Dilenci Turizmine hoş geldiniz.

Modernleşen ve gelişen tüm dünya Ülkelerine karşı başta turizm ile rekabet edebilmek için öncelikle oynanması gereken oyunu kurallarına göre oynama zorunluluğu bir gerçek. Bugün birçoğunu ezbere saydığımız ve kendimizce öğündüğümüz tatil yörelerimiz aslında birçok alanda hizmet taleplerine cevap verememekte ve kronikleşmiş birçok sorun ile boğuşmakta. Sektör çalışanları ise adeta sadece hayatını idame ettirenler ve ölmemek için hayatta kalmaya çalışanlar diye ikiye ayrılmış durumdalar. Ülkemize gelen turistler ise kılık kıyafetleri ile komik görüntüler sergilemekte ve tatil amacı ile geldikleri yörede amaçsızca dolaşmaktalar. Turistik tesislerin sunduğu sözüm ona hizmet ve servis ise tam evlere şenlik.

 

Tatil yörelerinde her turizm sezonu öncesi yaşanan kargaşa kısa bir süreliğine geldiğim Bodrum’da dün yine dikkatimi çekti. Merkez yerleşim yerine giden yolun taş parke kaplamasının sağ ve sol kısımları sökülmüş, tamir edilmekte. Zaten dar olan bu güzergâhtan geçen yüzlerce araç, şehirlerarası otobüs ve diğer ilçeler arasındaki ulaşımı sağlayan minibüsler trafiği oldukça aksatmakta. Özellikle Bodrum’dan Turgut reis yönüne giden çevre yolu bağlantısı ise tam bir curcuna. Karayolları ekipleri hummalı bir çalışma ile bazı noktalarda yolun karşıdan karşıya geçen kısımlarında su borularını yenilemekle meşgul. Kazılan yol ve içinden çıkan toprak hafif rüzgârın etkisi ile etrafa dağılmakta. Tam bir toz fırtınasının ortasında kalmış bir vaziyette sıcaklığın etkisini göstermeye başladığı bir saat ve yüzlerce araç kuyruğu.

 

Evet, şu anda Bodrum’un içinde bulunduğu durumu kısaca böyle tarif etmek mümkün.

Sezon başında olmamıza rağmen hiçbir esnafın ağzından umut dolu mesajlar çıkmıyor. Herkes küskün, moraller adeta herkeste bozuk. Yat limanına giden yolun köşesini dönen yaklaşık 10 kişilik bir İngiliz ailesinin reisi babaannelerinin koluna girmiş, ilerlemekteler. Yaşlı kadın adeta yürüyen bir abide.100 yaşına kadar yaşamış ve hayata meydan okumanın adeta hazzını yaşıyor. Ailenin üzerlerindeki kıyafetler yaklaşık 40 sene önce, yani 1960’lı yılların tarzını anımsatıyor. Bu kıyafetleri zamanında giyip Beatles’ın yeni parlamaya başladığı bu o dönemdeki konserlerine giderken giymişlerdir, kim bilir. Öte yandan diğer bazı köşelerden karşıma çıkan yine Büyük Britanya Krallığı mensubu vatandaşlar komik kıyafetler ile ilçeyi tanımaya gelmişler. Ekmek arası dönerin 5.-TL olduğu bodrum dönercilerinin kapılarının önünde çoğunlukla kümeleşmişler bu yemek şöleninin kaç para olduğunu sormaktalar.  

 

Bu izlenimler elbette sadece Bodrum’dan ibaret değil.

 

Aynı kaderi bugün tüm turistik yörelerimiz paylaşmakta. Daha çok turist ve daha çok oda satışı mantığı ile yola çıkan turistik tesisler ise çoktan yabancı Tur Operatörlerine teslim olmuşlar, oyundaki yenilgiyi baştan kaybetmiş olmanın şaşkınlığı içerisindeler. Konu dönüp dolaşıp Türkiye’nin olmayan gerçek tanıtım ve pazarlama stratejilerine geliyor. Sektörde bunca yıldır yapılan birçok önemli stratejik hataların sonucu olarak bugünlere gelindiği elbette. Gelinen nokta elbette yabancı tatilciler açsından çok olumlu. Havaalanı Otel güzergâhı arasında geçen Ülkeyi kısaca tanıma yolculuğu ise büyük çoğunluk için hiçbir şey ifade etmemekte. Birçok sivri zekalı çok bilenlerin alkış tuttuğu, dünyanın hiçbir yerinde artık kabul görmeyen her şey dahil sistemi ise pupa yelken tam yol devam etmekte.

 

Adeta ambargo koyulmuş durumda Turizm sektörüne. Yıllardır deri ve tekstil sektörüne koyulan ambargoların bir benzeri esir almış. Artık zevk ve heyecan vermemeye başladı sektör çalışmaları.

Bu ülkenin turizm geleceği sadece sabahtan akşama kadar yemek yiyen, içki içen, kafayı bulduktan sonra etrafa sataşan, yalan ve asılsız bahaneler üretip para iadesi almaya çalışan gariban ve zavallı yabancılara hizmet etmekten ibaret olmamalı. Ülkemiz turizm hizmetlerinin fiyatları düştükçe, buna paralel olarak genel kalite düşüyor, kalite düştükçe sıkıntı ve kargaşa artıyor. İşin içine mali konular girince sinirler geriliyor ve çoğunlukla kopuyor. Sektöre fal olarak hizmet veren hiçbir kuruluş hizmetini olması gerektiği şekilde yerine getiremiyor. Başta iflaslar olmak üzere her türlü olumsuzluğa gayet net bir şekilde açık.

 

Dilenci turizmi sanki…

 

Bu gidişle yatıp kalkıp birkaç yüz yabancı yatçı ve gemi tatilcilerine dua edelim. Onlarda olmasa iyice harap olacak durumumuz. Kısaca yarım ekmek dönerin fiyatını soran ve 5.-TL cevabını alan turist bunu yemekten vazgeçiyor ve tekrar oteline dönüp intikam alırcasına ortalığı talan ediyorsa, sektör’de çok büyük bir sıkıntı var demektir. Başta bu yazıyı okuyan siz olmak üzere hepimiz ile dalga geçilip alay ediliyor, bunu bilesiniz.

 

Kızıyor, utanıyor ve üzülüyorum bunları yazarken ancak gerçek maalesef böyle.

 

 

Can Bekin – cbekin@gmail.com

Yayın Tarihi
13.04.2010
Bu makale 11074 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!