Babayiğitler meydana çıktı ama…

“Yerli otomobil” mi, “yerli ve milli otomobil” mi derkeeen… “Türkiye’nin otomobili”nde karar kılındı! Kaçınılmazdı; çünkü özellikle otomobil üretimi söz konusu olduğunda, saf anlamıyla yerli kavramı, otomotiv sektörünün boyunu çok aşan bir hayaldi. Eh, yerli olamayan “milli” de olamayacağı için “Türkiye’nin otomobili” gibi, geniş bir isimlendirmeyle yola çıkıldığı görülüyor.

Bu işe Anadolu grubu, Zorlu, BMC, Kıraça Holding, Türkcell’in oluşturduğu, kamuoyuna “Beş babayiğit” diye sıfatlandırılan şirketler talip oldu. Şirketlerin patronları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önünde niyet sözleşmesi denilebilecek bir belgeyi Ankara’da imzaladılar.

Niyetleri, 2021 yılına kadar yüklenici şirket örgütlenmesi, finansman, tasarım, planlama, prototip ve imalata geçiş aşamalarıyla bu işi kotarmak ve anılan yılda ilk ürünleri piyasaya sunmak. Gazete haberlerinden “Türkiye’nin otomobili”nin elektrikli olacağını da öğreniyoruz.

KURTLARLA DANS

Girişime katılarak bir tür “kader birliği” eden firmalara yol açıklığı dileyelim. Çünkü elektrikli otomobil alanındaki “dünya durumu” karşısında bu tür dileklere ihtiyaç duyacaklar.

Karşılarında güçlü rakipler var. Bunlar yola koyulalı çok oldu. Sadece üretime geçerek değil; piyasalarını yaratarak, rekabet stratejilerini sürekli yenileyerek, teknoloji geliştirerek ve yeni modellere çalışarak koşar adım gidiyorlar!

2017 yılı sona ermek üzere. “Beş babayiğite” iktidar tarafından verilen zamanlamaya göre, önlerinde dört yıllık bir süre var. Ön hazırlıklardan itibaren 2019 yılında prototipi ortaya çıkaracaklar, 2021 yılında da seri üretime geçecekler.

Ne var ki, sona ermek üzere olan 2017 yılında dünya durumu, 2021 yılını hedefleyen Türkiye’nin bir kere daha geç kaldığını; bu işin gerçekleşme ve zaman maliyetinin çok yüksek, aynı zamanda riskli olduğunu gösteriyor.

“Ellerini” elektrikli otomobilin altına koyan beş grup; daha doğrusu niyet belgesine imza koyan beş patron, “kurtlarla dans” etmek üzere küresel rekabet pistine adım atmış bulunuyorlar.

PİSTTE KİMLER VAR?

Küresel rekabet pistinde dans edenler arasında ABD’nin Ford’u, Tesla’sı, General Motors’u; Japonya’nın Nissan’ı; İsveç’in Volvo’su; Almanya’nın Mercedes’i, Wolkswagen’i gibi hâlen Türkiye pazarında konvansiyonel ürünleriyle de “at oynatan” şirketler var. Başkaları da ortaya çıkacaktır.

Bunlar, elektrikli otomobilde kendi teknolojilerini, modellerini ve markalarını geliştirerek satmakla meşguller. Öyle ki, mesela Tesla “T-3” modeliyle girdiği bu piyasaya “Y” modelini sürmeye hazırlanırken, 1 milyon adetlik satış hedefini önüne koyuyor.

Otomotiv sektör analizcileri, dünyanın önde gelen oto üreticisi ülke firmalarının 2020 yılında elektrikli otomobilde küresel piyasaları istila edeceği tahmininde bulunuyorlar. Türkiye ise 2019 yılında prototip, 2021 yılında seri üretime başlama öngörüsüyle bu rekabeti hangi noktasında yakalayabilecek?

İkincisi, 1960’lı yıllarda gerçek yerli otomobili zaman içinde teknolojisiyle birlikte geliştirebilecek büyük fırsatları heba ettiği için bugün yabancı markaların montajcılığına razı olan bir sektör, 2020’li yıllarda küresel piyasaları işgal etmesi beklenen yabancı rakiplerle bırakın dış pazarı, iç pazarda nasıl rekabet edebilecek?

“Beş babayiğit” çok zor bir iş yüklendiler. Umarım “elektrikleri” kesilmez!

Yayın Tarihi
11.11.2017
Bu makale 924 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!