Her gelişin bir dönüşü vardır. Dünyaya geliriz, bir gün olur döneriz. Şu televizyon denen buluş hem iyi hem kötü. Oturduğunuz yerde , dünya da olan bitenler önünüze geliyor. Bura itirazım yok. Ne var ki öylesi can sıkıcı. İç karartan haberlerle karşılaşıyorsunuz feleğiniz şaşıyor.
Bu gün beş altı ay önce canlarını kurtarmak için Kobani’ den kaçan insanların , yürüyerek ,vasıtalarla topraklarına dönüşlerine tanık oldum.Perişan görünümlü ama mutluydular.Doğdukları topraklara dönüyorlardı. “Ya evinizi yerinde bulamazsanız ne yaparsınız,yine döner misiniz ? “ sorusuna,” hayır oldu yanıtları.Yeni evimizi yapana kadar çadır kurup yaşarız.” Küçücük bir kız çocuğu sevinç i içinde iki eliyle birlikte zafer işareti yaparak” Biji Kobani “ diye bağırıyordu. Allah kimseyi vatanında yaşamaktan mahrum etmesin. İnsanlar bilinçaltlarından , doğdukları yerde sonsuzluk uykusuna yatmayı isterler.Kayınvalidemin Şamlı bir arkadaşı vardı. Evlenip Ankara’ya yerleşmiş. Çocuklarını okutmuşlar kimi doktor, kimi eczacı olmuş. Her yıl Şama gezmeye giderdi. Ondan en sık duyduğum söylem,” Evvel Şam, ahir Şam’dı.” Ne yazık ki ölmeye memleketine gidemedi.Kısmet işi olmalı . Fantezi diye düşünebilirsiniz dostlar ama yaşam gerçeklerinden.
Kaç gündür büyüklerimizden Süleyman Şah’ın Sandukasının yer değişimi Türkiye’nin baş sorunu halinde konuşuluyor. İki muhafızıyla birlikte , dendiğine göre daha güvenli görüldüğü için taşınmış. Yanılmıyorsam bu dördüncü mekanı olacakmış. Araştırdım, doğduğu yer kayıtlara geçmemiş. Bir söylentiye göre, Fırat’ı geçerken boğulmuş. Diğerine göre girdiği bir savaşta şehit edilmiş. 12. yüzyılda. Türk milleti olarak tabi ki böylesi ulu bir değerimize sahip çıkacağız. Eyvallah ama şahın kemiciklerini sızlatmanın ne anlamı var. Getirin vatan topraklarına, yapın türbesini huzuru bulsun. Efendim daha önceki türbe yeri özel anlaşmalarla bizim topraklarımızmış. Olsun, o topraklarımızı da başka türlü muhafaza etmenin çaresine bakın. O işi nasıl gerçekleştireceğinize kararlar alın.
Bu hafta içinde yedi kadın daha öldürülmüş. Birisi çayır cayır yakılmış. Ne oluyor bize. Nereye gidiyoruz . Öldürülen erkek çocuğumuzu da unutmadım. Cinnet içinde boğuluyor Türkiye. İmdat ki ne imdat.