BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Farklı Bakış Açısıyla Köy Enstitüleri-1

Geçtiğimiz günlerde 81. Kuruluş yılı "eğitim/eğitimci kimlikli" çevreler ve bu felsefeye gönül vermiş aydınlar, akademisyenler tarafından kutlanan Köy Enstitüleri hakkında çok şeyin yazıldığını biliyoruz. Cumhuriyetin aydınlık ve anlamlı yüzü olan bu kurumların neden ne için ve hangi şartları yok etmek için oluştuğunu konuşmak gerektiği düşüncesindeyim. İdeolojik saplantılardan arınarak olaya objektif bir bakış açısıyla yaklaşımda bulunmak gerekiyor, bunu yapmaya çalışacağız.

Cumhuriyet inkılâbının Türk halkına getirdiği en önemli yeniliklerden ikisi üzerinde durmak ve bu yeniliklerin neye ne için ve hangi bilimsel verilere dayandığını tartışmak bu yazının ana amacı olacaktır. Bunlardan ilki ümmi bir toplumu eğitmek, ikincisi yine bu ümmi ama hastalıklı toplumu sağlıklı hale getirmek...

Bunlar nasıl başarıldı ve Köy Enstitülerinin bu iki temel yenilikteki rolleri neydi, bunlar tartışılacak. Osmanlıdan cumhuriyete kalan enkaz mirasın üzerine inşa edilen çağdaş Türkiye'nin ihtiyacı olan kurumlar, çok boyutlu ve çok katılımlı düşünmeyi, ortaklaşa üretmeyi ve her düzeydeki yeni bilgiyi paylaşmayı amaçlayan kurumların oluşturulması... Bunların başında eğitimli düşünen ve üreten insan yetiştirme merkezli kurumlar olan Köy Enstitüleri...

***

Nasıl Bir Türkiye Vardı?

Osmanlı Devletinden cumhuriyete kalan mirasın ne olduğunu anlamak için aşağıda vereceğim rakamlar ve oranlar durumu net açıklamaktadır. Henüz İstiklal Savaşı devam ederken Anadolu'nun durumu içler acısıdır. Büyük çoğunluğu eğitimden ve sağlık şartlarından mahrum 12 milyon kadar nüfusun 11 milyon insanı köyde yaşıyordu. İster köyde ister şehirde yaşasın kadın "insandan sayılmıyordu" Yani kadın, insan değildi. Osmanlı nüfus sayımı yaparken kadını, kız çocuklarını saymıyordu yani insan yerine koymuyordu.

Anadolu'nun coğrafi yüzeyine serpilmiş büyük kısmına ulaşılmayan 40 bin köyün 38 bininde ne okul ne yol ne elektrik ne telefon ne de sağlık ocağı vardı.

Tarımı köylü kara sabanla, sarı öküzle, bulunmazsa ebeveynlerden biri öküze denk getirilerek öylece tarlasını sürerdi. Traktörün kendisi değil adı bilinmiyordu köylük yerinde.

Taşıma aracı merkep, katır en makbul olanlarıydı. Arazisi kısmen düzlükse ve patikadan bozma el yapımı bir yol varsa oralarda Hititlerden kalma kağnı kullanılırdı. Köylünün katık ve iş gücü aracı olan sığırları kıran sığır vebası yaklaşık 4-5 bin köyde hayvanları kırıyordu. Telef olan hayvanların derisinden çarık, murdar olmayan hayvanın etini nimet bilip yerken vebaya yakalanan insanlar da ölüyordu.

Şehirlerde yaşayanların gidebileceği ne tiyatro sahnesi ne müzik holü ne resim ne heykel atölyesi ne de spor salonları vardı.

Ören yerlerinde yapılan arkeolojik kazılardan çıkarılan eserler arasında altın-gümüş gibi eşyalar çıkarsa onlardan bir miktar padişaha verilmek şartıyla her türlü kazı yapılabiliyordu, çıkan diğer tarihi eserler padişahların fermanıyla kazıcılara "hediye" olarak veriliyor ve gemilerle, trenlerle Avrupa müzelerine taşınıyordu. Kısaca Anadolu'nun tarihi varlıkları padişahların izniyle yabancılar tarafından talan ediliyordu. Bugün Paris'teki Leur Müzesin, Berlin Müzesini, İngiltere'nin bazı büyük müzelerini gezdiğinizde sergilenen bazı tarihi eserlerin Anadolu'dan olduğunu görürsünüz.

***

Ekonomik Durum

Anadolu'nun üç tarafı denizlerle çevriliydi ancak ticaretin yapıldığı çok az sayıdaki limanlar, yeraltı kaynakları, demiryolları yabancılara aitti. Çünkü Osmanlı padişahları saraylarında keyif sürsünler diye sürekli borçlanmış borcu ödeyemeyince de milletin malı olan varlıklar yabancılara rehin verilmişti. Ticareti yine yabancılar ve gayrimüslimler yapıyordu, ticarette dolaşan sermayenin ancak %10-15’i kadarı Türklere aitti.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan yalnızca dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri… “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras” listesinde 85 milyon lira (600 ton altın) borç kalmıştı. Mazotla çalışan motorların ürettiği elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta vardı. Otomobil sayısı çoğu dolma tekerlekli olmak üzere toplam 1500 kadardı…

***

Sosyal Hayatta Kargaşa

Osmanlıdan cumhuriyete kalan bir diğer miras ise kullanılan çok farklı zaman birimleriydi. Örneğin farklı takvimler ve farklı zaman ölçer saat sistemler vardı. Kimileri güneş batarken "grubi saat"i esas alıyor, güneşin battığı anı saat:12.00 kabul ediyorken kimi de güneşin tümüyle battığı "ezani saat"i esas alıyordu. Birileri de "zevali saat"i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı saat: 12.00 kabul ediyordu (Bu konuyu İ.Ortaylı ve Y.Özdil de yazılarında işlediler). “Saat kaç birader?” Diye sorulduğunda, her kese göre bir cevap vardı. Tıpkı her Moğol'a göre bir yol olduğu hikâyesindeki gibi (Bakınız: Teker İzinde Ötüken kitabımıza).

İnsan ömründen geçen her günü temsil eden takvim yaprağı hakkında çok çeşitlilik vardı. Örneğin kimisi Peygamber'in Mekke'den Medine'ye seyahat tarihini esas alan "Hicri takvim" kullanıyorken kimisi de "Rumi takvim" kullanıyordu. Bu farklılığa bağlı olarak kimi vatandaş kendini Şubat ayında sayarken kimi de Aralık ayındaydı! Aslında herkes aynı zaman dilimini yaşıyordu fakat farklı aylarda, farklı saatlerde yaşıyordu!

***

Ticarette kullanılan ölçü birimleri de farklıydı. Örneğin bakkala gittiğinizde karşınıza dirhem, okka, çeki ağırlık ölçüleri çıkardı. Sattığın mala göre ağırlık ölçüsü de değişirdi. Altın mı satıyorsun "dirhem", buğday mı satıyorsun, "çeki", şeker mi satıyorsun "okka" olarak ölçmen gerekiyordu. Uzunluk, uzaklık ölçüleri de farklıydı. "Arşın", "kulaç", "fersah" uzunluk, uzaklık ölçü birimleri kullanılıyordu. Ticarette kullanılan tüm ölçü birimler ile dünyanın kullandıkları arsında uyumsuzluk had safhadaydı. Ortaçağdan kalma ölçüm birimleri ne iç piyasayla ne de dünya ticaretiyle uyumluydu.

 

(Devamı olacak)

Yayın Tarihi
10.05.2021
Bu makale 807 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!