MEVZU DERİN

Aykırı Ve Sıra Dışı Bir Adam (4)

“Hayatımda hiç kimseyle sidik yarıştırmadım; benimle yarıştıranlar hep üzerlerine işediler”

Değerli okurlarım; “SIRADIŞI VE AYKIRI BİR ADAM” adlı hayatımın romanını yazmakta olduğum kitabımdan; sizlere bölümler halinde  yayımlama kararı aldım.

Umarım okurken keyif alırsınız.

NOT: “Yazılanlar hayal ürünü değil; bizzat yaşadığım olaylardır.”

MÜSTEŞARIMIN PROTOKOLYATAK ODASI

1994 Yılında; Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde bir seminere katılmak ve bildiri sunmak amacıyla Trabzon’a gittim.

Üniversite misafirhanesinin kapasitenin üzerinde dolu olduğunu ve ek yataklarla bir odada yaklaşık Üç kişi kalabileceğimizi söylediler. Ben de onlara uyku sorunum olduğunu bu şartlarla kalamayacağımı söyledim.

Bir huyum vardır zorunlu kalmadıkça otellerde kalmam kamu misafir hanelerini tercih ederim. Buraya gelen insanlar daha medeni gelir bana.

Ben de nasıl olsa Kamu personeliyiz diye şehirdeki Orman Bakanlığı’nın misafirhanesine gittim. Kendimi tanıttım; ne amaçla geldiğimi ve üç gün misafirhane de kalmak istediğimi söyledim.

Sorumlu Müdür: Hocam inan hiç yerimiz yok; her odamız dolu. Bir protokol odamız boş O’nu da veremeyiz. Bakan veya müsteşarımız gelebilir dedi.

Ben de sık gelirler mi dedim. O’da: “Valla benim emekliliğim geldi ya Üç geldiler ya Beş.

Ben de boş ver üç gün için de gelecek değiller ya; ver sen bana bu odayı dedim. Müdür: Aman hocam sen beni memuriyetten mi attıracaksın dedi. Ben de: Sen kafanı takma ne onlar gelir ne de sen işinden olursun dedim. Hatta gelirlerse sen onlara çatlak bir hoca geldi zorla odayı işgal etti dersin dedim ve müdürü ikna ettim.

Odaya yerleştim. Oda da maşallah kral dairelerini aratmayan türdendi. Yol yorgunluğu ve uçak yolculuğunun verdiği stresle hemen uyudum.

Maalesef gecenin bir yarısı odamın kapısı alacaklı gibi tokmaklanıyordu ve yüksek bir sesle: Hocam aç kapıyı müsteşar geldi. Ben de duymazlıktan gelerek hiç sesimi çıkarmadım. Kapı birkaç kez daha yumruklandıktan sonra ses kesildi.

Sabah oldu kahvaltı salonunda Müdürüm; veresiye satan gibi oturuyordu. Beni görür görmez: Hocam sorma dedi akşam neler oldu neler.

Ben: Her şeyi duydum ve biliyorum dedim. Müdürüm başladı anlatmaya: Biz de senin dediğin gibi çatlak bir hoca üniversitedeki seminere gelmiş orada yer bulamamış bize geldi zorla odaya yerleşti dedik, O’da bastı Rize’ye gitti dedi.

Ben de Müdürüme; açık adresimi ve telefonumu verdim ve eğer sana bir zarar gelirse beni hemen ara ben Ankara’da müsteşarımı ziyaret ederim dedim.

Müdürüm beni hiç aramadı; demek ki bir sorun yaşamadı. Ben yine de müdürüm aramakta çekinmiştir diye aradım ve kendisi; bu konuda hiçbir uyarı ve ceza almadığını söyledi.

Daha sonraki aramamda ise sorunsuz bir şekilde emekli olduğunu öğrendim. Ah müsteşarım ah; keşke gelmeden haber verseydin hiç kapıdan dönmezdin.

Umarım bu olaydan sonra; gideceğin yere nezaketen de olsa memurlarını adam yerine koyup geleceğin bilgisini verme alışkanlığı edinmişsindir Sn. müsteşarım.

 

Sevgi ve saygılarımla

Yayın Tarihi
08.06.2020
Bu makale 845 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!