YARINA YOLCULUK

Hayatı Anlamak

“Hayatı Anlamak” adını verdiğim bu yazıda içinde akıp gittiğimiz hayata ayna tutmak istiyorum. Bu yazının ikincisi “Hayatı Anlamlandırmak” olacak. Bilmediğimiz bir lezzeti, heyecanı, duyguyu, olayı, dokunuşu nasıl anlamıyorsak, hayatımızda bilmediklerimizin olduğu her şeyi ister biz yapalım ister bize yapılsın anlayamayacağız demektir.

 

Klavyeyi yaşadığımız veya yaşattığımız hayata benzeterek yazdığım “Klavye ve Hayat” isimli makalem yazarken beni de heyecanlandırmıştı ve oldukça da ilgi gördü. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkür ediyorum.

 

Hayat tüm canlılar için düzenli tekrarlardan ibaret. Düşüncelerimiz, alışkanlıklarımız, yaptıklarımız, konuştuklarımız çok fazla ya da hiç değişmiyor. Dünkü gibi yaşar, dünkü düşündüklerimizi düşünür, dünkü biz olursak dün ile bugün arasında elbette fark olmaz. Bilim adamlarına göre; bir erişkin günde ortalama 80.000 farklı şey düşünürmüş. Ertesi gün bu düşüncelerin 75.000 ini tekrar düşünürmüş. Yani dün ile bugün aynı olurmuş. Dün ile bugününüz farklı olsun demeyeceğim. Fark istiyorsanız düşünce yapınızı değiştirin diyeceğim. Düşüne yapınızı değiştirirseniz, düşünceleriniz doğal olarak değişecektir. Düşünceleriniz değişince paradigmanız değişeceği için hayatınız kendiliğinden değişecektir.

 

Yaşadıklarımız da, düşündüklerimiz de, yediklerimiz de, gezip gördüğümüz yerler de hep aynı. Hepimiz adına “kişisel hayat” dediğimiz bir döngü yaratıyoruz. Kimimizin döngüsü daha geniş, kimimizin daha dar ama hep bir daire içinde salınan sarkaç gibiyiz. İnsanlar, mekanlar, olaylar, yemekler, kahkahalar, üzüntüler neredeyse hep aynı, hep aynı rutinlikte. Pazartesiden cumartesine devam eden haftada 6.45 de kalk, sabah spor yap, her zamanki malzemelerle(ben neredeyse 35 senedir aynı malzemelerle kahvaltı yaparım)  kahvaltı yap, aynı arabayla, aynı yoldan işe git, 12.30 da öğlen yemeği ye, olaylar ve insanlar aynı konuşmalar aynı, akşam eve gel, haftanın aynı günü pazar alışverişi yap, hatta abartmazsam eğer aynı insanlardan aynı ürünleri al, kurulu bir saat gibi belirlenmiş günlerde seviş, her çarşamba akşamı “Ferhundeye” kızıp, her cuma “Çok Güzel Hareketler Bunları” izle. Aynen bilgisayarın klavyesindeki aynı tuşlara basarak yaşadığımız gibi.  Abartıyorum belki ama evin balkonuna çıktığımızda karşı evlerde hep aynı insanları aynı yüzlerle görürüz. Mahalledeki insanlara bakın aynı saatlerde gider gelirler. Neredeyse bebekler bile aynı saatlerde uyanırlar.

 

Aynı yollardan gidiyoruz gittiğimiz yerlere. En son ne zaman değiştirdik yolumuzu? En son en çok sevdiğimiz yemeği farklı bir kombinasyonda ne zaman yedik ya da neden yemeyiz? Hayatımıza en son ne zaman bahsettiğim sevgili boyutunda değil sadece insan olduğu için değerli kıldığımız yeni bir insan aldık minnacık bir sohbet için? Herkes kendi cevabını kendi üretsin.

 

Hayatı anlamak demek, hayatı nasıl yaşadığımızı ve neden öyle yaşadığımızı bilmek demek. Neden-sonuç ilişkisi içinde sürüp giden bu evrende cesurca hayatımıza ve hayatımızda olup biten her şeye sahip çıkmak gerek.  Cesur olmak gerek. Cesaret gerek hayata sahip çıkmak için. Cesurlar hayatta kalanlar ve hayatı sürdürenlerdir. Cesursanız sevebilir ve/veya sevdiğinizi söyleyebilirsiniz. Cesursanız özleyebilirsiniz, cesursanız ayrılabilirsiniz, cesursanız verebilirsiniz, cesursanız deneyebilirsiniz, cesursanız kabuğunuzu kırabilirsiniz, cesursanız kaderinizi değiştirebilirsiniz, cesursanız rest çekebilirsiniz. İşin özü cesursanız yaşamı daha zevkli hale getirebilir ve özgürleşebilirsiniz.

 

Bugün bizim başımıza gelmese de en yakınımızdaki bir insanın çığlığına kulak vermek, sevincine ortak olmak gerek. Yoksa “duyarsızlaşırız” yada “kapitalist” düşünür “beni ilgilendirmez” modunda yaşarız yada Darvinci olup “Evrenin akışına müdahale etme, sadece güçlüler ayakta kalır” deriz işte o zaman hayatın ve dünyanın vahameti başlar.

 

Hayatı anlamlı hale getirmenin birçok yolu var bu yollardan birini tarif etmek için Nietzsche’den iki satır şiir aktarmak istiyorum.
 

Gidene kal demeyeceksin.
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır,
Kimseye hak etmediğinden fazla değer verme, yoksa değersiz olan hep sen olursun.

Düşün...
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter,
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini,
Ya çare sizsiniz yada çaresizsiniz.

 

Eğer baba veya anne iseniz size iki çift sorum olacak. “En son ne zaman çocuklarınızın saçlarını okşayarak ne zaman uyandırdınız?” ikinci sorum; “hiçbir cinsel arzu duymadan eşinizi ne zaman öptünüz, ona en son ne zaman sarıldınız ve saçlarını okşadınız?”

 

Anlamlı ve doyumlu bir hayatı yaşamamız ve yaşatmamız dileğiyle…

Yayın Tarihi
27.07.2009
Bu makale 17262 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
yaşayın hocam yha çok güsel yazmışsınız :)

begüm balakan 01.07.2010

Çok teşekkür ederiz hocam dilinize sağlık nerdeyse gözümü kırpmadan okuyacam...

hamide sağlam 06.12.2009

faik'cim gerçekten beni yazdığın güzel yazınla düşündürmekle birlikte sorduğun iki sorunla bir kez daha kendim oldurttun, iki sorunun cevabınıda bir an bile düşünmeden çok net şekilde cevapladım Çünkü ben bunu hemen hemen her gün yapıyorum zaten ve yazıyı okuduktan sonra bir kez daha hayatla ne kadar barışık olduğumu ve her şeye rağmen insanları, yaşamayı ve her şeyi ne kadar sevdiğimi ve hayatın benden götürdüklerinin karşısında getirdiklerinin çok fazla olduğunu hatırlattığın için teşekkürler arkadaşım.

sezen usta 25.08.2009

Çok guzel kurgulamışsın Sevgili Faik. Hayatımızı sorgulayan ve daha kaliteli ve anlamlı bir yaşam için bizleri aydınlattığın için bin teşekkür. Ellerine, yüregine, dimagına sağlık. Sevgiler

osman güzel 11.08.2009

çok qüZel yazmışsınız hocam çok teşekkür ederimm.

hamide sağlam 31.07.2009

Günaydın Sevgili Faik, ellerine sağlık.

Mukadder Kavas 31.07.2009

Hayatı anlamak...Anlamlandırmak...İnsan kendini anlamaya başladıkça, hayatı da o oranda anlayacak ve anlamlandıracaktır. Bilinç düzeyi yükseldikçe, insan olmaya da o oranda yaklaşacaktır. Makalenizin bu boyutlu cümlelerinde kendimi görür gibi oldum ve elbette sevindim. Demek ki; insan olmaya başlamışım dedim. TEŞEKKÜRLER...

Hülya Erman 30.07.2009

HOCAM ELİNİZE SAĞLIK YAZINIZ ÇOK HOŞ GÜNÜMÜZÜ ÇOK İYİ ÖZETLEDİĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORUM. TIPKI CHARLIE CHAPLIN MODERN ZAMANLARDAKI GIBI BI HAYAT YASADIGIMIZI FARKKETTIM

ŞÜKÜR DURSUN 30.07.2009

yazınıza ikinci yorumu yazıyorum. ama önce Ali Ulvi Borak'ın Hayatı Anlamak isimli yazısını paylaşmak isterim Hayatı anlamak (Ali Ulvi BORAK) hata yapmamaya, dosdoğru yaşamaya çalışmaya ne zaman başlar insan çok hata yaptığında mı, çok kırıldığında mı, çok sevdiğinde mi yoksa büyümeye başladığındamı çocukluktan çıkıp erişkin olmanın ağırlığı olsa gerek bu yıllar hayatımdan yılları kovaladıkça akşamları kurduğum mahkemelerimin sayısıda konularıda artıyor çok iddalı savunmalar veriyorum bazen bazen suçumu hemen kabulleniyorum arşiv dosyalarla dolu kiminden beraat etmişim kiminden hüküm giymiş en zorlarından biri insanın kendini yargılaması hep bir torpil yapılası durum var ortada her iddaname en ağır şekilde hazırlanıyor insanın kendine yalan söylemesi çok zor çünkü yeni bir yıl yaklaşıyor takvimimde benimse beklediğim yeni yıldan bazı davalarımın zaman aşımına uğraması ve yeni yıla devretmemesi herşeyin insan ne zaman sıkılmaya başlar hayatta çocukluğu bitince mi saatlerce üç tane gazoz kapağı kazanmak için oyunlar oynamadığı zaman mı mesela yoksa ilk sevdaya düşüşünde mi onun için şiirler yazıp, şarkılar söylediğinde mi insan ne zaman acı çekmeye başlar hayatta sevgilisi terk ettiğindemi yoksa sevdiklerinden birileri artık yanlarında olamayıncamı ya da bisikletten ilk defa düşüpte arkadaşları dalga geçtiğindemi insan ne zaman anlar sorunların aslında bir dağ olmadığını sadece o engelleri oraya kendisinin koyduğunu o uçurumdan ilk defa düştüğündemi yoksa büyümeye başladığı günmü ilk aşk acısını yüreğine gömüp bir başkasını sevdiğindemi bisikleti bırakıp araba kullanmaya başladığındamı yada ölüm döşeğinde canı ile uğraştığında hayatı bir film olmuş gözlerinden akarken kazandığı üç gazoz kapağının anlamının sevgilisine verdiği ilk öpücüğe eşdeğer ilk sevda yarasının aslında o kadar da derin olmadığını görmediğinde mi insan insan olduğunu ne zaman anlar sadece öldüğünde mi ??? Birşeyleri sorguladığım bir zamanda yazdığınız bir yazı olduğu için belki de son yazınız kafamı çok kurcaladı... Hayatı anlamak... Herşeyi bildiğimizi sandığımız gibi hayatıda bildiğimizi sanıyoruz ama... (Ki hiç öyle bir iddiam yok) Belki de yaşayarak, zorluklarla karşılaştıkça, mutlu oldukça, sevdikçe, sevildikçe, heyecanlandıkça...hayatı anlıyoruz... Peki insan, insan olduğunu ne zaman anlar? şiirin sonunda dediği gibi öldüğünde mi; ölüme bir adım kala mı? Ya da kendimize saygı duyuyor muyuz? Kendimize saygı duyduğumuzu mu sanıyoruz?

Feyza Baycan 30.07.2009

Bu kadar anlamlı cümleleri yazmak için, güzel bakan ve özellikle gören olmalı. Ama aynı zamanda hayatı sorgulayan ve mücadele eden olmalı. Ufkumuzu açtığın için ve asıl sevginin ne demek olduğunu hatırlattığın için teşekkür ederim!!

Seher Sayan 30.07.2009

Can dostum, yazılarını okuyorum... Hayata dair yaşamaya dair, yapmak istedıklerını yapamayanlara, kendını ıfade edemeyenlere ışık oluyorsun .. toplumda o kadar boşluk varki, iyiki biz dağcıyız... hoşçakal. görüşmek üzere...

İsmet Öztürk 30.07.2009

"Tercihimiz, hayati yasamaktan mi yoksa hic bir sey yapmadan hic bir sey uretmeden hayati izlemekten yana mi olmali?öncelikle bu sorunun yanitini bulmamiz gerekiyor. "Dünü yasamaniz mümkün degil... fotograf makinanizin deklansörüne basarak bir görüntüyü ölümsüzlestirebiliriz ama asla o "an"a yeniden dönmemiz mümkün degil... iste hayatimiz. Insan, ölümlü bir varliktir ve yasam, bir soluk alip verme kadar kisa ve nankördür... bir daha dünyaya gelemeyecegimize göre bize düsen, hayata dair bir takim ayrintilarin farkindaligini yasamak ve yasatmaktir. Bizler ne yazik ki yasamin ne kadar degerli oldugunu cogu kez hayatta karsilastigimiz büyük acilar esnasinda fark edebiliyoruz ya da ölümcül bir hastaliga yakalandigimizda.. an geldiginde, bu tür seylerin kiymetini daha fazla anlayabiliyoruz oysa bu günlere tanik olmadan keske lerle hayatimizi doldurmadan ve pismanliklar yasamadan yasamin tek duzeliginden siyrilmak adina elimizden gelen her turlu imkani degerlendirmeye calismaliyiz. Kücücük de olsa yüregimizde beliren isik cakimlarinin ardindan kosarak.. hayatin bizi mutlu edecegine inandigimiz karelerine göz kirparak... Yüreginize saglik sevgili Faik Ardahan..

Alev 29.07.2009

  • merhaba değerli hocam. hayatı anlamak isimli yazınızı çok beğendim. insan sizin yazılarınızı okuyunca kendine ben napıyorum ya diye soruyor. aynaya bakınca daha önce hiç kendini görmemiş gibi.hayat üzerine yaptığınız bu tesbitler çok farklı. insan düşünmediklerini düşünüyo. sizi tebrik ederim. sevgilerimle.

Kamuran Çağlar 29.07.2009

hocam okurken ağladım, ağlarken anladım.. Bilmezsiniz mezun olduktan sonra ben hayata dair neler yaşadım. Şimdi ise anladıklarımı uygulayamamanın verdiği acı pişmanlık, hüzün, kısacası herşey belkide profesyonel yardım almam gerektirdi. Size ulaşmak ve o kelimelerinizin yumuşaklığı ile hayata yeniden tutunmak istiyorum. Lütfen bana yardım edin...: (akdeniz üni.sosyal bilimler myo işletme 2007

özlem kayabaş 29.07.2009

Hocam senin kadar hayatımızı yaşanmışlığımızdaki gerçekleri dökebilseydik çok farklı olurdu herşey... bazılarımızın yüreğine bazılarımızın acısına bazılarımızın sessizliğine öyle bir dokunmuşsunki !!! kalemine yüreğine sağlık her zamanki gibi harikasın.

T.KUZU 29.07.2009

Hayatı ne kadar evirip çevirsekte yaşayacaklarımız hep aynıdır.Saçımızı değiştiririz ,boyarız ama yine aynadaki bizizdir.Sofrayı değişik hazırlarız mumlu hoş ve özenle .Ama yediğimiz yine kuru fasulyedir.Yani ne yaparsak yapalım bazı şeyleri değiştiremeyiz.Sadece ufak değişiklerle farklı anlam ve önem kazandırırız.Oda o anlıktır.İnsanların yaşayacağı hayatlar bellidir.Mucizeler olmazsa.Zenginin çocuğu zengin olarak yaşar ,memurun ki memur çocuğu ,fakirinki yine aynı. Nietzscheninde dediği gibi ; Kim üzebilir seni senden başka Sen güçlüysen hayata bağlıysan Kim doldurabilir içindeki boşluğu Eğer bitmişsen ,tükenmişsen.. Bir noktadan sonra çarelerde bitmişse ,yalnızsan Kimse seni anlamıyor ,ya da anlamak istemiyorsa. Sırtını yada omuzunu dayayabileceğin güçlü bir dostun yoksa ! Doğru olduğunu sandığın kişi gelir ,doldurabilir o boşluğu Ama öyle değildir işte. Zaten mutsuzsan,hayatını sürdürmek zorunda olduğun bir yerde Her anlamda olmasada Bir yanın umutsuz ve mutsuzsa farketmez o an için Kim olursa olsun. Doğru kim yıkar kim yıpratır seni? Sen izin vermezsin ama değiştiremeyeceğin şartlar Gücünün yetmediği mecburiyetler varsa Ne kadar direnirsen diren yıpranır ve yıkılırsın. Evet kendimi seviyorum,en önemlisi saygı duyuyorum. Ama benim dışımda birşeyler gelişiyorsa ve ben bunlara hükmediyorsam, Anlatıp anlaşılmıyorsam, ya da yanlış anlaşılıyorsam Kendime güvenimi kaybetmezmiyim? Evet her şey bende başlıyo Eğrilerle ,doğrularla ,hatalarla Ama bende bitmiyo Diyorum ya tetikleyen o kadar çok dış etken var ki O lanet olası mecburiyetler varki Sonunda hırçınlıklar ve nefretler ve kin Ve bunlara engel olamıyorsan ,kulak tıkayamıyorsan Evet yürekliyim Babam bana 25 yıllık hizmetinin sonunda kızım doğru ve dürüst ol demişti Çalış aldığın maaşı hak et ve helal kazan ve harca Fakat bütün kapılar kapanıyorsa Herkes birşeyler diyorsa Ve kim doğru kim yanlış ayıramıyorsan Yanlışlıkla içeri giren bir arı misali ordan oraya cama çarpıp duruyorsan Tükenirim ,düşerim ,elimden tutan destek olan biri olmazsa Doğruları bulamazsan yaşama sevincide olamaz Çünkü yaratılış itibarıyla tok sözlü ve doğrunun peşinden koşturursan Evet anlıyorum ki çare ben değilim ÇARESİZİM

a. bulut 28.07.2009

Son iki yazınızın üstünde de çok düşündüm... fazla bir yorum yapamadım. her satırı çok doğru haklısınız. ama çok düşünmeme neden oldunuz.. Aynı tuşlara basmak gibi aynı rutin hayatlar... farklı mutluluklara, farklı adımlara (kendi adıma) belki cesaret edememek... belki yaşanan acıları yeniden yaşamaktan korkmak... Nietzsche'nin şiiri bana; Rudyard Kipling'in "Eğer" ini anımsattı... "Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir Ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen; Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan Veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen, Ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan, Bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen; Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan, Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen, Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır Ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen; Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından Ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen, Ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür Ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen; Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir Ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen; Ve kaybedip yeniden başlayabilir Ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen; Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile İşine yaramaya zorlayabilirsen Ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden Başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen; Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, Ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen; Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse; Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen; Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, Altmış saniyede koşarak doldurabilirsen; Yeryüzü ve üstündekiler senindir Ve dahası Sen bir İNSAN olursun oğlum..." Benim çok düşünmeme neden oldunuz...teşekkür ederiz kaleminize sağlık ...

feyza baycan 28.07.2009

İp arkadaşım can kardeşim! Evet biz böyleyiz... ama?

Nurtay YATMAN 28.07.2009

WAAAAAAAAAW, diye önce ilk hissettigimi bi vurgulayim. DEGISIM VE CESUR OLMAK KENDINI GERCEKLESTIREBILMENIN ADIMLARI; SEN GÜNLÜK RUTINDEN UZAKLASMANIN GEREGI OLARAK DEGISIMI ÖNERIRSIN NITSCHE´DEN VERDIGIN MISRALARDA SÜPER ONU ANLAMAK ISTIYORUM KIM BILIR ICINDE HANGI FIRTINALAR ESIYORDU KI BUNLADI DILE GETIRMIS. BIRAZ INSANIN IC DÜNYASINDAKI FIRTINALARDAN, KENDINE BILE ANLATMAKTA ZORLANDIGI DUYGULARDAN BAHSETSEK; KIN-NEFRET-HIRS-MELENKOLIK ASK-SEVGI. BEN HENÜZ SEVGIYI VE ASKI TAM ANLAYAMADIM; KENDINI SEVMEK-ARKADASINI SEVMEK - BIR HAYAT ARKADASINI SEVMEK - COCUGUNU SEVMEK - ANAYI SEVMEK VS. DIS DÜNYA´DA OLAK DEGISIKLIKLER ACEBA BU IC DÜNYA´YA DA YANSIR MI? RUTINI DEGISTIRMEK; ESKIYI AT YENIYI AL: ACEBA PARA SEVGISI; HIRSI OLAN BIR ADAM BU DUYGUSUNUN RUTINLIGINDEN NASIL DEGISIR KI? TAKDIR EDILME DUYGUSUNDAN ACEBA NASIL KURTULUNUR? ÜNVAN - KOLTUK SEVGISI RUTINLIGINE TOPLUMCA BÜYÜK ORANDA DEGER VERILIYORSA; NASIL BASKA DÜSÜNENLER ORADA YASARLAR BIRDE BIRAYSEL DAVRANISLARIN TEMELINDE YATAN BU TÜR DUYGULAR NASIL ADAM EDILIR SORUSUNA CEVAP ARASAK; DOGRU KAYNAK BULSAK VE BU DOGRULTUDA RUTINLERI DEGISTIRABILSEK; DAHA GÜZEL OLMAZ MI? SELAMLAR DÜSÜNEN ADAM

kadir ardahan 28.07.2009

Bazen hayattaki şeyler ne kadar anlamsız, değersiz ve boşmuş gibi gelse de bir gün sonra çok farklı olabiliyor.. HAYAT zevkle yaşamaya değer... Bunu bir kez daha hatırlatan Hocam'a teşekkürler...

Tuğba ŞAHİN 28.07.2009

sayın hocam size çok teşekkür ediyorum gerçekten hayatı çok güzel harmanlayıp izah etmişsiniz insan bütün duyğuları kendi yaşamışcasına bir hisse kapılıyor başarılarıyın devamını dilerim

kasım akıllı 28.07.2009

hocam elinize sağlık.. konuya yakın bir karalama yapmak gerekirse.. çıkarsana hayatından parayı gitmesene bugün işe bakmasana artık bilgisayara kaçsana artık şehirden takmasana zavallı toplumu ya da çıkarsana bunların hepsi boşver..

mesut mert 28.07.2009

Canlıların içinde en gelişmiş farklılıklara ayrıcalıklara sahip bizler olmamıza karşın bize verilen bu farklılıkları ve ayrıcalıkları sıradan ve tek düzen bir hayat yaşayarak en güzel biçimde de körelten yine bizleriz monoton bir hayattan uzaklaşmanız ve düşünce yapınızı değiştirmeniz dileğiyle yüreğinize sağlık hocam!..

HÜLYA KARABACAK 28.07.2009

Faik Bey merhaba, Antalya bugün deki 'Hayatı anlamak' yazınızı okudum. Umarım herkes bizler gibi hayatı anlayarak yaşar. Teşekkür ederim Sevgiyle kalın (kıvırcık saçlı motorlu kız :))

Bilge Şahin 28.07.2009

hocam yazınızı okudum. teşekkür ederim. iki türlü hayat var. biri içte biri dışta. ikisini birbirine çok ustaca harmanlayıp, ortaya üçüncü bi hayat çıkarıyoruz aslında...

Işıl AYVARDI 28.07.2009

Sevgili Faik, üniversitede de buna benzer felsefi ve sorgulayıcı yazılar yazar, onları okumamızı ve sonra yazdıklarına eleştiri isterdi. Hep şöyle düşünürdüm; benim iç hesaplaşmamı ve içimden geçirip fısıldayamadıklarımı O yüksek sesle haykırmış, bir cesaret timsali olmuş. O şimdi artık hepimizin "Faik Hoca"sı. Daha güzel şeyler yazacağından asla şüphemiz yok. Kalbine ve kalemine sağlık kardeşim, tebrik ediyorum.

mikail develioğlu 28.07.2009

Sevgili ağabeyim düşünce sistemin ve kapasiten ile hayatı gerçekten anlamak ve bundan daha güzeli de bunu anlatabilmek yolunda farklı olduğunu görmek sana olan sevgimi daha da artırıyor. Güzel insanlar güzel düşünür güzel konuşur güzel yazarlar ve insanlara güzel olmak yolunda katkıda bulunurlar. seni ve yazını daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Anladığım bir şey var oda makaleni okuduktan sonra düşünce sistemimi ve hayatımı daha anlamlı hale getirmem gerektiği. Teşekür ederim.

Mehmet Üçok 28.07.2009

'Klavye ve Hayat' yazınızla birleşince bu ve bir sonraki yazınızla bir 'Farkındalık Çimdiği Üçlemesi' geliyormuş hissine kapıldım Faik Hocam :) Umulur ki bu seriyle karşılaşmış bir insan dahi olsa aynaya ilk bakışında 'ben ne yapıyorum ve daha da önemlisi ne yapmak istiyorum' desin kendi kendine yaşı ne olursa olsun, 'hayat! kısmet! napalım geçti! ' diye şikayet etmeksizin.. Sevgiyle ve Muhabbetle

Alp Baydar 27.07.2009

çok tşk ederiz hocam o kadar güzel yazmışsınız ki gerçekden kendimi zor tuttum çok duygulandım allah razı olsun sizden saygılar

ümran gürel 27.07.2009

HAYAT ... ancak bu kadar güzel olarak ifade edilir... cok gÜzel anlatmışsınız hocam... yureğinize sağlık...

BAHAR AKIŞ 27.07.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!