"Hava Kalite Standardı"

 Antalya halkının sağlıklı yaşam şartları kısıtlanıyor. Kış döneminde varoşlarda kömür sobalarının çoğunlukta olması, kömür yakma bilincinin verilememesi, bu sobalarda ucuz maliyetli yakacak ve araç lastiklerinin kullanılması, şu günlerden itibaren başlayan hava kirliliğine yol açıyor, dolayısıyla Antalya’nın sağlıklı yaşam geleceğine ipotek konuyor, açıkça ortada.

Mevsim normallerinden sıcak geçen aralık ayında bile hal böyleyken, harıl harıl sobaların ateşlendiği durumda oluşacak hava kirliğini aklıma bile getirmek istemiyorum. Çünkü şimdiden dumandan göz gözü görmüyor akşamları, sanırım bu görmezlik içinde yetkililer başı çekiyor!

Sorumlu yöneticiler, kentin hava kirliliğine seyirci kalıyor

Cadde sokak onarımından, bahçe park açmaktan, etkinlik hazırlamaktan, refüj süslemekten, azcık vakit ayırın da bizahmet şu hava kirliliğine çözüm bulun tezden. Son on yıldır kentin hava kirliliğine seyirci kalan sorumlu yerel yöneticiler, önlem alamama çaresizliği içerisinde gelecekle ilgili çözüm projesi üretememektedir.

 Çözümün başlangıcı ise kentin alt yapı çalışmalarının tamamlanması, doğalgaz şebeke hatlarının özellikle Kepez bölgesinde biran gelmesiyle mümkündür ama halen doğalgaz Kepez Belediyesi civarına kadar bile gelmemiştir.

Kentsel dönüşüm projesinin en önemli ayaklarından birine dâhil olması gereken “kentin ısınma, temiz hava, temiz doğa” olmazsa olmazları bu projeye kesinlikle eklenmeleridir.

Öleceksek de rahat soluyarak ecelimizle ölelim

Dumansız hayat sadece sigara demek değildir. Astımlı hastaların sokağı bir yana bırakın, balkona dahi çıkması olanaksız.  Zorunlu çıkmalardaysa ağız burun kapalı, terörist benzeri bağlamalarla korunuyorlar. Oysa kentin geleceği ancak, yaşamların sağlıklı korunması ile gerçekleşir.

Aslında hava kirletme vergisi hayata geçsin. Kim kirletiyorsa cezasını ödesin. Çöp vergisi alıyorlar ya,  onu da alsınlar da öleceksek de rahat soluyarak ecelimizle ölelim.

852’de İngiltere’de kömür kullanılmaya başlanıyor, 1272’de,1.Edward kömürü yasaklıyor, 1578 de Kraliçe Elizabeth, parlamentoya duman şikâyeti vererek önemli bir adım atıyor. Bu denli girişimlere karşın yine de İngiltere’de 1875’de toplu sığır ölümleri görülüyor ve hava kirliliği nedeniyle 1952’de Londra’da duman hastalığı sonucu 3000 kişilik toplu ölümler meydana geliyor.  Hani yalnızca iki ayaklı sığırları etkilese her yeri duman yapalım, hatta kurtlar da inse, bunları bir güzel parçalasa, ne güzel olurdu ama burada söz konusu: İNSAN.

Bu bağlamda 1970’de Almanya, İngiltere, ABD, “Temiz Hava Kanunu” ile “Hava Kalite Standardı” getirerek sorunu çözmüşlerdir. Çağdaş ülkelerle yarışmak, boy ölçüşmek, onların yaşam standartlarını ülkemize, kentimize uyarlamakla olur.

 

Yayın Tarihi
16.12.2015
Bu makale 2297 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
ASLINDA: Kentsel Hava Kirliliği Türkiye'nin #1.SORUNUDUR! Ama hem gündemde bile olmaması, hem de Nefes Alınan HAVANIN Dahi Yönetilememesi GERÇEKLERİ karşısında (Sorumluların da ötesinde) Hakim olan Genel DUYARSIZLIK- Asıl suçludur! Afife Hn.!

Zafer Cengiz 21.12.2015

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!