ailesine ve emeği geçen herkese teşekkürler. Ayrıca tüm Concorde otel çalışanlarına da gösterdikleri üstün performanstan dolayı bir kez daha teşekkür ederim. Bu tür teşekkürler genelde yazıların sonunda yapılır ya da hiç yapılmaz. Ancak iyinin, güzelin ve başarının sürdürülebilir olmasını istiyorsak beğenimizi göstere göstere ifade etmemiz pozitif eleştirilerimizi de daha iyisinin bulunması adına çekinmeden yapmamız gerektiğine inananlardanım.

Kongrede, ‘Turizmin Geri Dönüşü’ panelinin katılımcısı olan gazeteci/yazar Fatoş Karaaslan, moderatör olan Turizm eski Bakanı Sn. Bahattin Yücel’e, kadınların sektördeki yerini ve ne kadarının karar mercilerinde etkili olduklarını sorduğunda, Sayın Bakanın tereddütlü ifadesinde verdiği yanıt; “epey istihdam var” oldu ve bu yanıtı beni makaleyi yazmaya itti.

5 KASIM DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ

İçinde bulunduğumuz haftanın gündemi de merakım ile birleşince küçük çaplı bir araştırma yapmama vesile oldu.

Kadın hakları,  küresel gelişmeler ve uluslararası politikalar için önemli bir konu olmasından dolayıdır ki;

Dünyada Kadın ;

1946'da Kadının Statüsü Komisyonu (CSW), kadınlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmak için kapsamlı ve uluslararası bağlamda bir araç hazırlamak üzere kuruldu.

1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, her insanın kanun önünde eşitlik hakkına ve ırk veya cinsiyet gibi herhangi bir ayrım yapılmaksızın insan haklarının ve temel özgürlüklerin kazanılmasına hükmetti.

1979'da Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) oluşturuldu

Türkiye’de Kadın ,

5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren yasayla kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıdı.

Tüm dünyadan çok önce bu ayrıcalığı almış olmamız biz TÜRK KADIN’larına ne kazandırdı ?

Çağdaş! Batı, kadın haklarını almak için UZUN BİR SÜRE savaş verirken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bizzat gerçekleştirdiği devrimler ile bu hakları doğrudan TÜRK kadınlarına tanıdı. Tüm Dünya’dan yaklaşık 15 yıl önce davranan  Atatürk’ün,  bize sağladığı bu avantajı  biz TÜRK KADINLARI olarak, siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları sendikaları ile bu  avantajı değerlendirebildik mi?

Bugünün Türkiye’sinde  kadının durumu, toplum içindeki rolü ve dış görünüşü, hayatı algılamalarında ki farklılıkları, zevklerindeki, hobilerindeki  çeşitlilikleri ile Batılı toplumlarındaki kadınlardan hiç de  farklı değildir.

Günümüz Türkiye’sinde hemen hemen her meslek kadına açık iken 2016 TUİK (Türkiye İstatistiki Kurumu) verilerinde TÜRK KADININA kısa bir göz atalım;

-Türkiye nüfusunun %49,8’ini kadın nüfus oluşturuyor,

-Kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresi 80,7 yıl ( bayağı iyimiş, zaman bol J )

-Okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazla ( ciddi üzücü)

-Kadın istihdam oranı erkeklerin istihdam oranının yarısından az ( çok ciddi üzücü)

-Eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı daha yüksek ( ehhh olsun artık)

Sağlanan avantaj ile  Türk Kadını neyi, nerede, nasıl  yanlış yapmış sorusunun yanıtını ayrı bir yazıda yine arayalım, araştıralım.

 

TURİZMDE KADIN İSTİHDAMI

Zira günümüz Türkiye’sinde turizme, kadın gözü ile bakmak ve köşemin adının hakkını vermek istiyorum.

Kadınların istihdam edildiği hizmet sektörleri içerisinde en çok bilinen sektör Turizm sektörüdür. Bu nedenle turizm sektörü kadın işgücü açısından önemlidir.

Dünyada, turizmde, kadının işgücü ve kadın istihdamının ne boyutta olduğunu Dünya Turizm Örgütünün 2010 yılında  konuya ilişkin son raporundan takip ediyoruz. Bu küresel rapor, turizmin gelir kazanma ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi için fırsatlar sağlayabileceğini ve kadınların başarısındaki engeller hakkında bilgi veriyor.

Rapor, beş tematik alana ayrılmış: İstihdam, Girişimcilik, Eğitim, Liderlik ve Topluluk.

Topluluk ise ağırlıklı olarak Karayipler, Latin Amerika, Asya, Afrika ve Okyanusya için ILO (Dünya Çalışma Örgütü) verilerine dayanmaktadır.

Önemli bulguları özetle :

-Kadınlar resmi turizm işgücünün büyük bir bölümünü oluşturuyor.

-Kadınlar hizmet ve büro düzeyindeki işlerde iyi temsil edilmekle birlikte profesyonel   

 seviyelerde ve karar vericiler kısmında kötü temsil edilmekte.

-Turizm sektöründeki kadınlar genellikle erkek meslektaşlarından% 10 ila% 15 daha düşük kazanç elde ediyorlar.

-Turizm sektörü, diğer sektörler ile neredeyse iki kat daha fazla kadın işverenine sahip.

-Dünyadaki beş turizm bakanından birisi kadın.

-Kadınlar, turizmde kendi hesabına çalışan işçilerin diğer sektörlere kıyasla daha yüksek bir oran oluşturuyor.

-Aile turizm işletmelerinde kadınlar  ücretsiz çalışma yapmaktalar.

İSTİHDAM açısından bakıldığında rapor, kadınların iyi temsil edildiğini ancak mesleki veya karar verme düzeyinden ziyade hizmet alanında veya büro işlerinde çalışmakta olduklarını buluyor.

Rapora GİRİŞİMCİLİK açısından bakıldığında; kadınların turizm sektöründe işveren olma oranının diğer sektörlere göre neredeyse iki katı olduğunu ve çoğu zaman erkeklerden daha fazla kadın istihdam ettiklerini tespit etmiş.

EĞİTİM açısından bakıldığında ise sonuçları daha az umut verici – hizmet sektöründe diğer alanlara göre oransal olarak daha az kadın mezun var.

Turizm, kadın liderliği için büyük  potansiyel sunmakta. Bununla birlikte küresel olan bu raporda, kadınlar hala sadece turizm bakanlarının ve turizm kurulu sandalyelerinin beşte birini temsil ediyor.

Turizm çoğunlukla topluluk kalkınmasına katkıda bulunurken ve kadınların serbest meslek sahibi olmasını sağlamak için fırsatlar sağlıyorsa da, rapor, kadınların turizm ağı işletmelerinde, diğer sektörlere kıyasla çok miktarda ücretsiz işe katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor.

Ayrıca rapor, turizm ve cinsiyet konularında kilit paydaşlar için bir dizi temel tavsiyeler sunmakta. Bu detayları göz atmak isteyenler Dünya Turizm Örgütü raporlarından ulaşabilirler.

Dünyada ve ülkemizde turizm sektörünün artık bir endüstri haline geldiği fark edilmiştir. Bu nedenle kadınların da bu alandaki istihdamlarının arttığını görmekteyiz.

2008 yılında Dünya Çalışma Örgütü ( ILO ) nün yaptığı bir araştırmaya göre dünya genelinde 3 milyar kişi çalışmaktadır; bunun 1.2 milyarının kadınlar, 1.8 milyarını da erkekler oluşturmaktadır. Yine yapılan araştırmalara göre turizm endüstrisi yaklaşık 212 milyon kişiye iş olanağı sunmaktadır. Bu rakamların geçtiğimiz on yılda çok hızlı artmış olduğunu hepimiz tahmin edebiliriz ancak henüz veri yok yada ben bulamadım.

2007 Dünya Çalışma Örgütü verilerine göre turizm alanında çalışanların % 46’ sını kadın işgücü oluştururken, % 54’ ünü de erkek işgücü oluşturmaktadır. Bazı ülkelerde bu oranın daha da fazla olduğu söylenmektedir. 1988 - 1997 yılları arasında kadınların turizm endüstrisine katılımlarının ciddi oranda yüksek olduğu söylenmektedir.

Araştırmalardan elde ettiğimiz sonuçlara göre gelişmekte olan ülkelerdeki kadınların

% 60 nın tarım dışı sektörlerde çalıştığı bunların bir kısmının doğrudan ya da dolaylı olarak turizm sektörüne hizmet ettiği bilinmektedir. El işi üretimi, yöresel yemek yapımı, küçük yerel dükkânların işletilmesi, sokakta seyyar satıcılık gibi işlerde kadınların çalıştığı görülmektedir. Ancak kadınların turizm alanındaki bu faaliyetleri kayıt altına alınamadığı için istatistiklere girmemektedir.

Türkiye özelinde baktığımızda ülkemizin toplumsal yapısı, okuma yazma oranının düşüklüğü, eğitim seviyesi, nüfus yoğunluğu, göçler, ülkede meydana gelen bazı etnik çatışmalar gibi kriterler göz önünde bulundurulduğunda yine de kadın istihdamının bu koşullara rağmen gerilemediği görülmektedir.

Kadınların bu konuda bilinçlenmesinde  en önemli görev,

OKULLAR,TÜM MEDYA ve SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ’ dir.  

Bu üç önemli kanatın yapacakları projeler, hızlı iletişim ağı sayesinde kadınların  BİLİNÇLENEREK SESSİZLİKLERİNİ BOZMALARI SAĞLAYABİLİR.

Kadınların, kendilerini bireysel ve ekonomik anlamda nasıl ifade edebilecekleri konusunda bilinçlendirmemiz elzemdir. Erkeklerin de ayrıca bilinçlendirilme çalışmaları yine sivil toplum örgütlerinin ve medya’nın üstüne düşen görevi yapması konusunda ısrarcı olmamız şarttır. Şiddeti haber yapan, ölümlerden, dayaklardan haberdan eden medya, her ay birkaç kez bir araya gelip çay kahve içip sohbet eden sivil toplum örgütleri her zaman daha fazlasını yapabilmelidir.

İşte o zaman KADIN’da ERKEK’de ;

FİZİKSEL ŞİDDETE, KÖTÜ SÖZE, KÖTÜ DURUŞA, MOBİNG’E İFTİRAYA, ALDATMAYA, NEFRETE, KİNE VE HER TÜRLÜ ŞİDDETE  HAYIR DİYEBİLECEK ve İNSAN OLMANIN ERDEMİNİ HİSSEDECEKTİR.

 

 

Yayın Tarihi
07.12.2017
Bu makale 1673 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!