BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Afganlılar ve Muhtemel Tehlike...

Son günlerde Türkiye sınırlarının siyasi erkin onayı ile kevgire çevrildiğinin farkındasınız. Türkiye'ye doğru sürü halinde gelen eli silah tutan, askerlik çağında genç erkeklerin akın etmesinin ardındaki gerçek nedir?

Görüntü vahimdir! ABD ordusuyla iş birliği yapmış Afganlı genç adamların Türkiye'ye yönelik akını demografik bir dinamit niteliği taşıdığını hatırlatalım! Devletin bilgisi dâhilinde bu insanlara kapılar açıldığına göre, şu ihtimaller akla gelir.

1-BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) planı gereğince Türkiye'nin demografik düzenini değiştirmeye yönelik bir eylem olabileceğini akla getirmektedir. Gelen Afganlı genç erkekle "sığınmacı" olamazlar. Zira Suriyeli sığınmacılardan çok farklı bir görüntüye sahipler. Afganistanlı ve Suriyeli bu sivil gruplar milis güç olarak silahlandırıp gerektiğinde iç dinamik güç olarak çatışmalara sokmak ihtimali vardır!

2-Afganlı bu genç insanları kamplara alıp eğitmek tıpkı ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) gibi "eğit-donat ve cepheye sür" amacıyla Kabil Havaalanını Taliban'a karşı yine eğitimli Afganlı bu gençler aracılığıyla savunmak!.. Bu da bir ihtimal...

3-Yurt içinde siyasi ayrışmalara zemin hazırlayıp bu insanları anarşinin kaynağı gibi göstermek ve halkla çatıştırmak böylece küçük çaplı iç çatışma başlatıp OHAL ilanıyla siyasi konumunu devam ettirmek. Ardından uluslararası operasyona açık hale gelmek!

Gelenlerin görüntüsüne bakıldığında bu üç ihtimalden biri ya da birden fazla amaç için kullanılmak üzere kurgulanmış riskli bir planın sonucu olduğu akla getiriyor!..

***

Afganistan, 1960 yıllardan itibaren gündemde olan bir ülkedir. O yıllarda Rusya tarafından işgal edilmişti. Bu işgale karşı bir direniş başlatılmıştı, Taliban (Talebeler) örgütü işte o zaman ortaya çıkmıştı.

Önce şu soruyla başlayalım: Afgan milleti diye bir millet var mı?

Varsa bu milletin kökenleri nereye dayanıyor?

Sosyolojik yapısı incelendiğinde Afganistan denilen bu ülkede yaşayan insanların henüz "millet " olamadıkları yaklaşık 1440 sene önceki kabile hayatının devam ettiğini ve "Afgan milleti" diye bir ifadenin kullanılamayacağını görmek mümkün. Çünkü burada yaşayan insanlar kavimler, aşiretler bağlamında ayrışırlar. Bunların başında köken olarak Türk olan Özbek, Türkmen gruplar ile yine sınır komşusu olan Tacikistan'ın halkının bir kısmı yani "Tacik", "Hazara", "Peştun" vb. gibi kabileler vardır. Halk ait olduğu kabileye göre değerlendirilir. "Ben bir Afgan'ım, soyum uludur" demez/diyemez.

Halk arasında milli bir dil yoktur. Dolayısıyla her kavim/aşiret kendi başına buyruktur. Her kavim kendisine özel dil ve lehçesiyle konuşur. Halk veya millet bilinci yoktur, kavimler birbirini sevmez.

Farklı kavimler/aşiretlerden insanları aynı ortamda aynı işte bir arada çalıştırmanın zorluğu yanında aşiretler arası evlilikler de nerede ise imkânsızdır. Ülkede egemen güç olan kabile "Peştunlar" olduğu ve ülkenin gerçek sahibinin kendileri olduğu iddiası vardır.

Aslında bu söylem doğru olabilir, çünkü tüm cumhurbaşkanları Peştun kabilesine mensupturlar. Bunlar ekonomik olarak daha güçlü oldukları için ülke geneline egemen oldukları sanılıyor. Fakat Taliban (talebeler) örgütünün kökeni hangi kabileye ya da kabilelere dayanıyor bu tartışmalıdır. İyi bir araştırma gerekir. Ülkeyi işgal etmeye çalışan Taliban da homojen bir örgüt değildir.

Bilgiye göre üç ayrı Taliban grup var.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

İlki, 1960'lı yıllarda Rus işgaline karşı ortaya çıkmış olan grup. Bu milli bir direnişi temsil ediyordu. Artık bu gruptan söz edilmiyor. Artık örgütsel bir özelliği kalmamıştır.

İkinci grup, medreselerden özel olarak yetiştirilmiş şeriat kurallarına bağlı ve egemen kılmak için radikal grup.

Üçüncü grup ise ABD'nin maaşa bağladığı çapulcu gruptur. ABD ile işbirliği yapan, ABD çekilince yurtdışına kaçan grup... İşte Türkiye sınırlarından elini kolunu sallayarak girenler bu besleme çapulcu Taliban gruba mensup olanlardır. Nitekim kılık ve kıyafetlerinden anlaşıldığı üzere sürü halinde bir yerlerden gelen emre uygun olarak yurdumuza sokulmaktadırlar. Ülkeleri aşıp gelenlere kevgire dönüşmüş sınırlardan içeri alınıyorlar!

Basına yansıyan haberlere göre ABD'nın desteğiyle hortlatılan "Taliban" aracılığıyla Afganistan'da yıllarca kaosun sürmesini sağlayarak zenginliklerini ülkesine taşıyor! Nitekim ABD'nin 20 yıldan beri işgal ettiği bu geri kalmış, hala ortaçağı yaşayan ülkeye hiç bir katkı yapmadığı gibi yer altı ve yer üstü zenginliklerini kurduğu halktan izole kamplardan ABD'ye taşıdığı gizlenmiyor.

Askeri kampların dışına çıkmayan ABD askerleri çekilince bu kamplarda kim bekleyecek? Hiç bir dönemde lâik ve medeni bir toplum olamamış bu ülke tam anlamıyla cehaletin ve ilkelliğin merkezidir. İlkelliğin belgesi olarak bu ülkede okur-yazar oranı erkeklerde %18 civarında, kadınlarda ise %1'i geçmiyor.

Burada kadının adı yoktur!

Sosyal yaşamları fevkalade geridir. Örneğin ne tuvalet eğitim ne yemek yeme eğitimi ne de doğru dini bilgiye sahip bir toplum vardır. Kulaktan dolma din bilgileri diye hurafeler geçerlidir.

Eğitimsizliklerini giderme eylemi karşısında çabuk cayışlar ve aslına dönüş potansiyelleri çok yüksektir. Toplumda yalan söylemek bireyin ismi kadar bir gerçektir. Devletle iş yapmak isterseniz önce rüşvet vermeyi öne alacaksınız.

Nüfus planlaması yoktur, yapılması da mümkün değildir. Toplumun en küçük birimi ailenin en az on çocuğunun olduğunu düşünürseniz bu coğrafyanın bilinçli olarak cahil ve fakir bırakıldıkları akla gelir. İlginç olan diğer bir husus, bu ülkeye yapılan yardımların önce devleti yönetenler arasında paylaşıldığı geriye kalan az bir miktarın ancak halka aktarıldığı insanları hayrete düşürüyor. Tüm bunları bilen ve anlatan insanlar orada bizzat yaşamış olan kişilerdir. İddia değil, gerçek olan durumların özetidir.

***

Çözüm...

Basına yansıyan haberlere göre siyasi bir tercih mi yoksa uluslararası bir komplonun ürünü mü bilemem ama her gün yüzlerce bazen de binlerce kaçak giren Afgan göçmenler mutlak surette belli alanlarda toplanıp kontrol altında tutulmalıdır. Yukarıda belirttiğim üç ihtimalden hangisi tercih edilirse edilsin sonuçta Afgan göçmenleri Türkiye başına dert olacaklardır. Kontrol edilmeyen Afganlı göçmenlerin çok ilkel ve "vahşi" olduğunu da hatırlatalım. Eğer Afganistan’dan gelen bu düzensiz göç kontrol edilmezse ülkemizde ne gibi huzursuzluğa sebep olabileceğini kimse kestiremez. İlk haberlerde okuduk, Türkiye hakkında olumsuz videolar yayınlayan mı dersiniz, Alanya'da Türk Bayrağı yerine Afganistan bayrağı asmak isteyen mi dersiniz şimdiden ülkede eylemler başladı. Afganlı gençler sığınmacı değiller onlar "göçmen" konumundadırlar. Milyonu aşan rakamlardaki Afganlıların külfeti mutlaka BM tarafından karşılanmalı ve sınır dışı edilmelidir. Suriyeliler gibi yarın Afganlılar da PTT veya bankada maaş kuyruğuna girerlerse hiç şaşırmam!

Yayın Tarihi
13.08.2021
Bu makale 878 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!