I love Türkiye

Bir ülkenin imajı, orada yaşayan insanların karakteristik özelliklerinin harmanlanması ile ortaya çıkan bir sonuç neticede. İster beyaz, siyah veya sarı, hiç fark etmiyor, bir birey olarak sergilenen tüm davranışlar, sonuç olarak toplum aynasının çerçevesini oluşturuyor. Koparılan bunca yaygaranın sebebi ise bu aynadan yansıyan hoşnut olmadığımız görüntülerden aslında hepimizin rahatsız olmasıdır.

 

Birilerinin birilerinden rahatsız olduğu Ülkenin şu bol trajikomik ortamda, toplum içerisinde kendi duruşumuzu sorgulamanın zamanının çoktan geldiğini düşünmekteyim. Kendi varlığımız ve bedenimiz ile ortak olduğumuz bu yaşam düzenine ne derece etki edebiliyoruz, hangi durumlarda toplumda kanıksanmış değer yargılarının bir adım ötesinde veya gerisinde olduğumuzu teşhis etmek ve kendi kendimizle hesaplaşmak zorundayız. Aslında 'Ya sev ya terket' zihniyetinin tamamen zihin aldatmacasına yönelik bir eylem işareti olduğunu unutmamak gerekir.

 

Yıl 1989, yer o dönemin Batı Almanya'sında Ülkenin önde gelen şehirlerinden Bremen. O günlerde Almanya'nın en yüksek tirajına sahip Bild gazetesinde yer alan manşet'te, şehrin banliyölerinden birinde işlenen korkunç bir cinayet vakası yer almaktaydı. Habere göre üst katta oturan katil, cinayeti işler ve kurbanını kanlar içerisinde 3 katlı binanın merdivenlerinden sürükleyerek aşağıya taşır. Kanlar içerisindeki manzara karşısında komşular, polisi arar ve ekipler bölgeyi kuşatır. Manşette yazılan bu bölümden sonra merak edenler iç sayfada haberin devamını okuduğunda, aslında durumun tam öyle olmadığını, kurban bayramına rast gelen bu günde bir Türk aile reisinin kurbanlığı evin banyosunda kestikten sonra derisini yüzmek için arka bahçedeki ağaca asmak amacı ile merdivenlerden sürüklediğini anlayacaklardır. Evet, bir kurban bayramında kendi Ülkesinden binlerce kilometre uzaklıkta bir Türk'ün evinde meydana gelen bu hadise o günün Almanya'sında uzun süre konuşulmuştur. Okuyucuya aktarılan haber içeriği konusunda yaşanan sancılar, haberin haber değerinin önüne geçtiği bir gerçek.

 

Evet son günlerde Ülke imajı ile ilgili geçmiş ve günümüz ile karşılaştırma yaparken aklıma ilk gelen bu haber olmuştu. Aradan geçen bunca yıla rağmen konunun hafızamda bu kadar canlı kalmasının sebepleri ne olabilirdi? Peki bunca yıldan sonra yurt dışında veya yurt içinde bir şeyler değişti mi? İmaj, imaj diye danalar gibi bağırmalarımız gerçeği yansıtıyor mu? Tehlikeli ve hassas sorular, ama sormadan geçmek olmaz tabii.

 

Aslında işin kısaca özeti şu galiba;

 

1 –Sizden başkalarının da olduğu bir dünyaya entegre olmadan, siz, siz olmaya devam edip siz gibi yaşarken ısrarla yaptığınız hatalarınız nedeniyle rezil olduğunuz durumların bir gün üzerinize çökmüş gerçek birer kabus olduğunu anlayacaksınız.

 

2 - Ülkede yaşanan trajikomik vakalar elbette komşu Ülkede duyulmakta ve haber yapılmaktadır. Haberin kısa zamanda geniş kitlelere duyurulması sonucunda Anadolu'nun uzak bir noktasında yapılan bir icraatı anında New York, Moskova veya Tokyo'da duyabilirsiniz. Kimselerin duymaması için haberi saklayamaz mıyız acaba?

 

3 - Son Kurban Bayramında gerçekleştirilen kurban eylemleri şunu göstermiştir ki, Türkiye sahnesinde sergilenen doğaçlama oyunları halen dünya sahnelerinde kapalı gişe oynamaya aday eserlerdir. Testere veya Hostel isimli korku filmlerine inat koç veya boğalar ile anlaşarak daha kanlı sahneler çekemez miyiz acaba?

 

4 - Küçük çocukların, hatta aslında yetişkinlerin dahi izlemesinde sakınca olan canlı hayvanı uluorta kesme yöntemini artık kanıksamış mı olduk acaba?

 

5 - Geçtiğimiz kurban bayramında iş başında olan yüzlerce acemi kasaplar koçların

Ahını alıp kendi kendilerini kesmişler, bu durumu nasıl açıklasak acaba?

 

6 - Her Kurban Bayramı döneminde kan gölüne dönen ülkemizde koçlar ve boğaların uluorta kesimlerini önlemek için onlar ile gizli bir anlaşma mı yapsak acaba?

 

7 - Bir süredir Televizyon kanallarında uygulanan film öncesi logo uyarısından esinlenerek Türkiye'nin durumuna uygun yeniden nasıl bir logo yaratabiliriz?

Bize yeni logo olarak elinde kanlı bir bıçak, pos bıyıklı iri kıyım bir adam mı yakışır acaba?

 

Duruma bakılırsa acabalar daha uzayıp gideceğe benziyor. Biz seviyoruz, buradayız ve bir yere gitmiyoruz diyenler, bu listeye birçok ilaveler yapabilir.

 

Evet, I love Türkiye. Ülkemiz hızla imaj ve kabuk değiştiriyor, arkanıza yaslanın, kendinizi kasmayın ve rahat olun, hayırlı olacak inşallah.

 

Yayın Tarihi
18.12.2008
Bu makale 11576 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!