Değişim..
Ardından da..
Dönüşüm.
Sonuç; Kaçınılmaz olduğu zannedilen “yazgı”!!
Başlangıç;
Olduğundan başka bir biçim alma diyor
sözlükler değişim için. İzninizle, mevcut duruma göre farklılaşma ilavesiyle de
açımlıyor zat-ı âlim.
Batı felsefe tarihinde dinamik bir felsefi
sistem ortaya koyan ilk kişi Efes’li Herakleitos’un dediği üzere;
“ Değişmeyen tek şeyin değişimin bizatihi
kendisidir” vargısı benim de taraftarı olduğum sistematiktir.
Mevcut duruma göre farklılaşma değişimdir sonuç olarak. Ancak, konuya dair dokümanları incelediğimde
“değişimle” ilgili kritik
bir ayrıntıya rastlıyorum.
Şöyle ki; “ Değişim farklılaşmaktır diyor hemen hepsi. Ancak “nötr” olduğuna dikkat çekiyor.
Buradan çıkarılması gereken sonuç ise;
Dönüşümü,
-“olumlu”
veya
-“olumsuz”
yapacak olan değişim esnasındaki bizim
kendi tepkilerimizdir.
Değişimi muhtelif konulara uyarlamak pek
tabî ki mümkündür.
Örnek olsun;
-Yer değiştirdiğimizde,
-Semt değiştirdiğimizde,
-İş değiştirdiğimizde,
İsterim ki daha çarpıcı bir örnek olsun;
-Ülke değiştirdiğimizde veya
-Arkadaş değiştirdiğimiz de dahi,
İstesek de istemesek de değişime tabii
oluruz.
Şekilsel değişimler kolaydır. Şekline
büründüğünüzde değişirsiniz. Bir başka zaman başka bir şekil benimsediğinizde
ise yeni bir şekle bürünmek, karar verdiğiniz veya tercih ettiğiniz an itibarı
ile de mümkündür.
Davranışsal değişimler ise süreç içerisinde
zorunlu yaşamsal pratik içerisinde şekillenirler.
Doğa yasası olmayan, işleyişindeki mekanizmaları itibarı ile bağıtlı ve sabit hale getirilmiş herhangi bir
sistemde dış güç olarak algıladığınız ve yaşamınızı idame ettirebilmek için
isteseniz de istemeseniz de tabii ve zorunlu olduğunuzu saptadığınız kaçınılmaz
süreçtir. Dolayısı ile de değişirsiniz.
Böyle bir süreç hiç de doğal
olmayan ancak kendiliğinden gelişen bir süreçtir.
Neden doğal değildir sorusu gelebilir
akıllara ki..
Şunun için doğal değildir efendim..
Sizin dışınızda, birileri tarafından
belirlenip sabit hale getirilmiş. Bağıtlanıp, yaptırım şekline
büründürülmüştür.
Geriye dönüp de kim ya da kimlerin çıkar, fayda, menfaat
ve görüsü.. hadi daha yumuşak olsun;
-“iyiliği”
için olduğunu sorgulamak da kimsenin aklına gelmez o esnada..
Son tahlilde; Açığa çıkan ve kitleleri de belirleyen duruma..
Siz,
takdir-i ilahî deyin,
Başka biri, doğal seleksiyon desin,
Hadi ben de..
Sorgulama ve farkındalık eksikliği diyeyim.
Tam da o esnada “atı alan Üsküdar”ı çoktan
geçmiştir bile.
Laf aramızda değişim ve dönüşüm konusu
da getirmek istediğim yere nihayet
gelebilmiştir.
DEVAM EDECEK
Sağlıcakla..