ANKARA'DAN

Devletin bedelini kim öder?

Şimdi pazar günü ve saatler gece yarısını geçiyor. Habire muhalif kanal ve sanal ortamlarda "Hazine ve Maliye Bakanı" Berat Albayrak, "Damat" istifa etti haberleri geçiyor.

--Bu çok sıradan bir şey değildir.

--Berat Albayrak, damattır, başarılıdır, başarısızdır bunların artık bir önemi kalmamıştır. Ok yaydan çıktı mı, bir daha yerine girmez. İster "sağlık sorunları" nedeniyle istifa etsin, ister yeni seçilen ABD Başkanı Joe Biden sebebi ile istifa/görevden alınsın birşey değişmez

--Biz ABD seçimlerini bile magazin haberi gibi izledik ama, ortada çok ciddi bir savaş döndü. ABD seçimlerinde, yeni dünya düzeni ile statüko yarıştı deniliyor. Bu bizi nasıl etkiler.

--Ben, Trump'ın arkasında hangi sermaye grupları, hangi lobiler, Biden'ın arkasından hangi sermaye grupları ve lobiler var kısmını "es geçeceğim". Sebebi ise, bu konularda devletlerin politikaları vardır, sadece siyasilerin söylemleri ile yönetim şekillenmez.

--ABD'de, güçlü sermaye grupları, Pentagon, Senato gibi formel ve informel yapılar, devletin temel politikalarını belirler.

--İşin enteresan tarafı, bütün çağdaş, gelişmiş ülkelerde de durum böyledir. Devletler yılların birikimi ile ortaya çıkar ve bir savrulmada yok olmazlar. Olmamalıdır da.

--Siyasiler ise, biraz da konjonktürel tavır sergilerler. Devlet ise kurumsal bir yapıdır, kurumları, kuruluşları ve organları vardır, siyasilerin seçimleri kazanması, halka verdikleri vaatleri ile öyle devletin mahremini yok edip, yeni bir düzen kurulmasına bu kurum ve kuruluşlar izin vermez.

--Türkiye'de eskiden böyleydi. Nasıl "devlet don mu diker" deyip Sümerbank dokuma fabrikalarını kapatıp, yep yeni makinelerini hurdacıya, arazilerini de rezidans yapan müteahhitlere verdikten sonra, el kadar maskeyi sanat okullarında yaptıracağız diye yırtındık durduk.

--Neden ise ülkemizde bir devlet karşıtı tutum hep pompalanmıştır. Hoş devletin de, bazı yurttaşlarına şefkatli olduğu da söylenemez. Ben bile iki aklı evvelin kararı ile az sürgünler yaşamadım.

--Ama bu Devlete küsmeyi ve kızmayı gerektirmez. Kişiler geçici, devlet ise kalıcı bir yapıdır. Ve korunması gerekir.

--Devlet, yönetim organları ile birlikte denetim organları ile de bir bütündür.Ne yazık ki, denetim organları etkisiz hale gelmiştir.

--Devletin hafızası neredeyse yok edilmiştir. O yüzden, savrulup duruyoruz.

--Bakın, Hazine ve Maliye bakanı istifa etmiş, yerine geleceğin ne yapacağını bilemiyoruz. Oysa, kurumsal yapılar, kişilere göre karar vermez ve davranış göstermezler.

--Bir bakan gitse de, gelecek bakanın farkı, sadece uygulamada gösterdiği farklılıklar ve performansı ile ilgilidir.

--Günübirlik politikalar ile devlet yönetilemez.

--On yıldan bu yana "Başkanlık Sistemi"nin şapkadan ne tavşan çıkaracağını dinledik duduk.

--Büyük bir heves ile de sistemini değiştirip, "atı verip, Üsküdar'ı geçin" dedik.

--Üsküdar'a geçildi ama, ortada ne at, ne araba ne de üsküdar kaldı.

--Hangi partiden olunursa olunsun, aklımızı başımıza almazsak, bırakın Doların 2019 Ekiminde 5,500 Tl olan kurunun 2020 Ekiminde 8.500 Tl olmasını, alacak Dolar bile bulamayabiliriz.

--Her şeyin kötü olması durumunda gidecek bir yeri olanlara sözüm yok, ama olmayanların iki kere daha düşümmeleri gerekecek.

--COVID-19, yeni dünya düzeni ve yeni dünya ekonomisi ve yeni paralar. Burada Devlete ihtiyaç olduğu kadar Devlet adamlarına da ihtiyaç vardır.

--Siz hâlâ "Acemi nalbant Gavur eşeğinde öğrenir" sözünü duymadınız mı? Ülkede neler oluyor, bir baksanız etrafa.

Yayın Tarihi
09.11.2020
Bu makale 1157 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!