Ak Partili olmak!

İktidar Partisi boşa olunmuyor. Hele 3 dönem iktidarda ve hem de çok yüksek bir oyla kalabilmek. Hafta sonu sohbetimde bu durumu daha iyi gözlemledim.

Genç anlatım

Yukarıdaki üç satıra bakıp da Ak Parti’ye göz kırptığımı düşünmeyin.

Zaten bugüne kadar ne Ak Parti’ye ne gök partiye, ne CHP’ye, ne de MHP’ye veya BDP’ye veya BBP’ye, geçmişte de ne DYP’ye, ne DSP’ye, ne de ANAP’a hiç göz kırpmadım.

Gazeteci olarak hep güzel gördüklerimi yazdım.

Hafta sonu da bir tesadüf sonucu Ak Partili bir yönetici ile kahve içme imkanı buldum.

Elbette benim gibi biri olur da ne kadar havadan sudan konuşabilir ki?

Daha işin başından bodoslama siyasete daldım.

Doğu bölgesindeki olaylar, Suriye politikası, açılım, barış, adaylar, aday olabilecekler derken girdik gayle kuyusuna.

Ak Partili genç arkadaş, müthiş güzel girdi konuya.

“Ak Partili olduk ise her şeyi kabullenen olmadık. Biz Ak Partililerin de hükümetin icraatları içinde beğendiği de var, beğenmediği de.

Ama bunu çıkıp da halkın içinde bas bas bağırmayız.

Bunu gerekli yerlere görüş olarak bildiririz.

Yani kayıtsız şartsız değiliz.

Kendi doğrularımızla partinin doğruları bazı durumlarda örtüşmeyebiliyor.

Peki neden Ak Parti?

Madem durum böyle ise neden Ak Parti?

Çünkü biz partimize inanıyoruz.

Ülkemizi düzlüğe çıkaracağına inancımız sonsuz.

Şöyle bir etrafınıza bakın, bu ülkeyi yönetebilecek bir eli ayağı düzgün politikacı var mı? Ufku geniş, ülkeyi müreffeh ülkeler seviyesine çıkarabilecek?

Ben baktığımda göremiyorum.

Arkadaşlarım da göremiyor.

Örneğin ben dindar, dini devleti savunan biri değilim.

Aslında bana sosyal demokrat demek daha yakışır.

Ak Parti’nin sosyal demokrat kanadından denebilir.

Ama böyleyim diye yapılan her şeye ne karşıyım, ne alkışlarım.

Doğruda savunurum, yanlışı eleştiririm.

Zaman zaman toplanırız.

Hükümetin gidişatının bazı bölümlerini hepimizin eleştirdiği mutlaka olmuştur.

Ama bunu dışarı çıktığımızda dillendirmeyiz.

Toplantıda konuşulan orada kalır, gerekirse de genel merkeze rapor edilir…”

Antalya adayı

Buraya geleceğinizi biliyordum.

Şimdi de Menderes Türel diyecek siniz!

Bu benim fikrimdir. Menderes Türel’in Antalya Belediye Başkan Adayı olması hayalden öte değildir. Çünkü üstlendiği görev ülkenin geleceğine katkı yapacak bir görevdir. Bundan dolayı Türel’in “Ben Antalya’yı istiyorum deme lüksü asla yoktur” ve böyle demez de.

Ama gün gelir Başbakan Türel’i görevlendirirse buna kimse karşı çıkamaz.

Bizim karşımıza kimi aday çıkarırlarsa biz teşkilat olarak şartsız ona çalışırız. Yeter ki bu adayı 6-7 ay kala çıkarsınlar. Biz adayımızı hazırlarız. Kimse de onun karşısında olmaz, küsüp darılmaz. Bizim partimiz böyle bir partidir…

Evet Ak Partili bir genç beyinle yaptığım sohbet böyle.

Ben geleceğin iyi politikacısını konuşurken hissettim.

Keşke böylesi dürüst ve geçmişi temiz ailelerin çocukları ülke yönetimine soyunsa, soyundurulsa ve o hak verilebilse…