Türkiye değişiyor. Üstelik adından “Cumhuriyet” içeriğinden “Atatürk” ayıklanarak değişiyor. Kulaklara nasıl geliyor bilemiyorum ancak;
Ne Cumhuriyet ne de Atatürk, akşamdan sabaha getirilip yine akşamdan sabaha götürülebilecek kavram, nitelik ve işleyişler değillerdir.
Her ikisi de bir ulusun kaderini biçimlendiren niteliklerdir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün top yekün bir ulusla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ise; Malumumuz üzere doğmatik dini kural, kaide ve yaptırımların Anayasalarını oluşturduğu ülkelerde olduğu gibi bir İslam Cumhuriyet’i değildir.
Tarih bilincimizi tazelersek şayet;
Osmanlı İmparatorluğu’nun İslam dünyasına hakim olmasını takiben 1517’de Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’e verilen halife unvanı ile birlikte İslam Devleti, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde erimiş, İmparatorluğun yıkılıp, Türkiye Cumhuriyet’inin kurulmasını takip eden 3 Mart 1924 tarihinde ise TBMM tarafından hilafet kaldırılmıştı.
Tam da burada, konuya bir soru ile devam etmek gerekirse..
Kurulan, yaklaşık bir asırlık laik, demokratik, sosyal hukuk devletimiz, kuruluşunu izleyen 90 yıl itibarı ile..
Ne olmuştu da.?
- Demokrasi işleyişi yozlaştırılıp din, devlet işlerine “ileri demokrasi söylemi maskaralığı” ile dahil edilerek, Laiklik ilkesi kafa karıştırıcılarınca yok sayılmaya kalkışılmıştı,
Ne olmuştu da.?
- Sosyal olması gereken, bunun için de ülkenin öz kaynaklarına yönelip bu kaynakları elde tutularak işleyip doğru değerlendirmesi gereken devlet, tam bir teslimiyet içinde bu kaynakları yabancı ülkelere satıp, ülke ve yaşayanlarını değil, kendisi ve yandaşlarını nemalandırıp “Sosyal Devlet” ilkesini de tamamen göz ardı etmişti,
Başka bir soru;
- Geriye ne kalmıştı.?
Cevap;
-Hukuk.
Ne olmuştu da.?
- Vatan sınırlarını korumak misyonunun görevlileri olan Silahlı Kuvvetler mensupları kilit altına alınmıştı,
Ne olmuştu da.?
- Ulus Devlet Türkiye Cumhuriyet’i yurtseverlerinin, “Atı alanın, Üsküdar’ı geçene kadar uyanmamaları” nı sağlamak üzere vatandaşların haber alıp, bilgi edinme özgürlüğünü, bu hakkın sağlayanları olan basın, yazın ve düşün insanlarını kilit altına alıp etkisizleştirmeye kalkışılmıştı,
Şu olmuştur ki..
- Tüm bunların ne demek olduğunu idrak edip itiraz eden yurtseverlerin üzerine kendisine bağlı kolluk kuvvetleri gönderilmişti.
Devamla..
Gelecek nesilleri de belirleyecek eğitim müfredatı, çağdaş ve laik düzlemden, somutlaşan uygulamaları ile aynı paralellikteki hevesleri doğrultusunda şekillendirilerek ulus devlet Türkiye Cumhuriyet’inin üniter devlet yapısından,
Ne ürkütücüdür ki..
“taşeron” devlet yapısına geriletilerek, globalleşme denilen kurtlar sofrasına teslim edilmek istenilmektedir.
Sağlıcakla..