Girdabın içine düşenler

Yeryüzünde hiçbir meslek otelcilik hizmetleri kadar hassas dengeler içeren bir yapıya sahip değildir. Adeta karmaşık ve çok sesli bir müzik topluluğu gibidir. Başarı yakalamak için çok ama aynı zamanda bilinçli çalışmak gerekir. Öncelikle eseri aslına en uygun şekilde icra etmek için verilen mücadele, bol alkış ve sonrasında daha büyük başarı hedefidir kısaca. Bestecinin bütün halindeki bir müziği orkestradaki enstrümanlara nasıl dağıttığı, enstrümanları nasıl kombinasyonlarla kullandığına dair orkestrasyondur.  

 

İcra edilen esere aktif olarak eşlik eden enstrümanlar ve bu seslere hayat veren orkestra üyeleri ise adeta birer müzik eleştirmeni kimliğindeki seyirci topluluğu karşısında sınavı geçmek için soğuk terler dökmektedir. Adeta çok bilinen bir gerçeğin yansıması ve çalınan her notaya müdahale edilmesi gerektiği gibi algılanır otelcilik hizmetleri. Otel giriş kapısından başlayan Reception ile devam eden ritüel, hizmetin en derin noktalarına kadar devam eder. Notaların gizemli labirentlerinde dolaşan nağmeler, başlangıç ve bitiş arasında çalgıların birbirleri ile uyumu ve ardından gelen finaldeki heyecanın son noktası.


Orkestrasyon(yönetim) bir araçtır. Yani ortaya çıkarmak istenilen müziğin(hizmet) kendi kafasındaki halinden dinleyici(misafir) tarafından duyulabilir haline en gerçek ve etkileyici şekilde getirmek için bir araç. Ancak en iyi orkestrasyon ‘’fark edilmeyen orkestrasyondur". Yani kısaca işlerin her daim düzgün olarak gerçekleştiği bir durumdur. Orkestrasyonun görevi " ne güzel orkestrasyon" dedirtmek değil, orkestrasyon sayesinde karakterini bulmuş müziğin(hizmet) güzelliğine katkıda bulunmak, ona dikkat çekmektir. İcra edilen müziğin yansımasını algılamakta zorluk çekmiş, enstrümanların(personel) eserin içindeki muhtelif geçişleri arasındaki bireysel performansını yeterli bulmayan dinleyicinin(misafir) müdahalesi işte bu aşamada aktif olarak başlar. Müzik(hizmet) içerisinde icra edilen notaların arasında sıkışıp kalmış, beğeni beklentisini karşılamayan bir geçiş karşısında dinleyici, oklarını kuşanmış ve hedefe doğru saplamak üzere harekete geçer.

 

Buna göre;

1)Kritize eder; nedenleri olmadıkça hiçbir mazeret kabul etmez. Cevabını bu metot dâhilinde bulmaya çalışır.

2)Eleştirir; yani eserin(hizmet) içeriğini değerlendirir.

3)Yorumlar; kendi kişilik karakterini oluşturan olayların kazandırdığı dünya görüşü ile oluşan tarafsız ve bilimsel değer taşımayan kişisel bakış açısı ile ifade eder.

4)Tenkit; eserdeki(hizmet) doğru ve yanlışları dile getirerek göstermek amacıyla ifade eder. Doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. 

 

Öyleyse, hizmeti yöneteni ve yerine getirenleri ile bu hizmetten faydalanan insanları nasıl bir durum karşı karşıya getirir? Hizmetin tamamında meydana gelen olumsuzluklar mı yoksa içeriğin çeşitli kademelerinde meydana gelen münferit yetersizlikler midir? Aynı mekân ve zaman diliminde aynı hizmeti alan insanlar

Hizmete dair görüşler aktarılırken niçin farklı beğeni türlerinden bahsederler?

Genel memnuniyete bağlı kalmaksızın münferit hoşnutsuzluktan dolayı yerine alternatif aramanın salt maddiyat bağlantılı mıdır? Bazılarımıza göre bir eserden ziyade gündelik yaşamımızı renklendiren bir müzik parçasında mıdır aranan kusurlar; müziğin çeşidi, yorumcunun sesi, parçanın kayıt kalitesi, müzisyenlerin performansı…

Oysa günümüzde Ülkemiz Turizm sektöründe hizmet veren turistik tesislerdeki hizmet içerik ve anlayışı hem işveren, hem yönetim, hem çalışanlar hem de tatillerini geçiren misafir nezdinde sorgulanmaktır. Bu noktaya gelince kadar geçen süre ise, olayların bu kadar vahim bir duruma geleceğini görmeyen hepimize ait olup, sektör adına adeta kayıp edilmiş yıllar niteliğindedir. Tesislerimizin pazarlanmasında tek faktör olan Herşey dâhil usulü (sistem demiyorum çünkü böyle bir sistemden bahsetmek yanlış olur) klasik ve modern otelcilik sisteminin çok farklı bir noktasında nefes alıp vermektedir. Her geçen yıl büyüyen, kitleleri çarkları arasına alıp öğüten korkunç bir girdaptır.

 

Ülkemizin gelecekteki prestiji, turizme yatırım yapan Şirketler, bu sektöre yıllarını vermiş yöneticiler ve çalışanlar, turistik bölgelerdeki ticari kuruluşlar, kısaca herkes ve her kesim bu girdabın içine düşmüş durumdadır. İçine düşüp buradan kurtulmaya çalışmadan, memnun, yine de sadece dev halkaların arasında kulaç atarken hayıflanmak ‘’ne yardan vazgeçerim ne serden’’ mantığının ötesine geçemez.

 

Bu durumda tatillerini bu usul ile geçirip daha sonra otel yetkililerine, acentelerine ve çeşitli web sitelerinde sözüm ona ‘’laf salatası’’ üreten ve mağdur rolünü oynayan insanlar gerçekten haklılar mı yoksa neyi amaçlıyorlar? Kritik, eleştiri, yorum ve tenkitlerin ne kadarı doğru veya yanlış? Orkestrasyon baştan bozuk, eser yanlış seçilmiş, orkestra elemanları çaldıkları enstrümanlara hayat veremiyorlar. Eserin yanlışlığı değme müzisyenleri irite ediyor,

Dinleyiciler ise nağmeler arasında sıkışıp kalmış, çıkış yolunu bulamıyorlar. Bozuk bir esere ait yazılmış yüzlerce kritik, eleştiri, yorum ve tenkitlerin ise icraatı düzeltmek adına ne derece etkili olacağı ise merak konusu.

 

2011 sezonunun anlaşmalarının yapılmaya devam edildiği şu günlerde siz, siz olun artık tesisinizi saçma sapan düzende pazarlamayın. Sabahtan akşama kadar tıkınan ve kovalar dolusu içki ve içecek tüketen bu zihniyete son verin. Böylesi pazarlamaya devam edenleri uyarın ve vazgeçmeleri için ikna edin. 2011 sezonunda aynı yöntem ile pazarlamaya devam ederseniz, bugün içinde bulunduğunuz sıkıntılar aynen devam edecektir. Vermeye taahhüt ettiğiniz hizmette hiçbir değişiklik olmayacak, otelin sahibinden en alt birimdeki personele kadar hepiniz mutsuz olacaksınız. Bu sektöre hizmet veren ve geçen sene ayrılıp başka sektörlere geçen yöneticileri kaybedeceksiniz, ileride çalışacak personel dahi bulamayacaksınız.

 

İşin özü şurada; Hizmet içerikli eserinizi yeniden yaratın ve gerçek otelciliğe geri dönün. Unutmayın ki, bu saçmalığa devam ettiğiniz sürece, sadece yabancıların ekmeğine yağ sürmekten bir adım öteye gidemeyeceksiniz.

 

Ve unutmayın; Ülkemizin gelecekteki prestiji, turizme yatırım yapan şirketler, bu sektöre yıllarını vermiş yöneticiler ve çalışanlar, turistik bölgelerdeki ticari kuruluşlar, kısaca herkes ve her kesim bu girdabın içinde boğuşmaya devam edecektir.

 

Yayın Tarihi
16.08.2010
Bu makale 11395 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!