ANKARA'DAN

Atatürksüz, Atatürk Kurumları

Ben öyle pek kolay kolay keyifsiz olmam.  Ama son zamanlarda öyle şeyler yaşanılır oldu ki, nasıl keyif alınacağını karıştırmaya başladım.  Konu Atatürk, Atatürk'ün kurduğu Devlet ve Cumhuriyetten tutun da, çıkardığı yasalar, mirası neyi var neyi yok  ise her şey ortalıkda hallaç pamuğu gibi atılıyor.

--Kuruduğu kurumlar ile bunlara göz kulak olsun diye bıraktıkları ise başka bir dram. Atatürkçü olanlar mı? Onların çoğunu bilemem!

--Ama ben derdime iki kelâm edeyim de, gerisini kim ne anlarsa anlasın. Hoş kimsenin de umurunda olacağını sanmıyorum artık ama ben yine de iki satır ile tarihe not düşeyim.

--Bugün 12 Temmuz. İki gün öncede 10 Temmuzdu.

--Birinde Türk Dilinin gelişmesi için bir kurum kuruldu, diğerinde de, Allah'a şükürler olsun ki, Kilise, Müze, Cami arasından gelip giderken beynamaza dönen AYASOFYA nihayet Cami oldu, Cuma namazı eda edicileri bile hazır!.. Allah dualarını kabul etsin.

--Atatürk bir Osmanlı askeri/paşası olarak ömrünü geçirmişti. İmparatorluk işgal altında, parçalanıyor ve yeni bir devlet için aklı, düşüncesi ile çabalıyor, arkadaşları ile konuşuyordu.

--Ulusal Kurtuluş Savaşı kazanılıyor, yeni çağdaş bir cumhuriyet kuruluyor ve "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk milleti denir" diyerek de bir uluslaşma projesi başlatıyordu.

--Millet olmak da, ortak bir dil, tarih, ülkü, duygu,örf,adet, gelenek ve görenek birliğinin olması ile başlıyordu.

--Bu bağlamda Anayasamızın 134. maddesi gereğince 2876 sayılı yasayla; Atatürk’ün direktifleriyle 12 Nisan 1931'de Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti, 12 Temmuz 1932'de de Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulur.  

-- Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin adı 1934’te yapılan kurultayında, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936’daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu(TDK) olmuştur.

--12 Eylül Askeri Cuntası, 1931 yılında Türk Tarih Kurumu ve 1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumu’na ek olarak, 17.08.1983'te yaptığı değişiklikle bu kurumlara Atatürk Araştırma Merkezi ve Atatürk Kültür Merkezi’nin eklenmesi ile kamu tüzel kişiliğine sahip olmasına  karar vermiştir.

--Atatürk, Türk Tarihini Tetkik Cemiyetinin kurulmasına da öncülük eden Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 134. Maddesi gereğince,

--Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacını da:"Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tanımlanıyor.

--Ayrıca yine Atatürk vasiyetnamesinde  İş Bankasındaki kurucu hisselerinin nemalarını Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumlarına bırakarak kurumların ekonomik olarak bağımsız çalışmalarını sağlamak istemiştir. Kurumsal yapıdan amaçlara dönersek:

--Türk dili demek, TÜRKÇE demekti.

--Peki türkçenin tarihi ve yazılı kaynakları nelerdir.

-- Türk tarihi ve edebiyatının ilk yazılı kaynakları/metinleri olarak Göktürk Yazıtları kabul edilmektedir. Göktürklerden sonra ise Uygur Türkleri daha çok dini içerikli metinler yazmışlardır. Göktürkler, dönemi edebiyatı taşlara yazılan bir edebiyattır. Bu dönemden kalan bengü taşlar Türklerin en eski yazılı belgeleridir.

--Türk yöneticileri/kağanları ülkelerinde adaletin sağlanmasına büyük önem vermiştir. Orhun Kitabeleri’nde töre kelimesinin, sık sık  geçmesi devletin varlığınının törelere bağlılık ile ne kadar ilişkili ve önemli olduğudur.

--“Ey Türk budunu (milleti), devletini, töreni kim bozabilir.’’ Törenin en önemli değeri olan adalet de bu yüzden mülkün yani devletin temeli kabul edilmiştir.

--Devlet teşkilatlanmasında düzenleyici bir role sahip olan töre, yöneticilerin/kağanın hem keyfî hareket etmesini engellemiş hem de halkına adil davranması için bir kontrol mekanizması olmuştur.

--Atatürk bu yüzden, kurduğu Devlet ve Cumhuriyetin temellerini yasa ve adalet üzerine kurmuşken, milletin birlik ve beraberliğini de, ortak dil ve tarih üzerine olması gerektiğini, kurduğu kurumları aracılığı ile  vurgulamıştır.

--Atatürk döneminde 1932, 1934 ve 1936 yıllarında üç dil kurultayı yapılmış, hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil siyasetinin ilkeleri belirlenmiştir.

--Dolmabahçe Sarayı’nda 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında

 yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun “Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın” adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir.

--Atatürk açısından Türk Dili ve Tarihinin önemi ortadadır.

--Ayrıca kendisi de, Güneş Dil Teorisi kapsamında  Ulus Dil Yazıları - Etimoloji Morfoloji Fonetik Bakımından Türk Dili adlı çalışmasını da 1935 yılında yayınlamıştır.

--Bu günkü TDK, o günkü Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin kurucuları:

Mustafa Kemal Atatürk/  Samih Rıfat Horozcu/ Ruşen Eşref Ünaydın/ Celâl Sahir Erozan/ Yakup Kadri Karaosmanoğlu'dur.

--Tarih ve Dil Kurumları 1951 yılına kadar DERNEK statüsünde çalışmalarını yürütürken, bu tarihten sonra resmi kurum statüsüne geçirilmiş; 1983'den sonra da yönetim ve denetim iktidarların eline geçmiş, önceleri bağımsız seçilen yönetim kurulları ekonomik bağımsızlıklarına karşın, zaman ile mevcut iktidarların kontrollerine girmiştir.

--Türk Dili ile ilgili olarak yapılan ilk çalışmalardan birisi de "Dîvânu Lugâti't-Türk" adlı sözlük, antoloji, ansiklopedi ve dilbilgisi kitabıdır.

--Karahanlı Türkçesi ile ARAPLARA TÜRKÇE ÖĞRETİLMESİ ve Türkçenin yaygınlığını göstermek amacı ile Türklerin yaşadığı Coğrafyalar dolaşarak Kaşgarlı Mahmut tarafından 11'inci yüzyıl’da derlenerek yazılmıştır. 7/8 binden fazla Türkçe sözcük içerir.

--1900'lerin başında Şemsettin Sami tarafından hazırlanan "Kamus-ı Türkî"de ise 26 bin sözcük yer alıyordu. 1945 yılında Türk Dil Kurumu (TDK)'nun hazırladığı ilk Türkçe Sözlük'te ise 15 TÜRKÇE SÖZCÜK yer alırken günümüz TDK-Türkçe Sözlüğün de 100 binin üzerinde sözcük yer almaktadır.

 

--İyice arap saçına çevirdikten sonra konuyu toparlamak gerekirse:

--Atatürk, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletine verdiği önemi göstermek için gerekli kurumları kurmuş ve yasal düzenlemelerini de yaptırmıştır.

--Kendisinden sonra ki dönemlerler, 1951 DP İktidarı, 12 Eylül Gardrop Atatürkçü Paşaları dönemi ile başlayan Atatürk ve Cumhuriyetinin görmezlikten gelme çabaları günümüzde zirvesine tırmanmıştır.

--Artık iktidara yakın kişi ve kuruluşların Arapça resmi dil olsun çabaları ayyuka çıkmıştır.

--Her türlü giderleri, İş Bankasından gelen nemalardan karşılanan TDK ve TTK'nun günümüz çalışmalarına söyleyecek söz bulmak zor değil de, alemin delisi de ben değilim. Bu konuda Devletten Akademisyen olarak, "Atatürk'ün Partisi"nin siyasileri olarak Maaş alan, bu kurumlarda çalışan ve yönetim kurulu olarak görev yapıp, "Huzur hakkı" alanlar varken,

--Benim bu kadar boşboğazlığım bile fazla.

--Anlayanlara "sivrisinek saz, anlamayanlara bu yazı bile hikaye!.."

--Siz, Ayasofya'da Cuma namazı kılacakların peşinde, bu taraklarda da bezi olmaynları temsilci-siyasi seçmeye devam edin.

--Yolun sonuna gelindi de, siz hayal görüyorsunuz!..

--Atamın Kurduğu Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin kuruluş yıldönümü ve Doğum Günü kutlu olsun.(12 Temmuz 1932)

Yayın Tarihi
13.07.2020
Bu makale 884 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!