ANKARA'DAN

Attan Düşmeden Siyasetçi Olunmaz

Son zamanlarda Ülkemizde yaşanan Siyasi, Ekonomik ve Sosyal olaylara bakınca, karamsar ve umutsuz bir adam olmama karşın, içim kararıyor. Sıkılıyor. Keşke kendim ve çevremle ilgili olsa kaygı

--Siyasi tarihi okuyorum, ülkelerin yaşadığı zor dönemlerden çıkış ve çözüm yollarınına bakıyorum.

--Bir de ucundan köşesinden de olsa yaşadığım "12 Eylül"lü yıllara.

--Paşalar, "kardeşin kardeşi" vurmasını görmezlikten geliyormuş.

--Resmi raporlarda, vurulanlar farklı siyasi görüşten olsalarda, öldüren silahların aynı silahlar, sabah bir siyasi grup da, öğleden sonra kaşıt siyasi grup da olması ne tesadüftü.

--Gizlilik süreleri dolan Amerikan belgelerine ve yetkililerin konuşmalarına bakıyorum, okuyorum, onlar da, 12 Eylül sürecinin Amerikalı amcalar ile onların BİZİM OĞLANLAR dedikleri Paşalar ile "paşa paşa" ülkeyi nasıl karanlığa sürüklediklerini, kardeş kanının akmasına nasıl sebep olduklarını ve 12 Eylül sabahında da "[y]our boys have done it" (seninkiler yaptı/bizim çocuklar işi bitirdi) dedikleri "onların oğlanlarının" darbeyi nasıl yaptıklarını analıyoruz.

--Amerika ve Amerikalı diye bir şey yok iken, 2000 yıldan fazla bir geçmişe sahip Türk Asker ve Komutanlarının nasıl da bu kadar ucuza teslim olduklarını anlamakta güçlük çekiyor ve üzülüyorum. Değer mi, giydiğin üniformanın binlerce yıllık asaleti var, bu kadar soy sop nereye gitti? Yazık. Hiç mi utanma arlanma olmaz.

--Görev yaptığım dönemlerin birinde, çıkar ilişkisine bağlı bir iş yapılıyor, işin önemli ve sorumlu kısımlarının altına da benim imza atmam gerekecek.

--Bir gün Bakanlık Müfettişleri ya da Sayıştay Başkanlığınca bir soruşturma geçirilir ise, topun ağzında ben ve çalışma arkadaşlarım olacak.

--Ben de işi, olabilecek "en yasal" süreçlerin içinde tanımladım ve yaptım. İşi yasal olarak sorunsuz yaptığımı bilen bir kişi, "ahlaki" olarak rahatsız olup olmadığımı sordu. Yanıtım net idi.

--Bu Devletin, Namusunu benden önce teslim ettikleri etkili ve yetkililer var, benden önce onların koruması gerek. Ben ancak kendimin ve çalışma arkadaşlarımın yasal olarak sorumlu olmaması için uğraşırım. Yaptığım iş yasal ama ahlaki olarak sorunlu. Ama sebebi ben değilim.

--Devlet denilen şeyin bir hafızası olur.

--Devletin hafızası, Fethullah Gülen Cemaatinin oyununa gelinerek "derin devlet" ya da "Ergenekon" gibi isimler takılarak önce "tu kaka" yapıldı, sonra da dağıtıldı. Genelkurmay'ın "Kozmik Odası"na girmek gibi.

--Bu günler, o odaya girip girmemenin sonuçları tartışılıyor. Yok efendim FETÖcülere uyulmuş. Hadi canım sende. Devlet hiçbir şeyi bilmeden tesadüfü yapmaz.

--Bürokrasi, gerekli olan yasal düzenleme için çalışma yapar, ilgili tüm bakanlık ve kurumlar ile yazışılır ve sonunda da dört başı mamur bir yasa çıkardı.

--Bu Devletin birçok Bakanı, Müsteşarı bana "anamdan emdiğim sütü haram ettirdiler." Ama bu gün herkes pişman ama olay kişisel değildi. Ben yana her şey helal olsun. Devlet kurumları ile olur.

--Müsteşarlık, Başbakanlıkda olsa, Bakanlıklarda olsa da Devletin hazfızasıdır. Yok edildi. Tesadüf olduğunu sanmam.

--Bugün bir paylaşımın altına Değerli Büyüğüm sayın Şahin Mengü bir bilgi notu ve link iliştirdi. Kaç gündür yazayım dediğim konuya da "cuk oturdu".

--Odatv'nin haberini paylaşmıştı. "TBMM-Meclis, yürürlükte olmayan bir kanunu "oybirliğiy ile" yürürlükten kaldırdı.

--Anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler, bir makale kaleme alarak “Türkiye nereye gidiyor” diye sordu. Gözler’in bu soruyu sormasına yol açan; yürürlükte olmayan bir kanunun TBMM’deki siyasi partiler tarafından “oy birliğiyle” yürürlükten kaldırılmasıydı."

--Haber böyleydi. Dahası da var. isteyen ilgili haber portalından okuyabilir.

--Aslında herkesin aklını başına alması gerek.

--Olan halka oluyor. İş başında olanların tuzları kurudur. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarındadır. Ama halkımız da, seçmenler de bir "huşu içindeler" ki sormayın gitsin.

--Ey halkım, sen devleti sadece mali müşaviri aracılığı ile vergiden, mahkemede hakimden, trafik cezasından dolayı tanıyan adamları vekilin olarak seçerek ne yapmaya çalışıyorsun?

--Şerefim üstüne yemin ederim, sana acıdığım yok. Beter ol. Ama yazık ya, senden sonra gelenleri hiç mi düşünmüyorsun.

--Hiç mi vicdanın sızlamıyor.

--Kadın MV çıkıyor siyasi liderine yaranacağım diye, " ...dan önce KADIN yoktu" diyor. Bre cahil, haydi valide sultan, hanım ağa, ana tanrıçaları bilmiyorsun KADININ ADI YOK diye bar bağıranları da mı duymadın, okumadın.

--Sevgili Halkım, dağı taşı sattırdın, limanlarına girdirdin, fabrikaları kapattırıp arazilerine rezidans yapılmasına ses çıkarmadın, ha gyret sağlı- sollu bu Devleti, Milleti ve kurumlarını da yok ettir de rahatla.

Yayın Tarihi
28.06.2020
Bu makale 1273 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!