Ben
minik bir hayattım
Başka
hayatlardan akan
Şimdi
koca kamyon oldum
Başka
hayatları da taşıyan
Aşk
ve arabalar arasında veya aşkı yaşamakla araba kullanmak arasında bir benzerlik
görürüm. Benzer bir ilişki de aşkla ayakkabı arasında vardır.
Aşk
arabaya benzetilecekse o arabanın da iki şoförü olacaktır. Şoför mahallinde iki
koltuk, burada iki ayrı direksiyonu, iki ayrı gaz ve freni, iki ayrı vitesi,
iki ayrı motoru, iki ayrı yakıt deposu olan arabada birinci şoför siz diğeri
ise aşık olduğunuz kişidir. Bazen bu araba tek şoför, tek motor, tek direksiyon
sürülür bazen iki. Ki en doğrusu iki motorlu bir arabaymış gibi kullanmak. Hem
daha hızlı gidilir hem de güçlü bir araba olacaktır her engeli aşarken.
Aşkta;
iki şoför, iki direksiyon, iki farklı gidilecek hedef veya yer olursa biri
arabayı kullanırken kendi istediği yere, diğeri kullanırken öbür tarafa
gidecektir. Araba hangi yöne gitse öbür hedeften uzaklaşacaktır. Aşk iki
kişinin birlikte bir yere varmayı arzulaması ve bunun için çaba sarf etmesi ise,
doğru olanı, aynen yolcu uçaklarında olduğu gibi, iki kaptan, tek varılacak
yeri, hedefi olan bir yolculuktur.
Kolay
değildir iki farklı kişinin aynı arabada aynı hedefe gitmesi. Elbet sürüş
tekniği, gidilecek yol, kimin nerede ne yapması gerektiğinin belirlenmesi açısından
birçok çatışma olacaktır. Asıl önemli olan bu çatışmanın olup olmadığı değil,
bu çatışmanın hangi yöntemle çözüldüğü veya sürdürüldüğüdür. Burada; her iki
tarafında kazanıp kazanmadığı “kazan-kazan modeli” ya da bir tarafın kazandığı “kazan-kaybet
modeli” veya her iki tarafında kaybettiği “kaybet-kaybet modeli” uygulanabilir.
Elbet en doğrusu kazan-kazan modelidir.
Bazı
şoförler bir yere varmak için, bazısı aynı anda arabayı kullanmaktan keyif
aldıkları için, bazıları her iki amaç içinde aynı arabada olurlar. Bazı
şoförler kiralık araba kullanırken, bazı şoförler de kiralık şoför kullanırlar.
Hatta bazı şoförlerin yedeklerinde bazen bir veya daha fazla araba, bazen de
şoför vardır.
Kimisi
aynı hedefe off-road gitmek ister, kimisi daha önceden yürünmüş yollardan.
Bunun doğrusu tarafların rızasıyla ilgilidir. İki tarafta rıza gösteriyorsa
gidilen yola nereden gidildiğinin hiç önemi yoktur. Yolculuk sizi mutluluğun
içinde tutarak hedefe götürecektir.
Kimi
şoförün dikkati diğerinden daha iyidir. Bu durumlarda diğer şoför arabayı iki
kişilik kullanmalıdır. Bazı durumlarda bir şoförün dikkati dağılabilir. Bu
durumda diğer şoför durumu hemen anlamalı ve gereken rolü üstlenmelidir. Bazı
durumlarda bir motor arıza yapabilir, çalışmaya bilir, yakıtı bitebilir vs. bu
durumlarda da tüm görev diğer şoföre düşmektedir.
En
büyük hatalardan biri bir şoförün tek başına diğer şoföre arabayı hiç
kullandırtmadan uzun yolculukta tek başına kullanmasıdır.
Elbet
araba düzenli bakım gerektirir. Gidilen yere bağlı olarak da değişen bakım ve onarımlar.
Bu normaldir. Her şey eskir çünkü. İlişki de, araba da, aşk da dâhil buna.
Bakım yapılırsa aksamadan yoluna devam eder. Arabanın bakım ve tamiratını
şoförler yap(a)mazlar, bunun ustalarına götürmek gerekir. Ama aşkın tamiratını
daha çok o aşkın taraflarının yapması gerekir. Nitelikli bir beraberliği
sürdürmek için tarafların aralarında kurguladıkları iletişimin kalitesi ve dili
önemlidir. Gary Chapman taraflara beş
sevgi dilini kullanmalarını öneriyor. Bunlar; “nitelikli beraberlik”, “onay
sözleri”, “armağanlar”, “hizmet davranışları” ve “fiziksel temas”tır. Nitelikli beraberlikteki kasıt; bir kişiyle
ne kadar süre beraber olduğunuzun değeri yoktur. Asıl olan onunla beraberken
neyi, nasıl yaşadığınızdır. “Bazen bir hayat yaşarsınız geri dönüp
baktığınızda, yaşanmış birkaç an görürsünüz. Bazen bir an yaşarsınız, geri
dönüp baktığınızda yaşanmış bir ömür görürsünüz” der Ardahan bir şiirinde bu
durumu örneklemek için. Onay sözleri ise yapılan bir davranışın, sözün veya
hareketin yalnızken veya başkalarının yanında belirgin bir şekilde
onaylandığının belirtilmesidir. Annenin çocuğuna iyi davranışları ardına “senin
bu tarz davranışların beni mutlu ediyor” demesi çocuğu o ve benzer davranışları
yapmaya yüreklendirecektir. Armağanlar; küçük hediyelerdir. Gidilen bir
şehirden, ülkeden veya yerden ona küçük hediyeler almayı veya bazen “ellerine
sağlık” demeyi, “teşekkür ederim” demeyi ifade eder. Hizmet davranışları ise
bireyin onun hoşuna gidecek ve onu mutlu edecek şekilde
sevdiğine hizmet etmesi anlamına gelir. Bir çocuk annesine su getirebilir
mesela. Bu da bir hizmet davranışıdır. Fiziksel temas ise dokunmaktır. İnsan
insana birçok şekilde dokunabilir. Elleriyle dokuna bilir mesela yârin eline,
gözleriyle dokunur mesela özlem dolu bakışlarla, sözleriyle dokunur mesela
akşamsefasında okunan bir şiirle, söylenmiş bir güzel sözle, kokusuyla dokunur
mesela sadece onun bildiği, bileceği, dudaklarıyla dokunabilir mesela canının
istediği yere. Asıl olan sevgiyle dokuna bilmektir. Hayat çok gariptir.
Anneler-Babalar; en son çocuklarını saçlarını okşayarak ne zaman uyandırdılar
mesela, ya da, cinsel bir arzu duymadan en son eşlerinin saçlarını ne zaman
okşayarak uyandırdılar merak ederim.
Sevgideki
bakımda budur tamir de budur aslında.
Arabadaki
kazalar şoförlerden birinin o anki dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden veya
tecrübesizliğinden kaynaklanabilir. Hatta aynı anda iki şoförün arabayı sürmeye
çalışmasından değil, birinin bitarafa diğerinin öteki tarafa gitmeyi
istemesinden kaynaklanır. Bazı durumlarda taraflardan biri ya da her ikisinin
isteğiyle arabada şoför değişimine ihtiyaç olabilir. Eğer bir arabada şoförün
değişimine ihtiyaç olursa mutlaka yeni bir araba alınmalıdır. Eski arabaya yeni
şoför veya geçici şoför alınmaz. Alındığı durumlarda diğer şoför mutlak çok
problem çıkarır. Hatta arabayı yakar.
Araba
kullanmak için nasıl ehliyete ihtiyaç varsa yani ehil olmak gerekirse aşk
arabasını kullanmak içinde bir ehillik gereklidir. Aşkı istemek, gerekli
yeteneğe sahip olmak, araba kullanmaya hazır olmak ve sonraki aşamaların
gereklerini yerine getireceğine dair bir vaatte bulunmak bu ehilliğin
tarifidir. Ehil şoförlerle uzun yola çıkılır. Ehil olmayan kısa yollarda bile
yolunu kaybeder, arabayı çarpar veya arabayı yanlış viteste, yanlış devirde
kullanır. Bazen bunlar şoförün kendisini yorabileceği gibi, arabayı veya diğer
şoförü de yorar.
Arabaya
bakım yapılmazsa hurdaya döner ki yolda bırakır insanı. Bugün her yerlerde
yolda kalmış aşkları görürsünüz bakım yapılmadığı için. Kimisi yağsızlıktan,
kimisi susuzluktan, kimisi aşırı kullanmaktan, kimisi motorunun
dayanamamasından, tekerinin patlamasından vs. yanından geçer gideriz, kendi
direksiyonumuza vurarak, “Allah kimselere göstermesin” dileğiyle birlikte.
Kazasız
belasız aşklar, sürüşler ve uzun yolculuklar dileğiyle… yazımı Cemal Süreya’nın
güzel bir şiiriyle bitirmek istiyorum.
Belki de konuşuyordur gözlerin,
Ama ben gözce bilmiyorum ki;
Sessizce biliyorum,
Usulca biliyorum,
Masumca biliyorum…