Bir avuç inanmışın direnişi..

İstanbul bitti, artık Antalya'ya yatırım yapın' 2013 yılının Temmuz ayında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, başta '5'li çete' olmak üzere yandaşlara bu mesajı vermişti. Siyasal iktidarın sırtlarını sıvazladığı rantçıların Antalya'ya akını sonra istifaya zorlanan eski Bakan Bayraktar'ın mesajından sonra iyice arttı. Antalya'nın kaynaklarının peşkeşi, paylaşımı, talanı hızlandı. Bugün geldiğimiz noktada bir avuç kalmış olsalar da Antalya'nın dinamikleri yılmadan, bıkmadan, usanmadan, baskılara prim tanımadan direniyor..

Korkuteli-Dereköy'de köylünün destansın mücadelesi 

Antalya'nın dinamiklerinin de desteği ile Korkuteli-Dereköy halkı, Turkuaz Kömür İşletmeleri AŞ tarafından 10 yıl süreyle kömür çıkartılma girişimine karşı direniyor. Kömür madeninin su kaynaklarına, doğaya ve tarım arazilerine zarar vereceğini belirten köylülerin 2019 yılının sonlarında başlattıkları mücadele bir yılını doldurmak üzere.  Yöre halkı kömür madenine tepkisini “Dereköy Yaylası mahsulümüzü ürettiğimiz, karnımızı doyurduğumuz yer. Antalya Tarım Toprakları Koruma Kurulu’nun ret kararına rağmen şirket yeniden faaliyete geçti. Acilen faaliyetlerinin durdurulmasını istiyoruz”sözleriyle gösteriyor. 

Dünyanın en rahat nefes alan alanına hançer..

Antalya'da hemen her cephede doğayı tamiri olanaksız şekilde tahrip eden, ormanları, dağları, sahilleri, yeşil dokuyu, su kaynaklarını, tarım topraklarını, neredeyse tüm yaşam alanlarını hızla yaşanmaz hale getiren ve sayıları mantar gibi artan maden ocaklarına karşı mücadele sürdürülüyor.  Antalya merkezine en uzak ilçe olan İbradı'da  dünyanın en rahat nefes alınabilen alanlarından biri olarak da tescilli, çok sayıda endemik bitki türü, dağ keçileri, yılkı atları ile sedir ve ardıç ağaçlarının bulunduğu alanda mermer ocağı için verilen 'ÇED Gerekli Değildir' raporunun iptali için halkın direnişi ile birlikte yargısal mücadele de yapılıyor.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne aday 

Çevre gönüllüsü Avukat Münip Ermiş tarafından açılan dava dilekçesinde bu bölgede mermer ocağı için izin verilmesinin çevre açısından son derece sakıncalı olduğu vurgulanıyor. Dava dilekçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Dünya Yaban Hayatını Koruma Vakfı (WWF) tarafından bölgenin çok önemli 9 alandan biri olarak belirlendiğinin altı çiziliyor.  UNESCO Dünya Miras Listesi Türkiye Birimi tarafından yapılan 2 yıllık değerlendirmelerle hazırlanan 'Aday Doğal Alan' önerileri listesinde, bazı yıllarda ön plana çıktığı da belirtiliyor.  Bölgenin Milli Parklar ve bazı kurumlar tarafından hazırlanan biyoçeşitlilik raporlarına göre de özel korumalı alan kabul edildiği de biliniyor. 

Akseki'de de mermer ocağı isyanı var..

İbradı'nın komşusu Akseki ilçesinde de mermer ocağı isyanı ve mücadelesi var. Akseki'nin Güzelsu Pınarbaşı, Çaltılıçukur,  Çukurköy ve Taşlıcalı köyleri sınırlarına açılmak istenen mermer ocağının dünyada sadece o bölgede bulunan 23 çeşit bitki türünün yok olmasına neden olacağı ileri sürülüyor. Uzmanlar, mermer ocağı yapılması planlanan bölgede Türkiye'nin hiçbir yerinde gözlenemeyen çok özel bir iklimin etkili olduğunu belirkterek, şunları söylüyorlar “Bu alanın tam ortasına bulunan Güzelsu rasat istasyonunun 29 yıllık ölçümlerine göre, yıllık yağış miktarı 1865 mm'dir. Rize'den sonra Türkiye'nin en fazla yağış alan ikinci bölgesidir"

Asırlık sedir ağaçları da ranta kurban ediliyor

Antalya'nın eşsiz doğal güzelliklere sahip Hisançandır'da açılan bir mermer ocağı nedeniyle 800 yıllık sedir ağaçlarının kesilmesi ile başlayan doğa katliamı ne yazık ki Elmalı bölgesinde devam ediyor. Sözde maden dostlarının acımasızca katlettiği sedir ormanlarının   Roma İmparatorluğu, Bizans, Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu ve ardından Türkiye Cumhuriyeti'ni gördüğü belirtiliyor. Acımasızca katledilen sedir ağaçları Türkiye’nin en önemli doğal miraslarından biri. Gılgamış destanından Uluburun Batığına, Süleyman Tapınağından Roma İmparatoru Hadrianus’a uzanan binlerce yıllık öyküsünde sedirler insanlık tarihine tanıklık ediyor. 

'Gazipaşa Hepimizin Platformu' betona direniyor  

Gazipaşa halkının gözü gibi koruduğu dünyanın en güzel sahilleri arasında bulunan Selinus sahiline 10 katlı 5 yıldızlı otel yapma girişimi hızlanınca halk ve çevre dostları ayağa kalktı. 'Gazipaşa Hepimizin Platformu'nca yapılan açıklamada, betonlaşmaya dayalı turizme karşı olunduğu vurgulanarak, “Dünyada betona teslim edilmiş bir coğrafyada zengin olmuş bir halk yoktur" denildi. CHP'li Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın da ısrarla savunduğu sözde koruma amaçlı imar planında Selinus sahilinde 4 katlı yapılaşmaya izin veriliyor iken, Green Park Otelleri’nin sahibi Adil Üstündağ'ın kamuoyu ile paylaştığı otel projesinin 8-10 kat niteliğinde olması akılları iyice karıştırdı. Covid-19 salgınının turizm sektörünü çok olumsuz etkilediği süreçte kimi otel sahipleri tarımsal üretime yönelirken, Gazipaşa’daki verimli tarım arazileri ve koruma altındaki sahilin betonlaşmaya açılması tepkileri ve endişeleri artırıyor. 

Antalya'nın betondan korunan son kıyısıydı 

Gazipaşa'nın  Selinus sahili, betonlaşmadan korunabilmiş son kıyı alanları arasında yer alıyor.   Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Gazipaşa’da halkın önemli bir kesimi sahilin 5 yıldızlı otellere açılarak betonlaşmasına karşı çıkıyor. Yarı tropik iklimi sayesinde muzdan avokadoya, ejder meyvesinden pepinoya birçok tropikal meyvenin yetiştirildiği Gazipaşa'da  tarım önemli bir geçim kaynağı olarak biliniyor.  Geride bırakmaya hazırlandığımız 2020 yılı Antalya'da ranta karşı mücadele ile geçti, görünen o ki 2021 de de mücadele aynı inançla sürecek..

Yayın Tarihi
15.12.2020
Bu makale 1960 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!