DUAYEN

Akıl...

Bu hafta yazıma çok beğendiğim bir fıkra ile başlamak istiyorum. Adamın birsi kışlaya girmek için nizamiye kapısına yaklaşır. Nöbetçi “Dur” diye bağırır. Adam durur. Nöbetçi tekrar “Dur” diye tekrarlar. Adam “Durduk ya kardeşim” der. Nöbetçi asker ” Onu bunu bilmem, ben üç defa dur der sonra çeker vururum” der. Çünkü komutanları onlara “Üç kere dur dedikten sonra çekip vurmalarını” öğretmiştir.

Beyin muhakkak ki insanın en önemli organıdır. Beyin düşünceyi üretiyor. Düşüncelerin niceliği de zekâ seviyesine (IQ) bağlı.   Yale Üniversitesinden Profesör Robert Stemberg zekânın çözümlemeli (analitik), deneysel (ampirik) ve pratik zekâ olmak üzere üç boyuttan oluştuğunu varsayıyor. Çok derine dalmadan ben de bu konudaki düşüncelerimi anlatmaya çalışacağım.

Mantık ise bilginin yapısını inceleyen, doğru ile yanlış arasındaki akıl yürütmenin ayrımını yapan bir düşünce tarzı.  Zekâ bir Allah vergisi, onun için insanlar eşit zekâlarda olamıyor. Zekâ eğitim veya akademik yetenekle de sınırlı değil. Ancak zekâyı besleyen gıdalar ve soyut unsurlar var. Balık bu gıdaların en önemlilerinden birisi. Diğer unsurların başında vicdan sonra sırası ile doğru bilgi ve deney geliyor. Vicdansız üretilen; bilim dâhil, hiçbir şeyin kıymeti yok.

Tabii, vicdansız ve bilgisiz zeki insanlar da düşünce üretiyor.  Bunlara genellikle “İhanet ve açıkgözlülük” diyoruz.  Yukarıdaki örnekte gördüğümüz gibi ezberle, biat kültürüyle, dogmatizmle, konuları irdelemeden, neden niçin sorularını sormadan yetişen insanlarda doğru mantık aramanın da bir anlamı yok.

Emekli amirallerin “Açıklaması” ve on amiralin tutuklanması bana bu düşünceleri hatırlattı.

 

Yayın Tarihi
12.04.2021
Bu makale 990 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!