Genetik Bozukluklar

           Memleket, iğrenç mi iğrenç sapık eylemlerin haberiyle çalkalanıp duruyor. Bu tür adiliklerin gündeme getirilmesinde kuşkusuz ki yarar vardır. Böylesi sapık yaratıklar insanlığın yüz karasıdır eyvallah. Ne var ki yeni bir olguymuş gibi sunulması yadırgatıyor insanı. Kuşkusuz insan nesli yaratıldığından bu yana bu tür sapıklıklar süregeliyor. Günümüzde yayın organlarının çoğalmasıyla daha çok duyulur  oldu.  Kıvandığımız tarihimizde saraylarda iç oğlanlarını, hamam oğlanlarını ben yetiştirmiyordum. Bu  bize özgü bir olaylar sinsilesi değil, Batıda da, Afrika’da  da, Asya da da, sözün özü insan oğlunun yaşadığı her kıtada kuşkusuz örnekleri var.

            En acımasız olanı da aile içindeki ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları sapık  taciz eylemleri. Bunlar hep üstü örtülerek gizlenmiştir ne yazık ki. Bizzat anneler, babanın çocuğuna yaptığı sapıklığı hissettiği, hatta  suçüstü yaptığı halde,düzenim bozulmasın diye ört bas ederek  yok saydığı olaylar ne yazık ki  gerçektir.O çocukların nasıl bir ruh haliyle büyüyüp,yaşamda ne biçimde yerlerini aldıklarını siz kurgulayın. O sapık babalardan biri, arkadaşıyla konuşurken şöyle bir savunma yapmış.“ Düşün arkadaşım Bir meyve fidanı dikiyorsun, özenle sulayıp bakıyorsun. İlk mahsulünü veriyor. Önce sen mi tadına bakarsın, başkasına mı yedirirsin?!“  Aldığı yanıt, ” Tabi ki kendin yersin“ oluyor olmasına da acaba o arkadaş kastedilen fidanın körpecik bir kız çocuğu olduğunu bilerek mi o yanıtı veriyor? Orası bilinmezlikler içinde.

            Bu yazıyı yazmakta çok zorlanıyorum. Böylesi iğrenç bir insanlık dramı için ne denilebilir ki? Keşke insanların kromozomlarını didik didik eden, tüm sapık hücreleri ayıklayarak yok eden bir aygıt geliştirilebilse. Aslolan olay olup bittikten sonra değil, yaşanmadan önleyebilmek. O sapık öğretmenin tacizine uğrayan çocuklar, yaşamlarındaki bu travmanın izinden nasıl kurtulacaklar. O adamın da geçmişini incelemek gerek. Belki kendisi de bu tür saldırılara  maruz kalarak büyümüştü. Gördüğünü uyguladı Kim bilir?  Bu büyük bir insanlık sorunu. Bu tür suçlara, iki  yüz elli değil, beş yüz  yıl ceza verseniz neye yarar. Asıl olan bu korkunç sorunu yurt sathında çözebilmek için önlemler alabilmek. Nasıl mı?  İşte zurnanın zırt dediği yer orası. Bunca bilim adamlarımız, uzmanlarımız, psikologlarımız, psikiyatrlarımız var. Yurt çapında büyük bir seferberlik başlatmaları gerekir diye düşünüyorum.

Bazı hanımların bu konu üzerinde konuşmalarına tanıklık ettim, ” bu sapıkları küflü bıçaklarla milim milim doğramak gerek“  diyorlardı.  Bence asıp, kesmek, doğramak, biçmek çözüm değil. Çok zor olduğunu biliyorum ama  eğitim verilmeli insanlarımıza diyorum. O zaman kendileri de huzura erişiler. Minicik bir çocuğa sarkıntılık, tecavüz eylemi yaptıktan sonra, insan olan insanın rahatça yatıp uyuyabileceğini düşünemiyorum.

Yüce Tanrım  herkesin  yavrularını her tür sapıklıkların şerrinden korusun. Çocuklar mutluluk çığlıkları atsın…

Yayın Tarihi
31.03.2016
Bu makale 1314 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!