ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE

1 Mayıs’la İlgili Değerlendirmelerim

*    Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı, Atatürk sevdalısı yurtsever kardeşlerim hepinize merhaba. Malumunuz bugün 1 Mayıs İşçi ve Emeğin bayramı. Ben bir işçi çocuğuyum ve bunun anlamını ve önemini çok iyi biliyorum. Bu nedenle hak, hukuk, adalet ve demokrasiye saygısı olan herkesin emeğin ve dayanışmanın bayramını kutluyorum. Çünkü bu bayramın içeriğinde insana ve emeğe saygı ve sevgi vardır. Bu nedenle bu bayram benim için çok kutsaldır.

 

*    Ancak yine üzülerek ve birazda trajikomik bir şekilde bazı insanların klavye başında devrimci bir insan görüntüsü vererek sosyal medyada kutlama ve ahkâm kesmesini ibretle izliyorum. Uzun olmaması bakımından kısa bir şekilde bu söz konusu 1 Mayıs gününün ülkemizde ne hale getirildiği hakkında duygu ve düşüncelerimi açıklamak istiyorum.

 

*   Halkımızın artık 1 Mayıs gününün her kutlama yıl dönümünde bir terör olayı olabileceği, iki ayrı ideolojinin çatışma, korku ve endişe alanı olduğu imajı ve düşüncesi oluşturuldu. Hatta geçmişte Bahar Bayramı olarak kullanıldığını sizlerde biliyorsunuzdur. Hatta Kara Harp Okulu'nda 1978 yılında öğrenci iken Ankara'da izine çıkamadık. O gün tüm ülkede aynı terör ve çatışmalar olacağı bekleniyordu. Bu nedenle siyasetten arındırılmış askerler olarak okulun ormanlık bölgelerinde piknik yapmıştık. Yani kısacası sosyal ve kültürel bayramımızı bile çağdaş insanlar gibi kutlayamaz hale geldik. Bir bayramı kutlamayı bile beceremeyen bir ülkenin siyaset ve devlet adamları da dünyanın en güçlü 10 ülkesi arasında olduğunu iddia edebiliyor.

 

*    Sizlere bir soru sormak istiyorum. Ülkemizde işçinin ve emeğin önemi bakımından sorumlulukları olan parti, sendika ve STO.'lerinin neler yaptıklarını ve anayasa ile yasalarda hangi düzenlemeleri yapacaklarını ve en önemlisi de gelecekte tüm halkımızın sosyal refahına yapacakları katkı ve umutların neler olduğunu biliyor musunuz? ki Ben bunları etkili bir şekilde duymadım.
 

*    Konferanslarımda söylemişimdir. Cumhuriyetimizin bekasına ve ülkemizdeki sosyal refahın ve bu bağlamda işçi ve tüm emekçilerin ezilmesine neden olan gerek dış gerekse iç mihraklardan gelen tehdit ve tehlikeler olduğunu değerlendiriyorum. Bunlardan bana doğrulanmış bilgileri size aktarmak istiyorum. Bundan yaklaşık 10 yıl önce Hürriyet gazetesi ekinde Ayşe Arman isimli bir kadın gazetecinin ABD.nin gizli Haber Alma Örgütü CIA’nin İstanbul büro şefi ile yaptığı röportajında Amerikalı yetkili " Biz Türkiye'deki bütün operasyonlarda sadece sağ örgütleri değil sol örgütleri de kullandık diye açıklamada bulunmuştur." Ancak bu haber sonrası Türkiye'de hiçbir siyaset ve devlet adamından hiçbir tepki görmedim. İşte işin en önemli püf noktası budur. Yani bu emperyalist güçlerin ülkemizdeki olumsuz operasyonlarına engel olamadık. Bizi önce sağcı-solcu, Kürt- Türk ve de Alevi- Sünni diye böldüler ve bizi birbirimize düşman ettiler. Daha hala kişisel çıkar peşinde koşan zavallılar göremiyorlar. Deniz Gezmiş dâhil Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy vb. gibi birçok Atatürkçü yurtsever aydınımızı ve değerlerimizi bu operasyonlardan koruyamadık. Yani 1977 yılındaki Taksim olaylarının bu tür organize edilmiş bir olay olduğunu değerlendiriyorum.
 

*   Şimdi ülkemizdeki işçi hak ve sorunlarının sağlıklı ve tarafsız bir değerlendirmesini yapmak istiyorum. İktidara gelen sağ ideolojinin ve güç odaklarının temsilcilerinin amacı gerçekten işçi ve emekçilerin sorunlarını çözmek ve sosyal refaha yönelik olumsuzlukları gidermek midir? Ben artık buna inanmıyorum. Ama merak ettiğim ülkemizde kaç tane işçi sendikası var biliyor musunuz? Onlarca işçi sendikası vardır. Almanya'da ne kadardır? Acaba bunlar neden farklı bir ideolojinin ve Parti'nin güdümünde olurlar. Bu sendikalar Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkelerini esas alırlar mı? Atatürk'ün sosyal ve kültürel milli hedeflerini bilirler mi? Sarı sendikalar hiç ülkemizin gündeminden düşer mi? Ben zannetmiyorum. Daha geçenlerde bir Sendika başkanı mikrofonun açık olduğunu unutup iktidar lehine açıklama yaptığını hatırlarsınız. Sendika yöneticilerinin odalarında Atatürk fotoğrafları vardır. Ama Atatürk’ün ilkeleri ve ruhu yoktur. İnsanlık onuru ve vicdan kalplerinde yok edilmiştir.  Gerçekten çok üzücü günler yaşıyoruz.  Bir daha söylüyorum ki bu

yaşanan sorunların sorumlusu Atatürkçü olduğunu söyleyen ancak onu kişisel çıkarları için kullanan ahlaktan ve vicdandan ve de insanlık onurundan yoksun zübüklerdir. Lütfen geleceğimiz kuşaklarının ve yavrularımızın huzur ve refah içinde yaşaması için Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkeleri doğrultusunda millî birlik beraberlik içinde birbirimizle dil, din, etnik kültür, mezhep ve sınıf ayrımı yapmadan birbirimizi kucaklayalım. Bu ülkenin insanları barış içinde ve kardeşçe yaşaması gerekirken yine 1980 askeri müdahalesi öncesinde olduğu gibi halkımız ayrıştırıcı bir dille birbirine düşman ediliyor.

 

* Sizlere hatırlatmak isterim ki Atatürkçü Düşünce sisteminin Bütünleyici ilkelerinden olan " TAM BAĞIMSIZLIK, ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ, MİLLÎ EGEMENLİK, MİLLÎ BİRLİK VE BERABERLİK, AKILCILIK ve BİLİMSELLİK, BARIŞÇILLİK, İNSANCILLİK ve İNSAN SEVGİSİ, BATILILASMA ve ÇAĞDAŞLAŞMA, EŞİTLİKÇİLİK, GERÇEKÇİLİK " bu ülkenin siyasetinde ve planlarında var mıdır? Hadi diyelim ki iktidarda yok. Atatürkçü olduğunu söyleyen muhalefetteki partiler, dernekler, sendika ve STO. lerinin yönetimlerinde varımıdır? Ben tam olduğunu zannetmiyorum. Yazılı olarak var ama uygulamada yoktur. Ama gerçekten bu ülkenin insanları yani halkımız bu konuda ve ülkemizdeki yaşanan gelişmelerden çok dertli ve üzüntüden kahrolan yurttaşlarımız çok sayıdadır. Evlerinde artık haber programı bile seyredememektedir. Şehit haberleri yüreğimizi dağlamaktadır. Lütfen çok uyanık ve bilinçli olmalıyız. Şimdi AKP ye oy veren yurttaşlarımızdan sağduyulu olanları uyarmalı ve bu tehlikeler konusunda bilinçlendirmeliyiz. Her şey güzel olacak ve buna yürekten inanıyorum. Selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Ayrıca bu makalemi kendi sayfanızda paylaşırsanız ve birçok yurtsever insanımıza ulaşmasını sağlarsanız çok sevinirim. Sağlıcakla kalınız.

Yayın Tarihi
05.05.2020
Bu makale 1128 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!