ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE

Atatürk’ün Kadınlarımıza Verdiği Seçme ve Seçilme Hakkı

Atatürk’ün Kadınlarımıza Verdiği Seçme ve Seçilme Hakkı

 

       Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı Atatürk Sevdalısı yurtsever kardeşlerim herkese merhaba. Sizlere en içten dileklerimle selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bugün (5 Aralık 2019) Antalya’da yüce önder Atatürk’ün 1934 yılında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını verdiğinin 85 ‘inci yıl dönümünü kutladık. Çok gururluyuz ki Yüce Önder ATATÜRK’ ün bizlere verdiği “ ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNİN ÜZERİNE ÇIKMAK” konusundaki hedefimize ulaşmanın mutluluğunu yaşadık ve iliklerimize kadar hissettik.

        Ama ülkemizde buruk bir şekilde yaşamanın ve kadına karşı işlenen cinayetler ile kadınımızın halen sosyal yaşamdaki ulaştığı seviyenin yetersizliği ve içler acısı halini değerlendirdiğimizde yaklaşık 95 yılın Cumhuriyet muhasebesini ve geldiğimiz seviyenin olumsuzluğu ile kendimi sürekli suçlu hissederek ve Ata’mızın emanetine sahip çıkamamanın üzüntüsüyle yüreği coşkulu kadın yoldaşlarımızla birlikte olamadık. 

      Çünkü biz bu seviyede olmamalıydık. Hedefimiz çok büyüktü ama sürekli geriye gittik. Kendisini Atatürkçü niteleyen ama devrimlerin ruhunu anlamamış ve Atatürk’ün değerlerini kendi kişisel çıkarları için kullanan insanları da görünce büyük bir burukluk yaşadım. Bütün insanlarda Atatürk’ün coşkusunu görmeyi arzuladım. Neden tüm partiler, sendikalar, dernekler ve STÖ. leri kadınlarımız için güç birliği oluşturmak ve bu doğrultuda birlik ve beraberlik içinde hareket etmezler? Yaşanan bu sorunları kendi kendime sorguladım. Aslında herkes ve bütün kadınlar birlik ve beraberlik içinde olmalıydı. Yine Atatürk’ün bu eşsiz devrimine yine bir avuç bazı yüreği güzel insanlar sahip çıktı. Aslında ülkemizdeki tüm sivil toplum örgütleri bunu sorgulamalıyız. Bu bağlamda yapılacak organizasyon ve etkinliklerin daha aksaksız olması ve tüm ülkede ses getirecek ve AKP iktidarını uyarıcı ve gerekli önlemleri alacak hale getirmesi sağlanmalıdır. Bu sorunlar özellikle ülke çapında tüm yayın organları ve sosyal medya dahil bütün iletişim kanalları kullanılarak ilgili siyasetçilere ve tüm halkımıza duyurulmalıdır.

     Malumunuz olduğu üzere 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'' tüm dünyada kutlanıyor. 1999’da, kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla ilan edilmiş bir gün. Tarihin, 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni de 1960’ta Dominik Cumhuriyetleri’nde meydana gelen üç kız kardeşin tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü kara gün. Bu kara gün de tarihe, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'' olarak geçiyor.

       Kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak için 25 Kasım gününü bekleyerek sadece bu günü bir mücadele günü olarak anmak kadına yönelik şiddetin gün be gün arttığı ülkemizde pek bir anlam ifade etmeyecektir. Öncelikle iktidarıyla, muhalefetiyle siyasetçi çatışma ve şiddet kültürünü terk etmelidir. Siyasetçinin dili uzlaşıcı, kapsayıcı, kucaklayıcı olacak şekilde düzgün, açık, net ve anlaşılır biçimde “sağlıklı” olmalıdır.

       İktidarıyla, muhalefetiyle siyasetçi; kadın konusundaki ilkel düşüncesini, eril dilini ve maço davranışlarını düzeltmelidir… Kadın - erkek eşitliği konusunda siyasetçi topluma örnek olmalıdır. Sözlüklerde yer alan, erkek egemen dilinin hâkim olduğu kültürün yol açtığı kadınlara yönelik fosilleşmiş, kadın düşmanlığına, kadına ve kadın bedenine hakarete dönüşen nefret sözcüklerinin tamamı ayıklanmalı ve bir daha kullanılmamalıdır.

        Kadına yönelik şiddette verilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Bu konuda eyleme geçmeyen sözlerin konuya hiçbir katkısı olmayacaktır. Yapılması gereken şey tüm ulusça bu duruma tepki göstermeli ve eyleme geçmektir.

         Ben ülkemizde yaşanan Kadın hakları konusundaki bu olumsuz koşullara rağmen kadınımızın hak ettiği değeri kazanması için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve tüm kadınlarımızın bu önemli gününü yürekten kutluyorum. Merak etmeyin kazanan yine gerçek Atatürk’ün sevdalıları olacak. Asla umudumuzu yitirmeyeceğiz. Lütfen halen parti ve STÖ yöneticilerini bu tür organizasyonların daha etkili olması için gerekeni yapmaya davet ediyorum.

                                                               Milli Güvenlik Öğretmeni, Tarihçi, Yazar ve E.Albay

 

Yayın Tarihi
08.12.2019
Bu makale 1113 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!